İki gün. Tam iki gün boyunca bu odadan sadece Uyuşuk'u aramak ve lavabo ihtiyacımı gidermek için çıkmıştım. Sezgin beni zorlamadıkça ne yemiş ne de içmiştim ve onca aramama rağmen Uyuşuk ortada yoktu
Elimde Tom amcanın kırılmış küçük dünya maketi vardı. Tüm gün Tom amcanın odasının bir köşesine oturarak odaya bakmıştım. Sezgin beni bu evden götürmek için gelmişti ama izin vermeyerek ona bağırmıştım. Ben gelmeyince evin etrafına korumalar yerleştirmişti. Nasıl beni bu evden götürmek isterdi?! Elimde tuttuğum makete bakarak burukça gülümsedim. Tom amca onu bana vermek istemişti ama ben kabul etmemiştim. Şimdi o yoktu. Üzgünüm Tom amca, işleri yoluna koyamıyorum. Kapının açılmasıyla içeriye Adal'ın girmesi bir oldu. Sanırım arkasında bir şeyler saklıyordu ve o şey her neyse rahat durmuyordu. Odanın köşesinde oturan beni fark ettiğinde burukça gülümseyerek yanıma geldi ve benim gibi yere oturdu. Ellerini arkasından önüne getirerek bana ellerini gösterdi. Uyuşuk Adal'ın elinde atlayarak kucağıma çıktı ve başını karnıma sürttü. Tom amcanın maketini yere koyarak Uyuşuk'u sevmeye başladım.
"Adal, sana çok teşekkür ederim. Onu nerede buldun?" Sesim hala titrek çıkıyordu. Uyuşuk'u özlemiştim, sanırım artık o benim yol arkadaşımdı.
"Sezgin adında birisi beni aradı ve senin iyi olmadığını söyledi. Seni almak için buraya gelirken Uyuşuk'u bir kızın elinde gördüm. Açıkçası ben onu alınca üzüldü ama dışarıda kalmayacağı için mutlu oldu." Adal'a dönerek gülümsedim.
"Burada kalmak istiyorum. Burada kalarak hayatımın ne kadar kötü olduğunu düşünmek istiyorum..." Adal başımı tutarak gözlerini gözlerime sabitledi.
"Hayatın kötü değil Yağmur. Aksine birçok insandan hayatın daha güzel!" Başımı 'Hayır' anlamında salladım.
"Yağmur seni en az senin kadar tanıdım. Neden böyle yapıyorsun, hayatın gayet güzel! Etrafına bak seni ne kadar çok seven insanlar var." Beni seven insan mı?
"Onlar beni sevmiyorlar Adal. Söylesene param olmasa hangisi yanımda kalırdı..."
"Ben kalırdım. Ben kalırdım Yağmur. Yetmez mi?" Bu söylediği şey. Bu o kadar güzeldi ki. Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Uyuşuk'u yere koyarak ona sarıldım. Kalbim normal atmıyordu, neydi bu? Sevgi mi?
"Seni bir yere götürmek istiyorum. Duş al ve üzerini değiştir. İnan bana iyi gelecek." Başımı sallayarak Uyuşuk'u aldım ve Adal'a verdim.
"Ona yemek ve su verir misin acıkmış olmalı." Başını 'Tamam' anlamında sallayarak ayağa kalktı ve çıktı. Yerden Tom amcanın maketini aldım. Son kez odaya bakarak bende odadan çıktım ve kapıyı kapatarak kendi odama yöneldim.
Odama girerek kapıyı kilitledim, elimdeki maketi ve dolaptan giyeceklerimi çıkararak yatağa koydum. Banyoya girerek üzerimdekilerden kutuldum ve sıcak suyu açtım. Suyun ısınmasını beklerken aynanın karşısına geçerek yüzüme baktım. Gözaltlarım morarmış ve şişmişti. Suyu kontrol etikten sonra yeterince ısındığını fark ederek suyun altına girdim. Bir anda sıcak suyun vücuduma deymesiyle tüm stresimin gittiğini ve rahatladığımı hissettim. Şampuanı alarak saçımı köpürterek yıkamaya başladım. Ellerimin buruşmaya başladığını fark ettiğimde duştan çıkarak bornozumu giydim.
Yatağımın üzerine koyduğum kıyafetlerimi hemen üzerime geçirerek saçımı kurutma makinesiyle hem fön çektim hem de kuruttum. Buharın çıkması için açık bıraktığım banyo kapısından banyoya girerek banyoyu topladım. Aynanın karşısına geçerek son halime baktım. Siyah tayt, beyaz gömlek ve beyaz gömleğin üzerine giydiğim ince sarı kazağım, duştan sonra inmiş gözaltım ile eski halime göre daha iyiydim. Rimel ve göz kalemi çektim. Kapının tıklatılmasıyla yerimde sıçradım. Elimi kalbimin üzerine götürerek nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Dolabımdan siyah spor ayakkabılarımı alarak ayağıma geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miras Mektubu #Wattys2014
Teen FictionKapağı hazırlayan Melis Oral'a teşekkür ediyorum ^^ Mavi gözlerimi kahverengi gözlerine diktim. Kalbim sanki bir kuştu ve kafesinden çıkmak için çırpınıyordu şuan.O hep benim yanımdaydı, beni anlıyordu, beni dinliyordu ve en önemlisi tüm geçmişime r...