28.BÖLÜM

391 31 22
                                    






Okulun bahçesinde bir sağa bir sola adımlarken annemi görmemle beraber, volta atmayı bırakıp ona doğru ilerledim. Yüzünde ufak bir gülümseme vardı.

Mustafa Hoca'nın gideceğini öğrenmemin hemen ardından sınıf grubuna mesaj atmıştı hoca. Herkesin velisini okula çağırmış, onlarla toplantı yapmak istediğini söylemişti. Daha biz bile konuşma fırsatı bulamamıştık doğru düzgün.

"Nasıl geçti?" dedim merakla yüzüne bakarak. "Niye çağırmış? Ne dedi?"

"Çok güzel şeyler söyledi.." dedi ama bana değil boşluğa bakıyordu. "Bana tokat attı resmen Aşkın."

"Ne?" Seslice sorduğum soruyla birlikte güldü.

"O anlamda demedim kız, mecaz anlamda dedim." Derin bir nefes verdiğimde "Bazı şeyleri görmemi sağladı." diye devam etti. "Ben seni kendime benzete benzete istemeden de olsa seni kısıtlamaya başlamışım. Bunu farkettim Mustafa Beyle konuşurken."

Kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken omzuma dokundu. "Özür dilerim.." dedi ince bir sesle. "Yaşamadan bilemeyiz. Belki de sonun benim gibi olmaz, belki de benim aksime mutlu olursun." Gülümsedi. "Yağızla olmana izin veriyorum, yaşa ve gör. Karışmayacağım."

"Sen ciddi misin?" diye sordum şaşkınlıkla. "İnanmıyorum, bunu sen mi söylüyorsun?"

"Evet." dediğinde gülümseyerek kollarımı doladım boynuna.

"Çok teşekkür ederim anne," dedim boğuk bir sesle. "Sana söz veriyorum, senin gibi olmayacağım. Ben mutlu olacağım."

"Umarım mutlu olursun aşkım benim." Geriye doğru çekildiğinde Mustafa Hoca'nın bize doğru geldiğini gördüm. "Hocam," dedim dudaklarımı büzerek. "Size ne kadar teşekkür etsem az kalır."


"Bana değil annene teşekkür et." Gözleri anneme kaydı ve gülümsedi. "O istemeseydi ben ne kadar laf anlatırsam anlatayım boşa giderdi."

"Sizin de hakkınızı yememek lazım Mustafa Bey," dedi annem mahçup bir tavırla. "Söyledikleriniz bir tokat etkisi yarattı bende, kendime geldim."

"Aranızın düzelmesine ve bazı şeylerin netleşmesine sevindim."

"Hocam," diye mırıldandım araya girerek. "Gitmek zorunda mısınız gerçekten?"

"Ben buraya sizi iyileştirmek için geldim Aşkın." dedi omzuma dokunarak. "Görüyorum ki aranızdaki tüm sorunlar gittikçe çözülüyor. Buzlar eriyor. Kalbiniz, mantığınızdan daha çok ileri planda.." Gülümsedi. "Benim ilk günden beri amacım da buydu. Başardığımı da görüyorum, benim işim burada bitti artık."

"Ama bu sizin göreviniz değil ki," dedim sessizce. "Yanlış anlamayın hocam ama siz eğitimcisiniz. Bizi okul dışında iyi etmenize gerek yok, bunu neden yapıyorsunuz?"

"Benim önceliğim iyi bir eğitim almanız değil, iyi bir insan olmanız Aşkın." dediğinde kalbim tekledi. Nasıl bu kadar iyi olabilirdi ki? Mustafa Hoca, tam bir efsaneydi. Gelmiş geçmiş gördüğüm ve tanıdığım en iyi hocaydı.

"Teşekkür ederim hocam.." dedim minnetle. "Her şey için."

"Ben teşekkür ederim Aşkın," diye karşılık verdi. "Sizi iyileştirmeme izin verdiğiniz için."

ŞAH MAT [tamamlandı.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin