"Fırtınam, felaketim, hasretiiimmm..."
Kahvemden bir yudum aldım.
"Yetmiyor, sevişmeler yetmiyooor.."
Bir yandan da boğulmama gayreti gösterek şarkıya eşlik ediyordum.
"Şiddetin ne hoş, ne güzel şefkatiiinn.."
Saat 01.23'tü. Kafayı yemiş olmalıydım bu saatte, balkonda, mahalleye konser verircesine şarkı açıp eşlik ederek! Fakat, kimse uyanmıyordu. Tuhaftı ama işime gelmişti.
"Sevdikçe, sevesim geliyoor.."
Bedenimi delip geçmek istercesine esen rüzgara inat gülümsedim.
"Ölene kadar peşindeyim bırakmam!"
"Birilerini yine uyku tutmamış."
Barış'ın sesiyle yerimden sıçradım. "Ödümü kopardın," dedim baş parmağımı damağıma getirerek. "Yüreğime inecekti! Niye öyle sessiz sessiz geliyorsun?"
"Canlı konserini bölmek istemedim." dedi gülerek. O kendine bir sandalye çekerken, ben şarkıyı kapatmıştım. "Niye kapattın?" dedi sorarcasına. "Güzel şarkıydı."
"Hevesim kaçtı." dedim omuz silkerek. "Sen neden uyumadın bu saatte?"
Balkonlarımız o kadar dip dibeydi ki, bir adım atsam karşıya geçebilirdim.
Ki Yağız geçmişti zamanında.
Yan yana oturuyor gibiydik.
"Uyku tutmadı.." diye mırıldandı. "Son 3 gündür böyleyim. Neden bilmiyorum.."
"Seni her gördüğümde kahve içiyorsun." Çatık kaşlarla elindeki kahve fincanına baktım. "Sırf bunun için bile olabilir. Uykunu erteliyorsun."
"Diyene bak," derken gözlerini kısarak elimdeki kahve fincanına baktı. "Bu gece kaçıncı fincan bu?"
"Üç." dedim sessizce.
Tek kaşını kaldırdı. "Aşırı dozda kafeinden ölmek mi istiyorsun?"
"Bilmem." diyerek omuz silktim. "Yaşamaya pek hevesli olduğum söylenemez."
"Seninle baş edemeyeceğim, anlaşıldı." Pes edercesine omuzlarını düşürdü. "Gecenin bu saatinde seni uyutmayan dert ne? Dökül bakalım, komşu kızı."
"Babam 3 hafta sonra evleniyor." dedim sakince. Sanki çok normal bir şeymiş gibi. Belki de normaldi, bunu bu kadar anormalleştiren bendim. "Neredeyse çoğu arkadaşımdan Buğra ile meselemizi saklıyorum, sebebi ne onu da bilmiyorum.."
"Ve?" dedi devam etmemi istercesine.
"Ve?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH MAT [tamamlandı.]
Teen Fiction[tamamlandı.] "Bu daha fragmandı Aşkın." Yağız aramızdaki Barış'ı önemsemeden yüzüme bakmaya devam etti. Resmen öfkeden kuduruyordu. "Bu daha hiçbir şeydi. Ağlaya ağlaya göndereceğim seni buradan." Başını salladı tehditkarca. "Senin biletini kestim...