"Yarın sınıfınıza yeni hoca geliyor gençler!"
Sınıftakilerin fısıltısı git gide artarken hoca elini masaya vurup dikkati üzerine topladı yeniden. "Sessiz olun! Uzun zamandır tayinimin çıkmasını bekliyordum ve oldu. Yeni edebiyat hocası gelecek ayrıca sınıf öğretmeniniz de o olacak."
"Ama hocam biz siz olmadan ne yaparız?" Adının Emre olduğunu hatırladığım çocuk elini kalbine koyduğunda bu hâli gülümsememe sebep oldu fakat hemen arkasında oturan Gizem'in meymenetsiz yüzünü gördüğümde gözlerimi kaçırıp gülüşümü sonlandırdım. Eve gider gitmez anneme beni bu okuldan alması için yalvarmam an meselesiydi.
"Bırak bu ayakları Emre, gitmem için ritüel bile yaptığını biliyorum kimi kandırıyorsun sen?"
"Ne?" dedim fısıltıyla gülerek. "Gerçekten mi?"
Barış da gülüşüme karşılık başını salladı. "Hatta tüm sınıfa yaptırmak için zorlamıştı herkesi!"
"İnanamıyorum," dedim Emre'ye kısa bir bakış atıp. "Deli bu çocuk!"
"Gerçekten de öyle."
Esma ve Barış arasında gözlerim gidip gelirken son anda Barış'ın yanına oturma kararı almıştım. En başından beri onunlaydım, onunla da devam etmek istedim. Hem beni Yağız'a karşı savunmuştu, tatlı bir çocuktu.
"Niye öyle diyorsunuz hocam? Alındım, gücendim."
Sınıfta gülme sesleri artarken hocanın "Zevzeklik yapma ulan," demesiyle Emre'nin yüzü öyle bir şekil aldı ki kahkaha atmamak için kendimi zorladım. Zil sesi saniyeler içinde çaldığında hoca tek tek yüzlerine baktı sınıftakilerin. "Sizi özleyeceğim çocuklar," dediğinde ister istemez üzüldüm. Gerçekten onları seviyor gibiydi.
"Biz de sizi hocam!" Karşılık aldığında gülümseyerek sınıftan çıkarken diğerleri de sınıfı boşaltıyordu apar topar. Sıranın üzerindeki kitapları alıp çantama koyduğumda Barış'ın "Hadi!" demesiyle kendisi yavaş yavaş sınıftan çıkarken çantamı omzuma atıp ayaklandım.
Sınıf boşalmıştı, çıkmayan iki kişi kalmıştı o da ben ve Gizem'di.
İstifimi bozmadan sıraların arasındaki dar yerden geçerken omzuma aldığım sert darbeyle sendelendiğimde düşmemek için sıradan tutundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH MAT [tamamlandı.]
Teen Fiction[tamamlandı.] "Bu daha fragmandı Aşkın." Yağız aramızdaki Barış'ı önemsemeden yüzüme bakmaya devam etti. Resmen öfkeden kuduruyordu. "Bu daha hiçbir şeydi. Ağlaya ağlaya göndereceğim seni buradan." Başını salladı tehditkarca. "Senin biletini kestim...