Arkadaşlar işim çıkmazsa bugün 1 bölüm daha yazacağım ama sonra birazcık ara verip eski bölümlerdeki yanışlarımı düzelteceğim. Bazı cümleler saçma olmuş sanki, biraz anlatıma bir şeyler katacağım sanırım. Umarım bu bölümü seversiniz :)
Dicle bana dişlerini göstererek gülümsedi ve ellerini havaya kaldırarak salladı.
"Annemlerin izin vereceğini düşünmezdim, birkaç soru sordular ama sonunda arkadaş edindiğimi duyunca sevindiler! Yalnız, ufak bir sorun var..." Dicle'ye merakla baktığımda at kuyruğu yaptığı saçının uçlarıyla oynamaya başladı ve gözlerini kaçırdı. "Ailemin seninle tanışmak istediğinde, senin adına onlarla yarın akşam yemeği yiyebileceğini söylemiş olabilirim..." Dicle'ye ilk başta kaşlarımı çatsamda sonrada omuz silktim. Bir akşam yemeği benim için sorun olmazdı, hem biraz ev yemeği yemiş olurdum.
"Olur." diye mırıldandığımda Dicle ellerini çırparak bana gülümsedi.
"Kabul edeceğini tahmin etmezdim, şuan ne kadar mutlu olduğumu tahmin edemezsin!" Yarın akşam için herhangi bir planım yoktu ve ailesiyle tanışmak benim için sorun değildi. Hem, eğer kabul etmezsem olaya Dicle'nin açısından baktığımda büyük sorunlar oluşurdu, sonuçta ailesinin güveni sarsılmıştı ve benim nasıl birisi olduğuma dair şüphelenmekte son derece haklıydılar. Dicle telefonunun ön kamerasını açarak bana yaklaştığında kameraya hafifçe gülümsedim ve flaşın patlamasını bekledim. Flaş patladıktan sonra fotoğrafa baktım ve gülümsedim.
"Aileme göndereceğim de, o yüzden." Dicle bana şirin bir şekilde gülümseyerek telefonuna yöneldi. Kapının birkaç kez tıklatılmasıyla ayağa kalkarak kapıya yöneldim ve kapının kulpunu tutarak aşağıya indirdim. Can bir elinde pizzalar diğer elinde Uyuşuk'un taşıma kabıyla karşımda duruyordu. Sahi Uyuşuk'un odada olmadığını nasıl fark etmemiştim? Can bana pizzaları uzattı ve içeriye geçmesine izin vermemi ister gibi bana sırıttı. Biraz geriye çekilerek girebilmesi için yer açtım ve kapıyı hemen ardından kapattım.
"Merhaba bayanlar!" Can yavşakça sırıttığında ensesine vurdum ve üçlü koltuğuma ilerleyerek oturdum. Can ensesini tutarken pizzaları sehpanın üzerine koydum ve Dicle'ye döndüm. Can'a selam vererek yanıma oturdu ve pizza kutularından birisini kucağına aldı. Can bize göz devirerek Uyuşuk'un taşıma kabını tekli koltuğun üzerine koydu ve Dicle'ye elini uzatarak tanışmak istediğini belirtti ama Dicle onun elini sıkmadı. Can'ın şaşkın bakışlarına kıkırdayarak koltğuma biraz daha yaslandım. Can bana eğildi ve gözlerini kısarak tehditkarca baktı. Elimle beresine uzanarak aşağıya çektim ve gözlüğünün aşağıya kaymasını sağladım.
"Burada sana kız yok Can, bara in ve işini yap." Can beresini düzelttikten sonra gözlüğünü eliyle düzeltti ve bana yüzünü buruşturduktan sonra seri adımlarla çıkış kapısına ilerledi. Kapıyı sertçe kapattığında ona güldüm ve oturduğum yerde doğrularak sehpanın üzerinden önümdeki pizza kutusunu aldım.
"Can'ı sevmedin galiba." Dicle pizza kutusunun kapağını açarak dilimlenmiş pizzalardan birini ağzına götürdü ve büyü bir lokma aldı. Büyük ihtimalle pizzaların parasını Can vermişti, ona zam yapmalıydım belki de. Dicle lokmasını yuttuktan sonra bana döndü ve boğazını temizledi.
"Erkeklerle aram pek iyi değildir..." Neden, diye sormama gerek yoktu sanırım. Bu onun için de zor olmalıydı, yani yaşadığı olayın etkileri... Ayağa kalktım ve pizza kutusunu oturduğum yere koyarak yatağıma ilerledim. Laptobumu alarak açtım ve prize takılı olan şarz aletinin ucunu girişine taktım. Kabloya dikkat ederek üçlü koltuğuma ilerledim ve laptobu masanın üzerine koydum. Pizza kutumu elime alarak eski yerime oturdum ve bilgisayarın açılmasını bekledim. Bilgisayar açıldıktan sonra görüntülü konuşma uygulamasını açarak Ecrin'in ismini buldum ve arama tuşuna bastım. Tam ekran yaparak cevap vermesini bekledim. Ecrin'in ekranda belirmesiyle Dicle ona el salladı ve elindeki pizzadan bir ısırık daha aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miras Mektubu #Wattys2014
Novela JuvenilKapağı hazırlayan Melis Oral'a teşekkür ediyorum ^^ Mavi gözlerimi kahverengi gözlerine diktim. Kalbim sanki bir kuştu ve kafesinden çıkmak için çırpınıyordu şuan.O hep benim yanımdaydı, beni anlıyordu, beni dinliyordu ve en önemlisi tüm geçmişime r...