25.Bölüm 2/2

221 13 8
                                    

Adal bana şaşkınca bakmaya başladığında ona göz devirdim. Vücudumun neredeyse her yeri ağrıyordu ve canım ne kadar yanarsa yansın sesimi çıkarmamaya çalışıyordum. Gözlerimle etrafa baktım, ömrümün çeyreğini hastane odalarında geçirmiştim. Hayatım boyunca birçok zorluğun üstesinden gelmiştim ama bu... Gözlerim yanıyordu ve görüşüm bulanıklaşıyordu. Adal beni dikkatle oturur pozisyona getirdi ve bana sıkıca sarıldı. Canım çok yanmıştı ama sırf Adal bana sarılsın diye dudağımı dişlerimin arasına alarak ses çıkartmamaya çalıştım.

Gözyaşlarım yanağıma doğru süzülürken gözlerimi sıkıca kapattım. Başımı dikkatlice Adal'ın boyun girintisine soktum ve sakinleşmeye çalıştım. Yanağıma gelen ıslaklıkla başımı kaldırmaya çalıştığımda Adal dikkatlice başımı tutarak kalkmamam için başıma bastırdı. Ağzımdan kaçan hıçkırıkla gözyaşlarım serbest kalmıştı. Sesli bir şekilde ağlamaya başladığımda Adal bana daha sıkı sarıldı ve anlıma küçük bir öpücük kondurdu.

"Her şey için özür dilerim, keşke orada olabilseydim. Seni koruyamadım, özür dilerim...", diye fısıldayan Adal'a daha sıkı sarıldım. Canım yanıyordu ama umrumda değildi, o yanımda olduğu sürece sorun yoktu.

Adal'ın gözyaşları omzuma düştüğünde dikkatlice geri çekildim ve eğik olan başını kaldırdım. Elimle gözyaşlarını sildim ve ona burukça gülümsedim. "Senin suçun değildi, kendini suçlama. Ömrümün çeyreği burada geçmiş varsın bütün ömrüm geçsin ama sen ağlama. " Adal'dan yardım alarak tekrar yatağa uzandım ve derin bir nefes aldım. Adal elimi avcunun içine alarak öptü ve bana gülümsedi. Onun gülümsemesine içtenlikle karşılık vererek gülümsedim. "Bana anlattığın masalın sonunun nasıl bittiğini hala anlatmadın." , dediğimde gözlerini benden kaçırdı. Ona kıkırdadım ve kızaran yanağına elimi koydum. "O masalın sonunu bilmiyorum, sanırım anlattıkları zaman uyuyakaldım. Sen nasıl bitirmek istersen öyle bitsin." , dediğinde kaşlarımı kaldırdım. "Masalların sonu genelde mutlu biter, bu mutsuz bitsin. Bir farklılığı olsun değil mi?", dediğimde bana olan bakışlarında endişe vardı. Ona gülerek gözlerimi pencereye çevirdim.

Camdan dışarıya baktığımda akşamüstü olduğunu gördüm. Güneş'in yavaş yavaş batmasıyla karanlık tüm gökyüzünü bir örtü misali kaplamaya başlıyordu.

Kapının açılmasıyla içeriye geniş omuzlu bir erkek doktorun girmesi bir olmuştu. Gözlerimi ondan çekerek pencereye bakmaya devam ettim. Terleyen elimi Adal'ın avcundan çektim ve üstüme sildim. Doktor en fazla yirmi beş yaşında gibi duruyordu. Elimi Adal'ın elinden çekmemle bana yavşakça gülümsediğinde kaşlarımı çatarak Adal'ın elini tekrar tuttum. Adal bu davranışıma şaşırmış olacak ki gözlerini büyütmüştü. Ona göz devirerek yaptığımı elimle kendime doğru çekerek yastığı düzelttim. Sanki daha önce hiç elimi tutmamış gibi gözlerini büyültmesi sinirimi bozmuştu.

Odayı kaplayan sessizlik yavaş yavaş sinirlenmemi sağlarken en sonunda dayanamayarak "Seni kim doktor yaptı? Hala neyi bekliyorsun, ne soracaksan ya da yapacaksan yap ve defol odadan!", diye bağırdım. Doktor aniden bağırmamla ürkerek birkaç adım benden uzaklaştı.

"Sinirlenmeyin Yağmur Hanım, sadece beyefendinin çıkmasını bekliyordum." , diyen doktora kaşlarımı çatarak baktım ve Adal'ın elini biraz daha sıktım. "Ne söyleyeceksen ya da yapacaksan yapabilirsin, o burada kalıyor. ", dediğimde doktor bana kaşlarımı çattı ve dosyamı eline aldı. Uzun siyah saçlı, ela gözlü esmer birisiydi. Davranışlarına bakacak olursak çapkın teriminin fiziksel hali gibi duruyordu. Adal güven verircesine elimi sıktığında ona hafifçe gülümsedim.

"Pekala Yağmur Hanım, ağrınız var mı? Varsa birden ona kadar kaç puan verirsiniz? ", diye sorduğunda omuz silktim. "Sanırım beş. ", diye fısıldadığımda bana şaşkınca bakmaya başladılar. Acım çok fazla vardı ve bunu bir doktordan saklamak kadar salakça bir şey yapmayacaktım çünkü ne kadar erken iyileşirsem o kadar iyiydi. Bana şaşkınca bakan doktora göz devirdim ve camdan dışarıya bakmaya başladım.

Miras Mektubu #Wattys2014Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin