3.BÖLÜM

888 46 8
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Aşkın, kalk hadi geç kalıyorsun!"

Annemin sesiyle üzerimdeki yorganı iyice kafama çektim sızlanarak.

"Tamam kalkacağım sen git."

Bana aldırmadan üzerimdeki yorganı bir çırpıda çekip aldığında kendimi çıplak gibi hissetmiştim. "Anne!" dedim homurdanarak. "Başka işin gücün yok mu senin?"

"Benim işim de gücüm de sensin küçük hanım," Kollarımdan tutup kaldırmaya çalıştı. "Okula geç kalacaksın."

Boşta kalan elimle gözümü ovalarken beni kaldırmasına izin verdim. "Nefret ediyorum erken kalkmaktan!" dedim kaşlarımı çatarak.

Annem sessizce güldü. "Hadi git elini yüzünü yıka, üzerini değiştir, aşağıya in. Kahvaltını hazırladım."

"Sen yemeyecek misin?" dedim esnerken.

Başını olumsuz anlamda salladı. "İştahım yok."

Omuz silkip lavaboya doğru ilerledim. Aynadaki görüntüme yüzümü buruşturdum. Saçlarım birbirine girmişti. Yatarken yaptığım topuzdan eser yoktu şimdi. Soğuk suyu yüzüme çarptığımda uykum biraz önceye nazaran daha açılmıştı. Yüzümü havluyla kurulayıp odaya geçtim yeniden.

Gardırobumun kapağını açıp hazırda duran okul formamı elime aldım. Gri-siyah kareli bir etek, beyaz bir gömlek ve siyah kravatı vardı. En azından önceki okulumdan daha iyiydi formaları. Hızlıca üzerimi değiştirip masamın üzerinde unuttuğum tarağıma uzandım. Annem düzenli bir kadındı fakat onun aksine ben çok dağınıktım.

Bu huyumun babama benzediğini söylerdi.

Birbirine girmiş saçlarımı ellerimle olabildiğince açmaya çalışıp ardından yavaş yavaş taradım. Sonrasında ise kabardığı için düzleştiriciyle çok olmayacak şekilde üzerinden geçip kabarıklığını aldım.

Gözlerimin altına hafif bir kapatıcı sürdüm ve kirpiklerime maskara geçtim. Makyajla pek aram yoktu. Aslında aram yoktu değil, makyajın yakışmadığı sayılı insanlardandım.

Düzleştirici ve tarağımı yine olduğu gibi masanın üzerine bırakıp koşar adımlarla mutfağa ilerledim. Annem dediği gibi kahvaltıyı hazırlamıştı.

"Otur hemen," dedi çayları koymaya başlarken. Dediğini yapıp oturduğumda o da çayımı koymuştu. Şeker atıp karıştırırken gözlerini üzerimde hissediyordum.

"Ne oldu?" dedim peynirden bir parça ağzıma atıp. "Ne diye öyle bakıyorsun bana?"

"Hiç," dedi omuz silkip. Bu ses tonunu biliyordum. Babamla ilgili bir şey olmuştu. Çayımdan bir yudum alıp gözlerimi gözlerine diktim.

"Anne var işte bir şeyler, çok belli ediyorsun. Ne oldu?"

"Baban," dedi ve duraksadı.

"Ne olmuş?"

ŞAH MAT [tamamlandı.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin