"Iy, bu ikili bisküvi arası lokum gibi olmuş ama!" Esma yüzünü buruşturup Barış'ın attığı fotoğrafa baktı son kez. Dün Gizem ile birlikte sosyal medyaya durum atmışlardı.
"Ay Esma içimi baydın, içimi! Bizene ya!" dedim söylenerek.
Omuz silkti.
"Of tam unutuyorum sonra aklıma geliyor yine tiksiniyorum iğrenç bir ikili. Gül gibi Barış'ı cadı Gizem'e kaptırıyoruz iyi mi?"
"Allah'ım sabır ver," Kendi kendime mırıldandım. "Allah aşkına bir sus!"
"Acaba sana mı ayarlasak Barış'ı Gizem'den önce?" Gözlerini kısarak yüzüme baktığında gözlerimi araladım telaşla.
"Oha Esma, oha!"
"Ne var be? Mis gibi ikili olursunuz işte!"
"Kim mis gibi ikili olurmuş?" Barış'ın sesini duymamla öksürmeye başladım, aceleci bir tavırla. Hepsi Esma yüzündendi!
"Sen ve Aşkın!" Esma, patavatsızca gerçeği söylerken ayağımla bacağına vurdum alttan. Acıyla yüzünü buruşturduğunda, "Ne?" dedi Barış yüzüme bakarak. "Nasıl yani? Ayrıca sen iyi misin Aşkın? Yüzün kıpkırmızı oldu."
"İyiyim iyi, Esma şey demek istiyor yani... Hani bu Yağız falan benim karşımda ya Barış senin yanında olursa çok güzel ikili olursunuz dedi ondan bahsediyor," Barış anlamışcasına kaşlarını kaldırırken "değil mi Esma?" diye ekledim dişlerimin arasından.
"Ya ya, tam olarak öyle demek istedim."
"Biz zaten iyi bir ikiliyiz," dedi Barış bana doğru göz kırparak. "Değil mi Aşkın?"
Esma, alttan alttan sırıtırken Barış gidince onu dövmeyi aklıma kazıdım. "Tabiki öyleyiz."
"Gençler!" Emre, sınıfa soluk soluğa girdiğinde hepimizin bakışları ona döndü. "Acilen görmeniz gereken bir şey var!"
"Ne oldu?"
Esma'nın sorusuyla Emre elindeki telefonu bana uzattı.
"Görseniz daha iyi olur."
Telefonu elime alıp ekrana bakar bakmaz bedenim kaskatı kesildi. Ekranda, Yağız ve benim fotoğrafım vardı. Yüzlerimiz birbirine çok yakındı, elleri yüzümdeydi.
"Yuh!" Esma, çığlık atarcasına bağırdığında telefonu elimden almıştı yakından bakabilmek için. O sırada Barış'ın da "Oha," dediğini duymuştum.
"Okulumuza yeni gelen atarlı kız Aşkın Özdemir ve okul sahibinin oğlu Yağız Karayel'in arasında bir şeyler olduğunu hepimiz biliyorduk. Fakat bu şeyin, intikam olduğunu sanıyorduk. Fotoğraflar hiç de öyle gözükmüyor, yoksa ikili tüm okula şov mu yapıyor?"
Esma'nın okuduğu yazı kulaklarımda uğulduyordu.
"Aşkın ne yazıyor burada?" Esma kolumu sarsarken ağır ağır başımı kaldırdım ve etrafıma boş boş bakındım.
"Aşkın, gerçek mi bu?" Bu kez Barış sormuştu.
"Değil," diyebildim sessizce. "Yemin ederim gerçek değil."
"Birileri oyun oynuyor," dedi bu kez Emre. "Hem de en alâsından."
"Ben kim olduğunu biliyorum." dedim yavaş yavaş kendime gelerek. Duruşumu dikleştirdim. "Kim olduğunu biliyorum." tekrar ettiğimde Barış devam ettirdi cümlemi.
"Yağız." dedi dişlerinin arasından. "Bu kez sınırı aştı."
Öfkeyle gözlerimi kapattım sakinleşebilmek için. "Benim adım da Aşkın'sa, onu o sınıra gömeceğim."
🔗
Tüm öğrenciler gözlerini üzerime dikmişti. "Ne bakıyorsunuz?" diye sordum kaş göz yaparak.
"Neye bakacaklar, senin rezilliğine bakıyorlar." Tanıdık gelen sesle arkamı döndüğümde Gizem, kollarını önünde birleştirmiş bana bakıyordu.
"Bana bak, zaten sinirliyim senden çıkarmayayım sinirimi! Git başımdan Gizem!"
"Sen o kadar şey yap sonra yediğin haltlar ortaya çıktığında da sinirlen. Var mı öyle dünya ya?"
Ona doğru atılacakken Barış, kolumdan tuttu. "Gizem," dedi uyarırcasına. "Abartma."
"Ne var Barış ya? Hep ben abartıyorum zaten, değil mi? Doğruları söylemek de suç oldu!"
"Bak hâlâ doğrular diyor, Barış ben bu kızı öldürürüm!" dedim bağırarak. O kadar sinirliydim ki diz çöküp ağlamak üzereydim.
"Aşkın sakin olur musun? Lütfen."
"Neler oluyor burada?" Beklediğim kişi gelmişti işte. Başkahraman. Yağız Karayel.
"Ben sakinim, bırakır mısın?" Barış tereddütle kolumu bıraktığında arkamı döndüm.
"Neler oluyor öyle mi? Sana sormak lazım Yağız, neler oluyor?"
"Aşkın, boş boş konuşma ne oluyor?"
"Dün bana bilerek yakınlaştın sırf fotoğrafımızı çektirebilmek için, değil mi?" dedim sinir bozukluğuyla gülerek. "Sen gerçekten rezil bir insansın. Nefret ediyorum senden!"
"Ne fotoğrafı? Ne saçmalıyorsun sen?"
Öfkeyle Esma'nın elindeki telefonu alıp Yağız'a yaklaştım ve ona çevirdim. "Bak bunlara!"
Birkaç saniye gözleri ekranda takılı kaldı ardından sırıttı. "Yakışıklı çıkmışım."
"Lan sen benimle dalga mı geçiyorsun?" dedim sesimi yükseltip. Bağırmaktan sesim kısılacaktı. "Onlara gerçeği söyle! Sen yaklaştın bana, ben hiçbir şey yapmadım! Açıklasana!" Omuzuna vurduğumda hâlâ sırıtıyordu.
"Hadi ama Aşkım, bu kadar kafaya takma insanları! Evet, Aşkın'la çok güzel bir ilişkimiz var, çok aşığız. Hepinize şov yapıyoruz, itirazı olan var mı?" diye bağırdığında söylediklerini herkes duymuştu ve ben resmen rezil olmuştum.
Saçımı başımı yolacaktım!
"Yağız, abartma. Doğruyu söyle, kapansın konu. Uzatma." Barış'ın söylediği şeyle dudaklarını büzdü Yağız.
"Ama kardeşim ben doğruyu söylüyorum zaten, doğru bu!"
Öfke, bedenimin her yerini esir almıştı. Elimi kaldırıp Yağız'ın suratına sert bir tokat geçirdim.
"Lan!" dedi dişlerinin arasından yanağına dokunup başını ağır ağır kaldırarak. Yüzündeki alaycıl ifade gitmiş yerine deliye dönmüş bir Yağız gelmişti fakat benim de ondan geri kalır yanım yoktu.
"İğrençsin." dedim yüzüne bakarak.
"Aşkın!" diye gürleyip bana doğru adımladığında Barış girdi araya. Beni geriye doğru çekip kendini bir siper gibi önüne attığında "Sakın," dedi Yağız'ın yüzüne bakarak. "Her şeye izin veririm ama buna hayır. Uzak dur Yağız."
"Bu daha fragmandı Aşkın," Yağız aramızdaki Barış'ı önemsemeden yüzüme bakmaya devam etti. Resmen öfkeden kuduruyordu. "Bu daha hiçbir şeydi. Ağlaya ağlaya göndereceğim seni buradan." Başını salladı tehditkarca. "Senin biletini kestim. Aşkın Özdemir diye biri yok artık."
"Madem sert oynamak istiyorsun," dedim ve başımı dikleştirdim. "o zaman oynayalım Yağız Karayel."
🔗
Yağız - Aşkın ikilisi beni bitiriyooor...
Barış, sana aşık olmamak için hiçbir sebep görmüyorum smsmdnd [Gizem'le takılman dışında.]
Bölümle ilgili görüşlerinizi alabilir miyim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH MAT [tamamlandı.]
Teen Fiction[tamamlandı.] "Bu daha fragmandı Aşkın." Yağız aramızdaki Barış'ı önemsemeden yüzüme bakmaya devam etti. Resmen öfkeden kuduruyordu. "Bu daha hiçbir şeydi. Ağlaya ağlaya göndereceğim seni buradan." Başını salladı tehditkarca. "Senin biletini kestim...