Gözlerimi ağrıyan bedenimin acısı sayesinde açmak zorunda kaldığımda , olduğum yerin bayılmadan önceki rutubet kokulu ev olmadığına adım kadar emindim...
Kafamda çakan şimşeklerle birlikte şok içinde hızla yattığım yerden kalktım. Nereye gelmiştim ben...
Seri adımlarla kapıya ilerleyip kulpunu tutarak yavaşça açıp dışarı çıktığımda karşılaştığım hastane koridoru gibi bir yerdi.Adımlarımı hızlandırarak dümdüz bir şekilde yürümeye başladım. Nereye geldiğimi nasıl geldiğimi bilmiyordum. Delirmemeliyim...Delirmemeliyim...
Büyük bir kapıdan koskocaman bir bahçeye çıktığımda kaldığım yerin sadece ufak bir revir olduğunu anlamıştım.
Karşımda duran devasa bina okul görünümündeydi. Gele gele okulamı gelmiştim yani...Bahçede boş boş ilerlerken herkesin saçma bakışları benim üzerimdeydi...
Galiba yeni bir yüz herkesin dikkatini çekmişti.Kolumun birden tutulup çekilmesiyle neye uğradığımı şaşırmıştım.
" Dur bakalım nereye gidiyorsun ? " diyerek birde üste çıkmaya çalışan geri zekalının kolumu tutan elini sıkıp iterek sert bir şekilde bağırdım.
" Bana bak çocuk ben senin amel defterini kapatmadan ikile. Aksi takdirde hiç hoş olmayan şeyler yapabilirim. "
Söylediklerimden sonra ellerini yukarı kaldırarak sevimli olmaya çalışan fino köpeği gülerek
" Sakin ol... Seni ormanda baygın buldum. Başına ne geldiğini merak ediyorum sadece" dedi.
Dedikleriyle tekrar ufak bir şok geçirdiğimde hemen kendime gelip konuşmaya başladım.
" Beni burdaki en yetkili kişiye götürürmüsün ? "
Sorduğum soruya kafasını olumlu anlamda sallayan çocuk önde giderken bende arkadan onu takip etmeye başlamıştım.
Herkesin gözü bizdeyken neyi bu kadar merak ettiklerini hâlâ anlayabilmiş değildim.Uzun bir koridorun sonunda önünde durduğumuz kapıyı çalarak içeri girdik.
Yanımda gelen çocuk önde ben arkada içeri girdiğimizde orta yaşlarda bir kadın karşılamıştı bizi...Beni görür görmez ayağa kalkan kadın ufak bir tebessümle masanın önündeki koltuklardan birine oturmamı işaret etti.
Gösterdiği koltuğa oturmadan parmağımla beni bulan çocuğu gösterip" Hâlâ neden burda ? " diye sordum.
Hoca sorduğum sorudan sonra tebessüm ederek kalktığı koltuğa geri oturdu.
" Hero sen çıkabilirsin canım. " diyerek Hero isimli çocuğu da kibarca kovduktan sonra tekrar ilgi odağına beni aldı.
" Ben Müdüre Lorna Renatly. Anlat bakalım ormanda neden baygın bir şekilde yatıyordun. Hatırlıyor musun ? "
Sorduğu soruya dogru cevabı vermek ne kadar mantıklı bir karar olurdu tam bilemesemde , başka bir çarem olmadığından el mecbur anlatacaktım.
" Bakın anlatacaklarım size aykırı gelebilir. Beni yargılamanızı istemiyorum... Ben Luna Santana dünyadan geliyorum. Hava elementini bükebiliyorum. Kitap okuyordum ve kendimi burda buldum. Aslında ne olduğunu bende tam anlamıyla bilmiyorum. " diyerek saçma sapan bir şeyler gevelediğimde anlamasını umut ederek beklemeye başladım.
Bir süre bekledikten sonra konuşmaya başlayan müdüre hanımı dikkatle dinlemeye başladım.
" Anlayabiliyorum seni Luna. Endişelenme senin gibi bir sürü özel güçlü öğrenci var bu okulda... Darteline Özel Güçler Okuluna hoşgeldin. Güçlerin olduğuna göre dünyalı biri olman muhtemel bile değil. Nasıl oldu bilmiyorum ama bir şey seni evine doğduğun yere getirmiş. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSANMIŞ VARİS
FantasyAy Tanrıçasının varisi , Son ejder soyunun süvarisi Luna Santana... Cadıların laneti ve çözmesi gereken büyük bir kehanetin kor alevleri içine , anlamadığı bir anda düşen Luna , bilmediği bir çok kapıyı da beraberinde açacak ve tüm sırları açığa çık...