Kendimi yatağıma atmış dinlenirken içeri destursuz bir şekilde ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerle giren Vanes yüzünden hışımla ayağa kalkmıştım.
" Ne oldu ? " diye sorduktan sonra kolundan tutarak yatağıma oturtmuş ve kapıyı kapatmıştım.
" Ya..o.da be.ni..sev.i.yor..."
Hıçkırıkları arasında konuşamayan arkadaşımın yüzüne ellerimi koyup bana bakmasını sağladım.
" Vanessa sakin ol. Görende biri öldü sanacak. Sakince anlat şu olayı. John'la ilgili bir olay mı ? "
Dediklerimden sonra derin derin nefes alıp sakinleşmeye çalışan Vanes bir süre sonra biraz daha sakinleşmiş bir biçimde konuşmasına devama etmişti.
" Evet. Biliyorsun John şerefsizi bana bir ilgisi olduğunu hatta sevdiğini belli etmişti. Ben de ona karşılık vermiştim..."
Biliyordum. John her haliyle Vanessa'yı sevdiğini belli ediyordu zaten... Cevap olarak sadece kafamı olumlu anlamda salladım ve devam etmesini belirttim.
" Dün başka bir kızla öpüşürken yakaladım. Beni elde edene kadar seviyormuş gibi yaptı. Elde edince de başkalarının yanına gitti. Gerizekalı kafam benim. Babam doğru diyordu. Seni hiç kimse koşulsuz sevmeyecek diye..."
Cümlesi bittiğinde sinirden geberecek gibiydim. Yine gözlerinden boncuk boncuk akan yaşlarla sessiz sessiz ağlayan Vanessa'nın kafasına ufak bir öpücük kondurup sarılmıştım. O benim ailem dediğim ilk arkadaşımdı. Canı pahasına peşime takılmış kendini defalarca tehlikeye atmıştı. Onu üzen diğer bir arkadaşım da olsa cezasız bırakmazdım.
" Ben seni koşulsuz seviyorum Vanes. Şimdi bir işim var. Ben gelene kadar musluklarını kapatmış ol. Sinirlenirim."
O gözlerindeki yaşlarla birlikte tebessüm ederken hızla odadan çıkıp alt kattaki John'un odasına ilerlemeye başlamıştım.
Kapısını çalmadan bam diye açtığımda uyuyor olduğunu görmüştüm. Daha çok sinirlenirken omzuna yavaş olmayacak derecede bir yumruk atıp uyku sersemi gözlerime bakan John'u ensesinden tutup ayağa kaldırdım ve peşimden sürüklemeye başladım.
Tam sesli sesli konuşacaktı ki elimle ağzını kapatıp öldürücü bakışlar atarak susturmuştum.
Bahçeye çıktıktan sonra dolanarak arka bahçeye geçmiştik. Burda sesimiz duyulmazdı.
Hâlâ şok içinde gözlerime bakan John'a öyle bir tokat savurmuştum ki... Üç adım sendeleyip yana kaymıştı. Beklemediği bariz bir şekilde belliydi." Ne oluyor Luna! " diyerek sitem ettiğinde ne olduğunu da anlamaya çalıştığı belliydi. Suratımda ki sinir asla geçmezken parmağımı kaldırarak sallamaya başlamıştım.
" John seni kardeşim gibi severim. Ama Vanessa'nın duygularıyla oynayıp itlik kopukluk yaparsan da acımam derini süzerim. Anladın mı ? "
Dedimlerime kaşlarını çatan John , biraz daha diklenerek
" Ben de seni kardeşim gibi seviyorum Luna. Ama Vanessa' nın duygularıyla oynamadığım için dayak mı yiyorum. Seviyoruz işte yüz vermiyor... Bileklerimi mi kesmem lazım sevdiğimi belli etmek için. " dedi.
Kaşlarım olduğundan daha çok çatılırken sesim olduğundan biraz daha yüksek çıkmıştı.
" Ulan aldatmışsın kızı! Ne sevmesi. "
Sözlerimle şoka girmiş gibi elini ağzına götüren arkadaşımın ne diyeceğini bekliyordum. Fazla uzatmadan konuşmaya başlamasıyla ben de dinlemeye başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSANMIŞ VARİS
FantasyAy Tanrıçasının varisi , Son ejder soyunun süvarisi Luna Santana... Cadıların laneti ve çözmesi gereken büyük bir kehanetin kor alevleri içine , anlamadığı bir anda düşen Luna , bilmediği bir çok kapıyı da beraberinde açacak ve tüm sırları açığa çık...