" Renayt beni geri götürmen gerek... İyi olduğuma da emin oldun ya artık. Götür beni hadi " diyerek iki saattir olduğu gibi yine ejderhama beni götürmesi gerektiğini söylüyordum.
İnat etmişti resmen. İyi olduğuma emin olmadığı müddetçe götüremezmiş...En sonunda devasa bedenini uzandığı yerden kaldırdığında götüreceğini anlamıştım.
' Tamam Ay ışığım , gidiyoruz...'
Renayt'ın düşündüklerimi doğrular niteliğinde konuşması gülümsememe sebep olmuştu. Daha fazla beklemeden havalanarak koca sırtına bindim ve uçarak göklerde süzülmesini bekledim.
Saniyeler sonra gökyüzünde süzülmeye başladığımızda kendimi ilk defa bu kadar özgür hissetmiştim...Uzun olmayan bir yolculuğun ardından dolu olan okul bahçesinin boş bulunan bir alanına iniş yapan Renayt'ın sırtından bir yaprak gibi süzülerek aşağıya indim.
Anlamadığım bir anda kucağıma atlayan Vanessa'ya kısa bir an için izin versemde sonrasından hafif ittirerek uzaklaşmasını sağlamıştım.
" Çok korktuk Luna... Nerdeydin ? Gerçekten mühürlün arkandaki devasa ejderha mı ? " diyerek ardı ardına sorular soran Vanessa'ya sadece olumlu anlamda başımı sallayarak sorularını kestirip attım.
Okul bahçesindeki herkes büyümüş gözleriyle bizim olduğumuz tarafı süzdüğü için Renayt'a kısa bir bakış atarak , koca kafasına ufak bir öpücük kondurup zihnimden gitmesini söyledim.
Gittikten sonra da Vanessa'yı ve Evan'ları arkamda bırakarak Alex hocanın odasına gitmek için yola koyulmaya başladım.Çelik kapıyı iki kere tıklattıktan sonra elimi uzatarak hızla açıp içeri girdim.
Şaşırmış gözlerle bana bakan Alex hoca bir şey demeden ne olduğunu merak eden bakışlar atmaya başlamıştı." Hocam kehaneti buldum..." diyerek direk konuya girdiğimde kahvesinden aldığı yudumu arkasını dönerek püskürten hocaya gülmek istesemde içimde tutmuş mimik dahi kıpırdatmamıştım.
" Gel hemen , otur şöyle... Baştan anlat her şeyi. Amann ben ne diyorum ya... Devasa bir ejderha tarafından kaçırıldın Luna. İlk önce bir iyimisin değilmisin onu söyle..."
Alex hocanın ne dediğini bilmez şekilde konuşmalarına el atacağım bir vakit az önce kapattığım kapının sertçe açılmasıyla susmak zorunda kalmıştım.
Nedense hiç şaşırmamıştım." Vanessa sen kal. Siz dördünüz , defolun " diyerek Vanessa'ya gel işareti yapmış prensleride kapıyı göstererek kovmuştum.
Her an hiç derdim yokmuş gibi başıma yeni bir bela açacaklarmış gibi hissediyordum nedense...
Evan dediklerimi hiç dinlemiyormuş gibi yapıp kapıyı kapatarak dibimdeki koltuğa gelip oturdu. Nerden bulduğunu cidden çok merak ettiğim cesaretiyle gözlerimi yaşartsa da bu onu öldüresiye döverek dışarı atacağım gerçeğini asla değiştirmezdi...
" Ne yapıyorsun sen ? " diyerek sert bir şekilde sorduğum sorudan sonra oda benimle aynı mizacı takınıp zaten yakın olan koltuktan kendini biraz daha benim olduğum tarafa vererek sert sesiyle konuşmaya başlamıştı.
" Olayı kişiselleştirmeyi bırak. İşin içinde Diana varsa Moanne krallığı da var. Krallık varsa savaşta vardır. Yardım edeceğiz dediysek ederiz. Paylaşmayı öğren biraz. "
Evan'ın ilk başlarda öldürücü ve ürkütücü çıkan sert sesiyle ciddiyetimi ve tavrımî hiç bozmadan konuşmaya devam etmiştim.
" Doğduğumdan beri hayatımda paylaşabileceğim bir kişi bile olmadı. Tek sırtlandım... Sırtlanırımda. İşinize bakın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSANMIŞ VARİS
FantasyAy Tanrıçasının varisi , Son ejder soyunun süvarisi Luna Santana... Cadıların laneti ve çözmesi gereken büyük bir kehanetin kor alevleri içine , anlamadığı bir anda düşen Luna , bilmediği bir çok kapıyı da beraberinde açacak ve tüm sırları açığa çık...