Merhabalar!Yeni bölüme hoşgeldiniz canım okurlarım!
İyi okumalar! ♡
3 Yıl Sonra...
Hayal'den...
Herşeyin başlaması, belki de bitmesinin üzerinden tam üç yıl geçmişti. Tam üç yıl...
Ve bu üç yıl, hayatımın en güzel üç yılıydı..
Kızımla, kocamla ve ailemle hayatımın en güzel, en pürüssüz, en normal ve en sorunsuz yıllarını geçirmiştim.
Artık yirmi altı yaşındaydım..
Ve kızım Mavi, bugün üç yaşına girecekti..
Gün çok güzel başlamıştı. Sanki hayatımı karartacak, sonsuza kadar değiştirecek, mahvedecek olan gün değilmiş gibi...
Heryeri mavi ve pembe balonlarla, renkli kağıtlarla ve kurdelelerle süslemiştik.
Salonun duvarına da kocaman 'İYİKİ DOĞDUN MAVİ' diye bir yazı asmıştık.
Üzerimde mavi, uçuş uçuş bir elbise vardı. Aynu elbisenin küçüğünü de Maviye almıştık.
Sarıya çalan saçlarını mavi tokalarla iki kuyruk yapmıştım. Elbisesini de giydiğinde, hayatımda hiç bu kadar güzel birşey görmediğimi düşündüm.
Benim kızım, çok güzel görünüyordu ve hayatının çok daha güzel olmasını sağlayacaktım.
Benimkinden daha güzel..
Ayakkabı giymekten hiç hoşlanmadığından, giydirmek bayağı zor olmuştu.
Giydirmeyi sonunda başararak arkamı döndüm ama döner dönmez ayakkabıları arkamdan fırlatmıştı.
"Mavi ne yapıyorsun?"
Küçük yüzünü kızgınlıkla buruşturdu.
"Onları giymek istemiyorum anne ben."
Ayakkabıları elime alıp ona doğru ilerleyince kaçmaya çalıştı.
"Kızım düzgün dur. Bak anneanne ile dede gelecek. Onlara güzel görünmek istemiyor musun?"
Anneanne dede laflarını duyunca gözleri parladı.
"Ne zaman gelecekler?"
"Şimdi gelirler. Hadi onlar gelmeden giy şunları güzel güzel."
Bu sefer itiraz etmeden giydi. Bu huyunu seviyordum. Anneannesiyle dedesini çok fazla seviyordu. Onlara çok düşkündü.
Ama onlardan daha düşkün olduğu bir kişi vardı.
Babası...
Yiğite o kadar düşkündü ki, bazen kıskanmamak için kendimi zor tutuyordum.
Yiğitin de ondan aşağı kalır yanı yoktu. Çoğu zaman işten geldiğinde ilk onu görüyor, onunla saatlerce oynuyordu.
Bazen onlara bozulmuş gibi yapardım ve daha on dakika geçmeden ikisi de gönlümü almaya gelirdi. O zamanlar çok mutlu olurdum.
Böyle olduğunda, Yiğit gece sabaha kadar bana beni ne kadar sevdiğini anlatırdı.
Bunu hiç dile getirmese de, bunu yapmasa küseceğimden korktuğunu biliyordum.
Aslında hiç öyle birşey yoktu. Onlar ne kadar mutlularsa, ben iki katı mutlu oluyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP KAPILARI
Teen Fiction"Her kalbin iki kapısı olduğunu okumuştum bir keresinde. Hiç olur mu öyle şey demiştim. Halbuki herşey, kalbimin kapılarının ona açıldığını anlamamla başlamıştı. Ama herşey, çok daha korkunç bitecekti, hissedebiliyorum..." H... •ÖZET• İstanbul'un...