Bu aralar içimden sürekli Şah Mat'a Bölüm yazmak geliyor, ben de yazıyorum bekletmeden.
Çünkü biliyorum ki yazma hevesim gittiğinde, aylarca bölüm atmadığım kitaplarım oluyor.. O yüzden çok da üstünde durmuyorum bu olayın.
Bunu niye dedim onu da bilmiyorum neyse söylemiş oldum djsjejsjskdkd
İyi okumalar <3
☆
Bazen, canınız o kadar yanar ki, bir süre sonra acıya hissizleşirsiniz. Artık canımın yanmaması normal miydi? Ya da acıyla bir bütün olmam?
Bomboş hissediyordum. Ağlamak istiyordum, ağlayamıyordum. Hiçbir şeyden zevk almıyordum. İçtiğim su bile anlamsız geliyordu.
Reddedilmek bu kadar kötü bir şey miydi? Çevremdekiler anlattıkça, 'abartmayın' derdim ama insan başına gelmeyen şeyleri hafife alıyordu.
Buğra, masanın üzerindeki kahveyi önüme iteledi. "İçsene."
"Canım istemiyor." diye mırıldandım omuz silkerek.
"Sen böyle yaptıkça, Barış ve Yağız'ı dövme isteğim artıyor." dediğinde sıkıntıyla oflayıp bardağa uzandım.
"İçiyorum."
"Güzel." Memnun olmuş bir ifadeyle yüzüme baktığında, gülümsemeye çalıştım. Yanımızdaki masadan gürültülü bir ses geldiğinde başımı yan tarafa çevirmiştim. İlayda, kenardan bir sandalye çekmişti ve bizim masaya doğru sürüklüyordu.
"Selam gençler," dedi yüzünde büyük bir gülümsemeyle. "Abili kardeşli ne konuşuyorsunuz öyle?"
Buğra'ya baktığımda göz devirmişti. "Senden buraya oturmanı isteyen oldu mu?"
"İstediğim yere otururum." diye karşılık verdi İlayda. "Babamın okulu değil mi?"
Derin bir nefes verdim. Her şeyi geçmiştim, bir de İlayda'nın egoist tavırlarını çekecektim.
"Özel bir şey konuşuyoruz İlayda." dedi bıkkınlıkla nefesini dışarı verip. "Müsade edersen."
Gözlerini bana dikti bu kez. "Seni danstan çıkarıyorum." dediğinde kaşlarım çatılmıştı. "11-D'lerdeki Didem'i aldım senin yerine."
"Sebebini öğrenebilir miyim?" diye sordum bu kez sakince.
"Tamamen şahsi." dedi net bir tavırla. Gözleri, Buğra ve benim üzerimde gidip gelirken "Merak etme," diye ekledi. "Senin çıkmak istediğini söyleyeceğim. Seni 'attığımdan' bahsetmeyeceğim."
Sessiz kaldığımda, masamızdan uzaklaşırken Buğra afallayarak yüzüme bakıyordu. "Haftaya olacak maç için sakın seni Ponpon kız olarak seçtiklerini söyleme!"
"Maalesef seçmişlerdi." diye homurdanırken sağlam bir kahkaha attı.
"İnanmıyorum!" dedi gülerek. "Sen?" dedi ve daha fazla güldü. Gülüşüyle birlikte birkaç kişinin bakışları bize dönmüştü. "Of hayal edemedim, çok komik!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH MAT [tamamlandı.]
Teen Fiction[tamamlandı.] "Bu daha fragmandı Aşkın." Yağız aramızdaki Barış'ı önemsemeden yüzüme bakmaya devam etti. Resmen öfkeden kuduruyordu. "Bu daha hiçbir şeydi. Ağlaya ağlaya göndereceğim seni buradan." Başını salladı tehditkarca. "Senin biletini kestim...