"Oofff beynimin içinde trigonometri bilgileri dolanıyor." Esma sıkıntıyla oflayarak önümüzdeki sıraya oturduğunda Barış da başını kaldırdı sıradan.
"Al benden o kadar, kusacağım artık."
"Benim başım ağrıyor ya," Barış'a doğru sızlanarak yaslandım. Bu hareketimle Esma sırıttığında gözlerimi büyüterek karşılık verdim.
Bu kız Barış ve beni shiplemekten vazgeçmeyecekti.
"İlaç bulayım mı sana?" diye karşılık verdi Barış şefkatle. "İki ders edebiyat çünkü, çekilmez baş ağrısıyla."
"Yok ya." diyerek omuz silktim. "İdare ederim ben, merak etme."
"İyi bari."
Yağız'a kısa bir bakış attığımda elini çenesine koymuş Barış ve beni izliyordu. Göz göze geldiğimizde başımı diğer tarafa çevirip Barış'tan uzaklaştım. Gizem'in söylediği şeyler aklımı bulandırmıştı.
Tamam, Yağız'a yaptığım şeyin affedilir yanı yoktu ama birinin duygularıyla oynamak çok adiceydi. Yağız bu kadar düşer miydi?
İçimden bir ses "düşmez" dese de, onu ne kadar tanıyordum ki? Hiç.
"Aşkın'ım!"
Buğra, sınıfa sesini yükselterek girdiğinde gözlerimi açtım sonuna kadar. Aşkın'ım derken?
"Bunun ne işi var burada?"
Barış, olduğu yerden doğrulurken Yağız oturduğu yerden gürlemişti adeta.
"Ne işin var lan burada senin?"
"Aşkolsun Karayel," dedi dudaklarını büzerek. "Misafirperverlikten anladığın bu mu?"
"Buğra, beni delirtme." Dişlerinin arasından tıslayarak ayaklandı. "Defol git."
"Senin için gelmedim zaten," derken bakışları bana döndü. "Aşkın için geldim."
Ağzımı açıp cevap verecektim ki, Yağız girdi araya. "Yok sana Aşkın falan, bas git."
Buğra göz devirip bana döndü. "Koridorda bekliyorum seni."Tek kelime etmeden arkasını dönüp gidecekken Yağız bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH MAT [tamamlandı.]
Teen Fiction[tamamlandı.] "Bu daha fragmandı Aşkın." Yağız aramızdaki Barış'ı önemsemeden yüzüme bakmaya devam etti. Resmen öfkeden kuduruyordu. "Bu daha hiçbir şeydi. Ağlaya ağlaya göndereceğim seni buradan." Başını salladı tehditkarca. "Senin biletini kestim...