" Kalan yolu yarın tamamlarız. Dinlenelim"
Diyerek takımı durdurduğumda atlardan inip boş bir alana yerleşmiştik.
Bugün ateşi ben yakmıştım. Yine etrafında toplandığımızda herkesin üstünde yorgunluk vardı... Elimle yatmalarıni isaret ederek
" Bugün nöbet bende yatın siz. " dedim ve yatmalarını izledim.
Herkese arkamı döndüğümde yanımdaki hareketlilikle kafamı yana çevirdim.
John gülen yüzüyle yanıma oturduğunda merakla kaşlarımı çatıp konuşmaya baslamıştım." Git yat " dedim sinirle.
" Uykum yok kaptan. Hem yalnız başına vakit mi geçer konuşalım işte. " diyerek hiç bekelmeden bana karşılık veren John'a istemeden acı bir tebessüm gönderip yüzümü önüme cevirdim.
" Gerekmez. Ben alışkınım tam tersi insan sevmem. "
Sözlerim bittiğinde gözlerini üzerime sabitleyen John'a bakmasam da gözlerindeki gereksiz hüzünü hissetmiştim.
" Anlatsana biraz küçüklüğünü... Yalnızlıkla nasıl başa çıktın. Nasıl hayatta kaldın. Çok zormuydu , korktun mu..."
Sürekli sorularını yineleyen John'a bezgin bir bakış atmıştım. Gelip girmişti dibime... Böcek gibi yapışmıştı resmen. Rahat da bırakmayacağını bildiğimden anlatmaya başlamak zorunda kalmıştım.
" Yalnızlıkla başa çıkmadım John. Ben yalnızlığı yaşadım. 8 yaşında yetimhaneden kaçtım. Tahtadan bir kulübede yaşamaya başladım. Sadece korkmadım , tirtir titredim. Çok zor da değildi. Başa çıkılmaz bir şeydi... Ama öyle böyle büyüdük işte. "
Cümlem bittiğinde elini sırtıma koyup sıvazlayan John'un elini iterek sinirle gözlerine baktım ve
" Acı diye anlatmadım. Konuştuk , git zıbar şimdi."
Hiç oralı olmayarak oturmaya devam eden arkadaşıma bir şey demeden önüme döndüm. İlla kafamın içini si*ecekti sabaha kadar...
" Nasıl bu kadar sert ve korkusuz görünüyorsun. Nasıl oluyor da insanlardan bu kadar nefret ediyorsun. Hiç mi bir sevgi kırıntısı yok içinde Luna. O kadar mı......"
Her zaman ki hissiz bakışlarımı yanımdaki John'a göndererek sözünü kestiğimde söylediklerine cevap vermek için derin bir nefes aldım.
" Ben çok bedel ödedim John. Her şey için bir bedel ödedim. Gülmek için bile... Beni bu hale ben getirmedim. Ben bu hâle getirildim. Evet o kadar duygusuzum artık. Ama merak etme ne kadar atmak istersem isteyeyim sevgi denen şeyi içimden atamadım. "
Sözlerim sorduğu soruları bir bıçak gibi keserken John eliyle yüzünü sıvazladı ve güldü.
" Senin gibi olmak isterdim. Ama senin ödediğin bedelleri ödeyebilir miyim bilemem."
Gülmeyle karışık konuştuğu hüzünlü sesiyle beni de tebessüm ettiren John'a son kez cevap verdim.
" Sen böyle kal John. O bedelleri ödemek için her şeyden değerli olan gülümsemeni feda etmen gerekecek. Acılarla başa çıkmak için güzel gülüşünü kaybetmeye değer mi hiç. "
Sözlerime sadece kafasıni sallayarak ayağa kalkan John giderken yine tebessüm etmemi sağlamıştı.
Görmediğimi sansa da o gözünden akan yaşı görmüştüm." Ah kardeşim benim. Sen daha hiçbir şey görmemişsin ki... Daha ne analttım sanki. "
●●●
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSANMIŞ VARİS
FantasyAy Tanrıçasının varisi , Son ejder soyunun süvarisi Luna Santana... Cadıların laneti ve çözmesi gereken büyük bir kehanetin kor alevleri içine , anlamadığı bir anda düşen Luna , bilmediği bir çok kapıyı da beraberinde açacak ve tüm sırları açığa çık...