21.BÖLÜM

594 39 12
                                    

Yürüdüm.

Belki de bu zamana kadar hiç bu kadar kendimden emin bir şekilde yürümemiştim.

Başım dik bir şekilde sert adımlarla restoranta giriş yaptım. Ayağımdaki siyah postallarım zeminde tok bir ses çıkarmıştı. Mekana giriş yapmadan önce, babamın adını söyleyerek rezervasyonumun olduğunu belirtmiştim.

Geldiğim yer oldukça lüks bir yerdi. Herkes süslenip püslenip gelmişken hâlime gülmeden edemedim. Üzerimde siyah bir deri ceket vardı, içimde beyaz düz bir tişört ve altımda da siyah kot pantolonum ve simsiyah postallarım.

Tam bir serseri gibiydim ama bunu umursamadım. Babamın sevgilisiyle buluşmak için dünyanın hazırlığını yapacak değildim.

Gözüme babam çarptığında karşısında oturan kadının arkası dönüktü. Hâlâ yüzünü görmemiştim. Babam beni farkeder farketmez ayaklandığında kadın da başını arkaya çevirdi. Kısa bir anlığına göz göze geldiğimizde gülümsedi ben ise onun aksine surat asarak babama dönmüştüm. Tam yanlarında durduğumda "Hoşgeldin," diyerek bana sarılacakken kendimi geriye çektim ve oldukça soğuk bir ifadeyle cevap verdim.


"Hoş bulacak mıyız, orası muamma."

Dakika bir, gol bir.

Babamın yüzü kısa bir anlığına düşse de kendini toparlayıp oturmam için işaret etti. Sevgilisinin tam karşısına geçtim usulca.

"Bu Aydan," dedi karşımdaki kadını göstererek. "Evlenmek istediğim kişi."

"Bu da Aşkın, benim biricik kızım."


"Memnun oldum canım," diye elini uzattı Aydan denen kadın. Yapmacık bir şekilde gülümseyip elini sıktım.

"Ben de memnun oldum, Aydancığım."

Gülen yüzü solarken babam küçük bir öksürme krizine girdi, ardından ona uzattığım suyu reddetti. "Sence de biraz kaba olmadı mı kızım?" dedi dişlerinin arasından. "Aydan falan, ayıp olmuyor mu? Kaç yaş büyük senden."

"Gerçekten ya," dedim mırıldanarak. "Oldukça büyük duruyor, ayıp olmazsa kaç yaşındasınız, öğrenebilir miyim? Babacığımın evleneceği kadının ondan büyük olmasını istemem de."

Aynı umursamaz tavrımla iğneleyici bir şekilde laf sokmaya devam ediyordum. Söylediğim şeyin aksine karşımda oturan bu kadın, oldukça genç gözüküyordu. Saçları kumraldı, annem gibi. Gözleri ise yeşildi. Anneminkiler gibi.

"41 yaşındayım." dedi sessizce. Yüzündeki ifadeden de anlaşılıyordu bozulduğu. "Aslında çevremdekiler genç gösterdiğimi söylerler ama ilk kez senden duyuyorum böyle bir şeyi."

Sesindeki kırgınlığa aldırmadım. "Yalan söylüyorlarmış demek ki."

Benim annemin canı yanmıştı, başkalarının canını yakmayı önemser miydim? Hiç sanmıyordum.

"Sen ona bakma canım, bizim kız biraz şakacıdır." dedi babam, masanın altından bacağıma vurarak. "Değil mi Aşkın?" diye bastırdığında şirince gülümsedim.

ŞAH MAT [tamamlandı.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin