Adal'ı arkamda bırakarak bardan çıktım. Adal da bana ters istikamette yürümeye başladı. Arabaya ilerledim. Arabaya binerek Uyuşuk'u ön koltuğa koydum. Harika taşıma kabı nerede? Tabi ki odamda! Uyuşuk'u tekrar kucağıma alarak arabadan indim. Kapıyı kapatarak kilitledim.
Koşarak merdivenlerden yukarıya çıktım. Odanın kapısını açarak taşıma kabını aldım ve Uyuşuk'u içine koydum. Tekrar kapıyı kapatarak merdivenlerden indim. Oda bana ait olduğu için kimse giremezdi bu yüzden kapıyı kilitleme gereği duymazdım. Girerlerse sonuç iyi olmuyordu çünkü.
Tekrar arabaya bindim ve Uyuşuk'u ön koltuğa koydum. Biran önce Uyuşuk'u yıkamalıydım. Bunu aklıma not ederek eve doğru sürdüm. Nedensizce canım sıkkındı. Eve yaklaşarak arabayı park ettim. Anahtarı alarak evin kapısını açtım. Taşıma kabını alarak içeriye oturma odası sehpasının üzerine koydum. Koşarak arabaya ilerledim ve arka koltuktaki eşyaları alarak gelişi güzel oturma odasına koydum. Tekrar arabaya giderek bagajı açtım, içinden birkaç parça eşya aldım ve tekrar gelişi güzel koydum. Arabaya son kez dönerek tırnaklarını sürtmesi için aldığım beyaz oyuncağı aldım bagajı kapatarak arabayı kilitledim.
Eve kendimi attığımda ağzımdan bir 'Oh be!' çıkmasına engel olamadım. Oturma odasına gelişi güzel koyduğum eşyaları öylece bıraktım. Uyuşuk'un banyo yapması gerektiğini hatırladım. Acaba kediyi almasa mıydım (!) Cidden çok zahmetli.
Yorulduğum için telefonumu çıkardım ve adamlardan birinin buraya gelmesini istedim. Şu an tek istediğim şey vardı. O da yatmak! Çok yorulmuş ve sıkılmıştım. Rahat üçlü kanepelerden birine uzandım. Televizyonu açarak kanalları gezdim. Hiçbir şey olmadığını fark edince televizyonda müzik kanallarından birisini açarak gözlerimi kapattım. Hayatımda o kadar çok şey yaşamıştım ki... Onca sene bu dönemleri nasıl atlatacağımı düşünüyordum. Ne kadar çabalasamda bence hala atlatamamıştım.
Ağır geliyordu bana bütün bunlar. 21 yaşındaydım. Gençtim, eğlence istiyordum, mutluluk istiyordum, sır verebileceğim, saçmalayacağım yakın arkadaş istiyordum. Para umrumda bile değildi...
İnsanlar o kadar değişmişlerdi ki her şey para olmuştu. 4 yaşımdaki insanlarla şimdiki insanlar arasında dağlar kadar fark vardı. Sevgi bile paraylaydı artık... Benim için bunların hiçbir anlamı yoktu. Yakın bir dost bence onlarca elmastan, paradan veya altından daha değerliydi ama benim elimde ne vardı? Koca bir hiç!
Uyuşuk'un kafesini açmıyordum çünkü daha temizlenmemişti. Acıkmış olmalıydı. Kedi mamasını ve kabını alarak mutfağa ilerledim. Mamayı açarak kaba koydum ve boşta kalan kabın bölmesine de süt koydum. Mutfak dolaplarından ilkinin kapağını açarak mamamayı koydum ve dolabın kapağını kapattım. Dikkatlice mama kabını sütü dökmeden yere koydum. İçeriden Uyuşuk'u alarak mutfağa getirdim. Koşarak mamasına doğru ilerledi ve büyük bir iştahla yemeye başladı. Onu gülümseyerek izledim. Yemeğini bitirince taşıma kabını yere koydum. Taşıma kabının içi yastıklıydı. Anlaşılan aynı zamanda rahat olmalıydı çünkü Uyuşuk direk kaba girdi. Kabın kapağını kapattım ve içeriye döndüm. Birazdan birisi gelecek ve Uyuşuk'u alacaktı. Yıkandıktan sonra evde istediği gibi gezebilirdi. Sonuçta aşıları tamdı. Saat 4.30 olmuştu. Gözlerim uykusuzluktan ağrımaya başlamıştı.
Kapının çalınmasıyla ayağa kalktım ve üstümü başımı silktim. Sonuçta onların patronuydum değil mi? Kapıyı açtığımda içeriye takım elbiseli bir kadın girdi. Başıyla selam vererek gülümsedi. Başımla ona selam vererek içeriyi gösterdim. Kadın içeriye girerek kapıyı kapattı.
"Bir sorun mu var efendim? "
"Aslında evet. Uyuşuk'un yıkanması gerekiyor. Onun yıkatılmasını istiyorum. Sonra tekrar bana teslim edersin. " Kadın şaşırmışa benziyordu.
"Ama efendim ben nasıl yıkarım!? Ben bilemem ki."
"Ben sana zaten sen yıka demedim. Yıkat dedim." Sehpanın üzerinden Uyuşuk'u kabıyla beraber kadına uzattım.
"Bir şey olursa senden bileceğim. Onu sağ salim bir şekilde getirmezsen olacağı biliyorsun. Beni evde bulamazsan bara bırak oradakiler odama koysunlar. " Terlemeye başlaması korkusunu gösteriyordu. Oysa ona zarar falan vermeyecektim, bunu sadece onun bu işi doğru yapması için korkutmuştum. Uyuşuk'a bir şey olması durumunda onu kovabilirdim.
Kadın Uyuşuk'u aldıktan sonra evden ayrıldı. Elimle gözlerimi ovduktan sonra kanepeye uzanarak kafamın altındaki yastığı yere attım. Başımın altında yastık varken ister yumuşak ister sert olsun yatamazdım ben. Açık kalan müzik kanalını ve televizyonu kapattım. Sessizlik... Gözlerimi kapatarak rahatlamaya çalıştım.
***
Yemyeşil dağlık bir yerdi burası. Küçükken ailem ile piknik için buraya gelirdik. Neden buradaydım? Küçük çocukların gülüşme sesleri kulağıma doluyordu. Arkamı döndüm ve sesi takip etmeye çalıştım.Ses git gide artıyordu. Birden arkamdaki çalılardan sesler geldi. Hemen arkamı dönerek çalılara ilerledim. Sanırım rüzgar çalıları oynatmış olabilirdi.
Tekrar gülme sesleri kulağıma geldiğinde hemen arkamı döndüm. Yemin ederim az önce burada bir orman yoktu!
Gülme sesleri uzaklaşmaya başlayınca ağaçların arasında koşarak sesi takip etmeye çalıştım. Koşarak ağaçların arasına daldım. Sese doğru ilerlemeye başladım. Ses git gide artıyordu.
Nefes nefese kalmıştım. Soluklanmak için bir ağacın altına oturdum. Bir yandan derin derin nefes alıyor diğer yandan o duyduğum çocuk sesini arıyordum. Tekrar kahkaha sesini duyduğumda ayağa kalkarak etrafıma baktım. Her yer ağaçtı. Etrafı sis bulutu kaplamaya başlamıştı. Gülme sesleri tekrar artmaya başladı. Gözlerimi kısarak etrafa baktım.
Sesin geldiği yöne doğru koşmaya çalıştım. Ses git gide uzaklaşmaya başlayınca hızımı arttırdım ve koşmaya devam ettim.
Sisin içinde beyaz bir şey gözüküyordu. Yaklaşınca bunun bir kız çocuğu olduğunu anladım.
" Burada ne arıyorsun küçük kız? " Kız bana dönemden tekrar koşmaya başladı. Çok hızlı koşuyordu. Sonunda onu tutarak kendime çevirdim. Ama bu...Bu nasıl oldu? Bu kız bendim. Bir anda kız ortadan kayboldu. Arkamı döndüğümde derin bir uçurum olduğunu fark ettim. Sonunda sivri kayalar ve büyük dalgaların olduğu bir uçurum...
Arkamdan küçük kızın gülüşme sesleri geliyordu. Ona dönüp baktığımda bana doğru ilerliyordu. Adım adım geri ilerliyordum. Bir anda ayağım kaydı ve kendimi boşlukta buldum.
***
Gözlerimi açtım ve kanepede oturur pozisyona geldim. Başımı ellerimin arasına alarak gözlerimi kapattım. Yanaklarım yavaş yavaş ıslanıyordu. Göz yaşlarım yanağımdan yere düşüyordu. Küçüklüğümü, çocukluğumu, ailemi özlemiştim. Annemin saçımla oynayarak bana masal anlatmasını özlemiştim. Gördüğüm yeşil dağlık alan her pazar piknik yapmaya gittiğimiz yerdi. Dayanamayarak ağzımdan bir hıçkırık kaçmasını engelleyemedim.Arkamda duyduğum ses ile her koltuğun altına sakladığım silahlardan birisini alarak aniden arkama döndüm. Elinde benim çantam ile Adal karşımda duruyordu.
Merhaba Merhaba Dnndjdjs biliyorum atamadım ama bölümü alamadım ve tekrar yazdım jdjsjs Üzgünüm umarım beğenirsiniz diğer bölüm farklı olacak dmsmsm Yorumlarınız benim için çok önemli ♡♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miras Mektubu #Wattys2014
Teen FictionKapağı hazırlayan Melis Oral'a teşekkür ediyorum ^^ Mavi gözlerimi kahverengi gözlerine diktim. Kalbim sanki bir kuştu ve kafesinden çıkmak için çırpınıyordu şuan.O hep benim yanımdaydı, beni anlıyordu, beni dinliyordu ve en önemlisi tüm geçmişime r...