10.BÖLÜM

449 35 3
                                    

Küçük adımlarla, Karayel Kolej'inin tam önünde durdum. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes çektim içime.

Buranın kokusu bile bir başkaydı.

Adımımı bahçeye attığımda, okuldaki birkaç kişinin bakışları beni bulmuştu. Bir zamanlar arkamdan konuşan herkes, şuan gülümseyerek beni selamlıyorlardı. Hayat garipti. Çok garipti.

"Aşkın!" Esma'nın kulak çınlatan sesini duymamla bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdim. Bana doğru koşuyordu. Koştu, koştu ve boynuma atladığında sesli bir şekilde güldüm. "Yavaş ol! Boğacaksın beni!"

"Çok özledim seni!" dedi sımsıkı sarılarak. Bir yandan da yanağıma öpücükler kondurmuştu. "Bu ziyaretini neye borçluyuz?"

"Sizi özledim." derken derin bir iç çektim. "Okula geçmeden önce buraya uğramak istedim."

"Gel seni bizimkilerin yanına götüreyim!" Heyecanla kolumdan tutup çekiştirmeye başladı. Beni çekmesine izin verdim. İlerlediğimiz banka kaydı gözlerim. Emre, Barış, Buğra ve Gizem bir arada oturuyordu.

Hadi diğerlerini anladım da, Gizem ne alakaydı? Anlaşılan onun tek derdi bendim, bensiz çok mutlulardı.

Hepsinin gözlerinden şaşkınlık geçerken, "Günaydın!" dedim neşeyle.

"Ooo, günaydın!" İlk yanıt Buğra'dan gelmişti.

"Aşkın!" Emre, heyecanla yerinden kalkıp beni boğmak istercesine kollarını doladı.

"Ah!" diye sızlandım. "Esma da sen de canıma kast etmeye niyetlisiniz bugün!"

"Ne yapayım kızım!" dedi ve gülümseyerek geri çekildi. "Çok özlemişim!"

"Ben de sizi.." Yüzüne özlemle baktığımda Gizem çekinir bir ifadeyle "Hoşgeldin." demişti.

Gözlerim Buğra'yı bulduğunda kaşlarıyla Gizem'i işaret etti. Cevap vermemi istiyordu.

"Hoşbuldum." dedim mesafeli bir şekilde.

"Bana geleceğini söylemedin?" dedi Barış yüzüme bakarak. "Söyleseydin birlikte gelirdik."

"Bu sabah işlerim uzadı ya," diyerek geçiştirdim. Ondan kaçtığımı söyleyecek hâlim yoktu. "Seni bekletmek istemezdim. Zaten kesin de değildi, son anda karar verdim buraya gelmeye."

"Anladım." Gülümsemeye çalıştı. "Ama olsun, bir dahaki sefere haber ver.. Ben seni beklerim."

Esma, kaşlarını kaldırarak bana bakıyordu ama ona bakmamaya gayret gösteriyordum. Barış ile aramızdaki bu saçma konuşmayı, Buğra öksürerek kesti. "Esma," dedi ona doğru bakarak. "Sen gezinsene Aşkınla birlikte. Hatta, kantine falan gidin bir şeyler için. Özlemiştir buraları."


Ona minnettarca gülümserken göz kırparak karşılık verdi. Aramızdaki bu bakışmayı Gizem görmüş, kaşlarını çatmıştı.

"Ay evet ya!" Esma koluma girdi. "Sana anlatacaklarım var hem, gel benimle!"

Diğerlerine veda bile edemeden zar zor çekiştirdi beni yine. "Ne oldu?" dedim merakla.

ŞAH MAT [tamamlandı.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin