"Böyle oldu işte, pis suyu kafasından aşağıya döküp kapıyı çarptım geldim." Dudaklarımı büzerek bir Esma'ya bir Emre'ye baktım. Ben yalnız olacağımızı düşünüyordum ama Emre de buradaydı geldiğimde. 'Özel konuşacaksınız giderim' dese de bugüne kadar ondan bir şey saklamadığım için kalmasında bir sakınca görmemiştim.
"Bence iyi yapmışsın." dedi Esma kaşlarını çatarak. "Ne bu dengesiz dengesiz tavırlar? Önce burnundan getiriyor, sonra hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Oh olsun!"
"Bence kötü yapmışsın," diye karşı çıktı Emre. Bir kere de Esma ile aynı fikirde olsalar şaşardım!
"O niyeymiş?"
Esma ile aynı anda aynı soruyu sorduğumuzda bakışları ikimiz arasında mekik dokudu, en sonunda da benim üzerimde durdu.
"Yağız eğer temizliği reddetse, ona karışacak biri yoktu. Anlattığına göre sırf senin için kabul etmiş, nedendir bilinmez. Sen ise gitmiş kovayı boşaltmışsın çocuğun üzerine!"
Şuanda her ikisine de hak veriyordum. Hem Esma haklıydı söylediklerinde, hem de Emre.
"Zahmet olmuş ya, hem kendi sebep oluyor bir de Aşkın'ın okuldan atılmasına müsaade mi edecekti?" diye çemkirdi Esma. Bu kız yine haklıydı, lanet olsun.
"Temizlik yapmasa da Aşkın'ın atılmasına engel olurdu o," dedi Emre rahat bir tavırla arkasına yaslanarak. Kaşlarımı çattım.
"O niyeymiş?"
"Çünkü seni diğerlerinden özel tutuyor," Gözlerini kısarak yüzüme baktı. "Çünkü ona Buğra dışında ilk kez biri başkaldırı gösteriyor. Bu da onun ilgisini çekiyor, sen gidersen sıkıcı olur hayatı."
"Ay tamam tamam, içimi baydınız Yağız diye!" dedi Esma sitemle. "Okulda yüzünü bol bol görüyoruz zaten."
"Haklı," dedim dudaklarımı büzerek. "Bence de konuşmayalım artık."
"Bir kahve içeriz o zaman," dedi Emre araya girerek. "Hadi esmer şekeri, git de birer kahve yap bize."
Esma, göz devirdi. "Geldiğinden beri iki fincan kahve içtin Emre."
"Aaa şuna bak bir de fincanlarımı sayıyor, üstüme iyilik sağlık!"
Bu söylenmesine güldüm. Esma da kıkırdamıştı. "Tamam tamam yapıyorum, Aşkın sen nasıl içersin?"
"Şekerli olsun benimki." dedim gülümseyerek. Gülümsememe karşılık verip başını sallayarak içeri geçerken Emre'ye kısa bir bakış attım.
"Ne?" dedi kaş göz yaparak. "Noldu, neden öyle bakıyorsun?"
"Sen," dedim ve ona doğru eğildim. "Esma'dan mı hoşlanıyorsun?"
"Ne?" Ani bir çıkışla çığlık atmaya yakın bir tonla bağırdığında bacağına vurdum susması için. "Bu da nereden çıktı?" dedi fısıltıyla. "Manyadın mı sen?"
"Sürekli Semih konusu açılınca gerilmeler, her seferinde onunla zıtlaşmaların, ona bulaşmaların, yan yana olduğunuzda hep mutlu oluşun... Yeterli mi yoksa daha sayayım mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH MAT [tamamlandı.]
Teen Fiction[tamamlandı.] "Bu daha fragmandı Aşkın." Yağız aramızdaki Barış'ı önemsemeden yüzüme bakmaya devam etti. Resmen öfkeden kuduruyordu. "Bu daha hiçbir şeydi. Ağlaya ağlaya göndereceğim seni buradan." Başını salladı tehditkarca. "Senin biletini kestim...