Bu kız kendine acımaz artık..!Nihal'den...
Hayali yerden kaldırıp sedyeye yatırdıklarında dizlerimin üzerine çökmüş öylece durmaya devam ediyordum. Gözlerim ağrıyordu. Felaketlere sebep olmaktan çok yorulmuştum. Etrafıma bakmak istemedim. Onlatın da beni suçlamasından korktum. Çünkü ben de kendimi suçluyordum. Kalbim bile bana kan pompalamaktan, yaşamamı sağlamaktan sıkılmıştı sanki...
Haklıydı...
Ben ne yapmıştım?
Babam yanıma yetiştiğinde saçlarım gözlerime doğru dağılmıştı. Psikopat gibi görünüyordum.
Katil gibi...
Katil miydim? Hayal ölmüş müydü?
Birden ayağı kalkıp hastaneye doğru koşmaya başladım. Sanki arkamda katil varmış gibi koşuyordum. Katil varmış gibi...
Katil içimdeydi, arkamda değil...
Gözyaşlarım rüzgarla bilmediğim diyarlara lanetimi taşırken saçlarım saklamaya çalışıyordu onları.
Hiçbir şeyi başaramadığım gibi, bunu da başaramıyorum... Düzgün bir psikopat olmayı bile başaramıyorum...
"Etrafındakilere zarardan başka birşey vermiyorsun!"
İşte bu kadardı. Bu kadardım. Sadece zarar, sırf zarar...
Hıçkırıklarım benden izinsiz dudaklarımdan dökülürken on saniyelik yol, bana on asır gibi gelmişti.
Sonunda hastaneye vardım. Sedyeyi gördüğümde koşmaya devam ettim.
Ameliyathanenin kapısından girmek üzereyken beni tuttular. Direndim. Çünkü içeri girmek istiyordum.
"Hanımefendi lütfen sakin olun. Buradan ileri alamayız."
"Bırak, lütfen bırak girmem lazım içeri kardeşim o benim, bırak!"
Bırakmıyordu allahın cezası.
Çırpınışlarım bir işe yaramıyordu. O kadar sıkı tutuyordu ki beni bir an nefessiz kaldım. Sıkılmıştım devamlı birileri tarafından tutulmaktan...
"BIRAK!"
Öyle bir bağırmıştım ki kadın korkarak geri çekildi. Dengemi duvara tutunarak sağlayabildim. Nefes nefese duvara yaslandım.
"Sana acıyor, görüyor musun? Zavallısın Nihal, zavallı..."
"Kes sesini! Sus!"
"Beni dinlemedin! Dinlemediğin için oldu herşey! Ne zaman anlayacaksın?"
Gerçekten öyle mi olmuştu?
"Dinlemedim..."
Duvarın dibine yenilgiyle çöktüm. Belki de gerçekten öyleydi. Allah'ım ben neden böyleydim? Neden?
"Onların yüzünden..."
Bu ses... Daha önce duymadığım bir sesti. İçimdeki seslerden biri değildi. Bir yabancıydı... Fısıldadım:
"Kimsin sen?"
"Doğruyu söyleyen biriyim."
"Ne?"
Akmaya başlayan gözyaşlarımı sildim ve umutlanıp birden ayağı kalktım.
"Beni dinle Nihal. Benim söylediklerimin hepsi doğru."
"Nereden bileceğim?"
"Onları dinledin de ne oldu? Kardeşini vurdun!"
Donup kaldım. Bu söylediği... Doğruydu...
"Gördün mü?"
"Hayal Demirin yakınları kim?"
Ameliyathaneden çıkan doktorları görünce heyecanlandım. Onlara doğru yaklaştım ve ablası olduğumu söyledim.
"Babamız da burada. Gelir şimdi. Kardeşim nasıl?"
"Başından ciddi darbeler almış. Ama kontrol altına alanya çalışıyoruz. Durumunun iyi olduğunu söyleyemeyeceğim. Ama tamamen kötü değil. Merak etmeyin elimizden geleni yapacağız. Genç olması büyük avantaj. Bunu atlatabilecek güçte görünüyor."
"Onu ne zaman görebiliriz?"
"Bilemiyorum, ama bugün mümkün değil gibi gözüküyor Nihal Hanım. Yarın olabilir belki... "
"Çok teşekkür ederim. Çok..."
"Bak gördüm mü? Beni dinlediğin için kardeşin yaşıyor."
Yine o ses...
"Sana acımalarından sıkılmadın mı? Birlikte düzelebiliriz Nihal. Bana güven..."
Şu an kendimi hiç hissetmediğim kadar boşlukta hissediyordum. Bütün duygularım birbirne karışmıştı sanki...
Kafeteryaya kahve almaya indiğimde, en sevdiğim gruplardan biri olan Modelin Sarı Kurdeleler isimli şarkısı çalıyordu.
Kahvemi alıp oturdum. Şarkının sözlerine gülümsedim. Kendime benzettim şarkıyı. Hem yaralı, hem üzgün, hem güzel, hem kötü, hem hasta, hem sağlıklı...
Ellerimi nedensizce saçlarıma kaldırdığımda bileklerime dolanmış sarı kurdeleler gördüm. Güldüm. Ya iyice deliriyordum, ya da düzenliyordum.
"Düzeliyorsun."
Kırık, yarım bir gülümseme belirdi dudaklarımda. Sarı kurdelelere baktım bir kez daha. Renklerinin giderek solduğunu gördüm. Nedenini anlayamadım. Ama nedense tanıdık gelmişti...
Nihal, yeni hayalî belasını sevmişti anlaşılan... 🎗🎗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP KAPILARI
Teen Fiction"Her kalbin iki kapısı olduğunu okumuştum bir keresinde. Hiç olur mu öyle şey demiştim. Halbuki herşey, kalbimin kapılarının ona açıldığını anlamamla başlamıştı. Ama herşey, çok daha korkunç bitecekti, hissedebiliyorum..." H... •ÖZET• İstanbul'un...