Merhaba!Bugün biraz değişik bir bölüm yazdım. Votelerinizi bekliyorum💛
Parantezlerin içindeki yerler daha önce Nihalin de yaşadığı, Sinsi Hastalık bölümünden yerlerdir.
Niye yine aynı şarkıyı koyduğumu okurken anlayacaksınız.İyi okumalar!
Hayal, ellerinin arasındaki gazeteye hayatında ikinci defa şokla bakıyordu. Elindeki gazetede, Yiğitin ve Beyzanın dudak dudağa bir fotoğrafları vardı.
Nefesi hızlanırken fotoğrafa bir daha baktı Hayal. Sarsıcı bir gerçeği daha gördü bakınca. Yiğitin üzerindeki kıyafetler dün giydiği kıyafetlerle aynıydı. Demek dün ona işe diyorum deyip soluğu Beyzanın yanında almıştı.
Gözlerindeki yaşlar gazeteyi ıslatırken yataktan hırsla kalktı. Yiğitin Beyza ile ısrarla görüşmediğini söylediği an gözlerinin önüne gelip duruyordu.
O ZAMAN BU FOTOĞRAF NEYİN NESİYDİ!
Gazeteyi yatağa doğru fırlattı ve başını iki elinin arasına alarak sakinleşmeye çalıştı. Nefes alamıyordu çünkü aldığı her nefes bedenini yakıyordu.
(Çünkü soluduğu hava bedenini yakmıştı.)
Ayakları onu banyoya götürdüğünde elleriyle musluğu aradı ve bulduğunda soğuk suyu açarak yüzüne çarptı.
(Musluğu açtı ve yüzüne birkaç defa soğuk su çarptı.)
Nefesi kesiliyordu. Soğuk suyun iyi geleceğini düşünmüştü. Ama Nefes almaya çalıştığında alamayarak öksürdü. Elini göğsüne götürdü. Boğulacak gibi hissetmişti.
(Soğuk su yüzüne çarpınca nefes alabileceğini sandı ve derin bir iç çekti. Nefes alamayarak öksürdü, bir an boğulacağını sandı.)
Kendini banyodan dışarı attı. Gözüne yatakları, kıyafetleri ve fotoğrafları ilişti.
(Dolabın iç kapağında Hayal ile olan fotoğrafları vardı. Yiğit ile olan fotoğrafları da... )
Fotoğrafları sinirle söktü. Elleriyle paramparça etti hepsini. Onun yüzünü görmeye dayanamıyordu. Hatta kendi yüzünü bile görmek istemiyordu.
(Hayal ile olan fotoğraflarından birini söküp aldı. Bakarken farkında olmadan fotoğrafı buruşturdu ve en sonunda tırnaklarını geçirerek yırttı. Diğer fotoğrafları da söktü ve onları da yırttı.)
Fotoğrafların parçalarını savurdu. Saçları alnına serpildiğinde sinirle arkaya ittirdi onları.
(Yerde, paramparça ettiği fotoğrafların parçaları vardı.)
Kendini kaybetmiş halde dolabı açtı. Dolapta ikisinin kıyafetleri masum masum dururken, Hayal delirmek üzereydi.
Yiğitin dün Beyza ile buluşurken giydiği deri ceketi askıda görünce onu çekip aldı ve sinirle bağırdı.
"Nasıl aldatırsın beni, NASIL!"
Elindeki ceketi bırakmadan odadan çıktı ve mutfağın çekmecesinde duran makası aldı.
Deri ceketi büyük bir nefretle parçalarken aklında hâlâ o fotoğraf vardı. Ceketin parçaları zemine yayıldığında durdu. Ama öfkesi hâlâ dinmemişti.
(Başını hırsla çevirdi, Hayalin dolabını açtı ve kıyafetlerine baktı. Askıda, ona kendisinin aldığı beyaz ipek gömleği gördü. Gömleği askıdan çekip aldı ve çekiştirerek yırttı. Gömlek iki parça halinde yere düştü.)
Elinde makasla odada dönüp duruyordu. Elleri titriyor, nefesi daralıyordu. Birden hiddetle arkasını döndü. Aynayla göz göze geldi. Berbat bir haldeydi. Saçı başı dağılmış, gözleri lekelenmişti.
( Tuvalettin aynasından kendine baktı. Göz altları morarmış, yüzü lekelenmiş, dudakları ve elleri çatlamıştı.)
Bu hâline daha fazla bakmaya dayanamayarak elimdeki makası aynaya fırlattı. Ayna büyük bir gürültüyle parçalandığında Hayal kılını kıpırdatmadan öylece duruyordu.
(Yine aynada kendi yüzüyle bakışınca, bu sefer hafif bir çığlık atarak eline gelen ilk nesneyi aynaya fırlattı. Ayna, hiçbir parçası kalmayacak şekilde paramparça dağıldı etrafa. Aynanın dağılması Nihale kendini hatırlattı. Kalbinin nasıl bu ayna gibi paramparça olduğunu...)
Yatağa çöker gibi oturdu Hayal. Deli gibi ileri geri sallanıp duruyordu. Kalbi göğsünden çıkmak istercesine atıyordu.
Ellerini alnından başına kaldırdı ve saçlarını arkaya ittirip derin bir nefes aldı. Ellerini aşağı indirmesiyle parmağındaki alyansının ışığı gözlerini aldı. Bu yüzük parmağına ateşten bir halka geçirmiş gibi elini yakıyordu. Dayanamayacağını hissetti.
Yüzüğünü çıkardı...
1 gün önce...
Nihal Beyza ile anlaştıkları yere gelip saklanmış bekliyordu. Beyzaya başından geçenleri anlattıktan sonra Beyza mükemmel bit intikam planı yapmıştı.
Önce, en son intikam almaya kalkıştığında neler olduğunu hatırlayarak sıcak bakmamıştı bu fikre. Ama Beyza Dünyada güvenebileceği tek kişiydi. O yüzden ikna olması zor olamamıştı.
Beyza Yiğiti aramış, ısrarla yanına çağırmıştı. Yiğit gelmeyeceğini defalarca söyleyince de evine yabancı birilerinin girdiğini, korkutuğunu söylemişti.
Yiğitin Hayali bu kadar çok sevmesi, Nihali içten içe yıkmış, ama belli etmemişti..
İçeride ne yaptıklarını bilmiyordu. En sonunda dışarı çıktıklarında Beyza Yiğitin kolundaydı ve çok kötü görünüyordu. Anlaşılan Yiğiti kandırmayı başarmıştı.
Onlar konuşurken Nihal fotoğraf makinesini ayarlamaya çalışıyordu. Tam zamanında çekmesi gerekiyordu bu fotoğrafı.
Beyanın Yiğite sarılacağını anladığında makineyi kaldırdı ve objektiften onlara baktı.
Beyza Yiğiti yanağından öperken, Nihal birden düğmeye bastı.
Yine tam zamanındaydı...
Nihal fotoğrafı çeker çekmez Yiğit Beyzayı kibarca itmiş, ondan uzaklaşmıştı.
Gözünü onlardan ayırıp fotoğrafa baktı Nihal. Gülümsedi.
Başarmışlardı.
Tam Beyza Yiğiti öperken çekmişti ve sanki öpüşeceklermiş gibi çıkmıştı fotoğraf.
Yiğit uzaklaşınca Nihal neşeyle yerinden kalktı ve Beyzanın yanına koştu. Mutlulukla sarıldılar. Zor kısmı halletmişlerdi.
Şimdi geriye sadece, bu fotoğrafı gazetelere vermek kalmıştı...
Bölüm sonu...
Kitabın okunma sayısı 1.06 K olmuş!!!
Okuyan, beğenen herkese sonsuz teşekkür ederim. Sayenizde önemsendiğimi hissettim. Beni değiştirdiniz... Çok mutlu ettiniz.
İyiki varsınız...
Bölüm ile ilgili düşüncelerinizi yorumlara yazmayı unutmayın, ve hoşçakalın.. 💌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP KAPILARI
Teen Fiction"Her kalbin iki kapısı olduğunu okumuştum bir keresinde. Hiç olur mu öyle şey demiştim. Halbuki herşey, kalbimin kapılarının ona açıldığını anlamamla başlamıştı. Ama herşey, çok daha korkunç bitecekti, hissedebiliyorum..." H... •ÖZET• İstanbul'un...