20.BÖLÜM

420 29 3
                                    




Yağızla, başlamadan biten bir hikayenin baş karakterleriydik.

Çekilecek bir insan değildim. Takıntılarım vardı. Çok çabuk sinirlenirdim. Çok duygusaldım. En ufak bir şeyde yıkılabilirdim. Çok düşünüyordum. Çok konuşuyor, bazen kendi kendime kızıyordum. Sürekli arıza çıkarıyordum.

İlk defa, bana gerçekten katlanan birini bulduğumu zannetmiştim. Yağız'ı.

Diyecek bir şeyim yoktu. Sözün bittiği yerdeydim. Elimden bu saatten sonra bir şey gelmezdi. Demek ki aşk, her şeyin üstesinden gelmezdi. Gelmiyordu. Şuan olduğu gibi.

Telefonuma baktığımda yine bir sürü mesaj bildirimi vardı. Sıkıntıyla oflayarak hiçbirini okumadan tek tek sildim.

Buğra yazmıştı. Yağız yazmıştı. Gizem bile yazmıştı. Esma, Emre..

Hiçbirini okumadım.

Buğra ve Yağız bir sürü sesli mesaj bırakmıştı fakat dinlemek istemiyordum. Bugün Karayel Kolej'inin futbol maçı vardı. Yağız da oynayacaktı. Gitmek istemiyordum. Okulda kalacaktım.

"Aşkın?" Mustafa Hoca sıramın önünde durduğunda başımı kaldırdım usulca.

"Efendim hocam?"

"Herkes Karayel Koleji'ne gitmek için hazırlandı," dedi sessizce. "Gelmeyecek misin?"

"Kendimi iyi hissetmiyorum hocam." dedim. Yalan değildi. İyi hissetmiyordum. Hatta iyi de değil, kendimi hiç hissetmiyordum.

"Olmaz öyle şey!" dedi kaşlarını çatarak. "Kalk bakayım.. Onları ben hazırladım maça, muhakkak izlemen lazım!"

"Siz mi hazırladınız?" dedim şaşkınlıkla. "Futbol maçına? Siz?"

"Niye şaşırdın bakalım sen?"

"Hocam hatırladığıma göre orada bir koçları vardı." dediğimde gülümsedi.

"Koçları onları son 1 hafta kala yarı yolda bıraktı maalesef.. " Gözlerim büyüdü, bundan haberim yoktu. "Hocayı kızdırmışlar. Son anda vazgeçeceklerdi maçtan, benim de gönlüm razı gelmedi geri çekilmelerine. 1 hafta boyunca ben antrenmanlarına katıldım."

"Hocam siz futboldan anlıyor musunuz?" dedim merakla.

"Lisedeyken takım kaptanıydım." dedi göz kırparak. "Hadi bakalım, kalk. Birlikte gideceğiz."

El mahkum ayaklandım. Mustafa Hoca'ya Yağız yüzünden gelmek istemiyorum diyemezdim. "İnsan," dedi yan yana yürürken. "Bir sarhoş olduğunu bir de aşık olduğunu saklayamazmış.."

Sertçe yutkundum.

"Böyle konuları öğrencilerimle konuşmayı sevmem. Haddim de değildir. Yaşınız daha küçük klişelerine de girmek istemem." dedi ellerini cebine sokarak. "Aşk güzel şey Aşkın... Ama görüyorum ki sana göre pek de öyle değil gibi?"

"Aşk güzel şey hocam." diye karşılık verdim. "Ama yaşamasını bilene güzel. Karşılıksız bir sevgi söz konusu benim hayatımda."

ŞAH MAT [tamamlandı.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin