14.BÖLÜM

647 43 5
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Öfke, tüm bedenime hâkimdi.

Haksızlığa uğramak, bu dünyada en nefret ettiğim şeylerden biriydi. Ve Yağız yüzünden, defalarca haksızlığa uğramıştım. Oysa yeni yeni girmişti hayatıma. Benim hayatımı, benden fazla şekillendirmeye başlamıştı ve bu benim asla katlanamadığım bir şeydi.

Yağız'a bir seçenek sunmuştum. Fakat o beni, küçük görmüştü. Bunu yapamayacağımı söylemişti, korkak olduğumu vurmuştu yüzüme. Beni çok hafife almıştı.

Ben ona, içimi yakıp kül eden öfkeme rağmen bir şans tanımıştım ama o bu şansı kendi reddetmişti.

"Tüm öğrencilerin dikkatine." dedim başımı dikleştirerek. Mikrofona birkaç kez vurduğumda çıkan yankılı ses, çalıştığının kanıtıydı. "Ben Aşkın. Aşkın Özdemir. Sizin kölesi olduğunuz Yağız Karayel'in iftira attığı kız," dedim öfkeyle nefesimi dışarıya verip. "Bugün sizlere bir açıklama yapacağım."

Sesimi bölen kapının kırılmak istercesine çalmasıydı. "Aşkın!" diye gürledi kapının ardındaki ses. Bu ses Yağız'a aitti. Geleceğini biliyordum bu yüzden kapıyı kilitlemiştim. Biraz daha bekleyecek, öyle açacaktım kapıyı. Sadece biraz korkmasını istiyordum. Benimle uğraşmaması gerektiğini anlayacaktı.

"Evet,nerede kalmıştık?" diye bir soru yönelttim Yağız'a aldırmadan. Sınıfın bahçesine bakındım perdenin arkasından. Çoğu öğrenci bana dikkat kesilmiş, sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyorlardı. Ortalıkta ölüm sessizliği vardı. "Yağız Karayel... Ne büyük bir isim değil mi? Burnunun dikine giden, kimseyi dinlemeyen, kendini 'lider' olarak adlandıran, ukala bir çocuk. Kalbi betondan farksız, attığından bile şüpheliyim. Hiç açığı yok değil mi bu çocuğun?"

Yağız öfkeyle bağırmaya devam ederken hiç oralı olmuyordum bile."Aslında ben buldum gibi," dediğim an gelen gürültülü sesle elimdeki mikrofon yere düştü.


Yağız, kapıyı kırmıştı!

Şaşkınlıkla kapıya baktığımda boynundaki damarlar, dokunsam patlayacak gibiydi. Öfkeyle soluyan Yağız'a bakıp sertçe yutkundum.

Şuan o kadar korkutucu görünüyordu ki, kısa bir anlığına ben bile korktum ondan.

Sert adımlarla ilerledi ve yüzüme bakmadan yere düşen mikrofonu aldı. Deneme amaçlı birkaç kez vurdu, boynunu kıtlattı ve konuşmaya başladı.

"Ben Yağız Karayel. Aşkın'dan intikam almak için birini ayarladım ve arabayı üzerine sürmesini istedim. Sonrasında ise, bir kahraman gibi Aşkın'ı son dakika arabadan kurtarıp kendime doğru çektim. Bilerek ona yanaştım, fotoğrafımızı çekmek için de birini ayarladım. Her şey benim planımdı. Aramızda duygusal ya da fiziksel hiçbir şey olmadı. Ve son bir şey, bundan sonra kimse onun adını ağzına almayacak. Onu dedikodu malzemesi yapmayacaksınız. Aramızda duygusal bir şey yok, olamaz da çünkü," dedi ve duraksadı. Gözlerimin içine baktı bu kez. "Çünkü ben bu kızdan nefret ediyorum."

ŞAH MAT [tamamlandı.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin