"Gördünüz mü Yağız gelmiş yine okula!" Sınıftaki kızlar kendi aralarında fısıldaşırlarken kaşlarım çatıldı. Neden bırakmıyordu peşimi?
Birkaç kişinin bakışları beni bulurken, hiç aldırmadan önümdeki deftere tahtadakileri yazmaya devam ettim. Gelmişse gelmişti, bananeydi?
Sınıf kapısının açılmasıyla, ayağa kalktığımda Yağız'ı görmemle afalladım. Sınıfa kadar geleceğini tahmin etmiyordum. "Ne işin var senin burada?" dedim yüzüne bakarak. "Ben sana benden uzak durmanı söylemedim mi?"
Beni görmezden gelerek yan tarafımdaki kızlara baktı. "Mustafa Hoca'yı gördünüz mü kızlar? Nerede, biliyor musunuz?"
"Bildiğim kadarıyla Mustafa Hoca bugün yok Yağız." Gözlerim konuşan kızı bulduğunda, bu kız tribünde Yağız'a tezahürat yapan kızdı.
"Anladım, sağ ol." diyerek sınıftan çıkacakken sırayı iterek yanına ilerledim. O da bunu farketmiş olacak ki durmuştu.
"Görmezden gelinecek kadar ne yaptım ben?" dedim sitemle. "Yapan sensin. Beni kıran sensin. Beni hayal kırıklığına uğratan sensin. Görmezden gelinen benim, öyle mi?"
"Sen görünme hakkını bana inanmayarak kaybettin, Aşkın." dedi bastırarak. "Bana inanmadın sen. Gördüklerine inanmayı tercih ettin!"
"Yerimde olsan sen de aynısını yapardın!" dediğimde sesim yükselmişti. "Sen de bana inanmaz, kafanda senaryolar kurardın."
"İnanmasam bile dinlerdim!" dedi o da sesini yükselterek. "Sen beni dinlemek bile istemedin. Sürekli burnunun dikine gidiyorsun ve ben bundan çok sıkıldım artık!"
"İyi." dedim hırsla. "Kendine başka birini bul o zaman!"
"Bulacağım zaten!" dedi o da benim gibi burnundan soluyarak. "Buraya her geldiğimde senin için geldiğimi de sanma! Dünya senin etrafında dönmüyor!"
Sakinleşmek istercesine gözlerimi kapatıp Yağız'ın az önceki konuştuğu kıza döndüm. "Sen.." dediğimde, "Büşra." dedi hızla. Yanındaki kızlar gibi o da meraklı bakışlarla Yağız ve bize bakıyordu. Belki sesimizi yükseltmiştik fakat aramızda konuşulanların oraya kadar ulaştığını sanmıyordum.
"Yağız'ın numarasını ister misin?" diye sorduğumda, Yağız afallayarak bana bakmıştı. "Kendisi utandığı için söyleyememiş, senden hoşlanıyormuş." Yağız'a kısa bir bakış attığımda sabır dilenircesine yukarı bakıyordu. "Bence bir çay içersiniz artık!"
"O-olur.." Kız dünden razıydı! Şuan Yağız'a kız mı ayarlamıştım ben? Birazdan sınıftan çıkıp kendimi öldürmeyi planlıyordum.
"Olmaz." dedi Yağız sertçe. "Üzgünüm Buse ama senden hoşlanmıyorum."
"Büşra!" dedim uyarırcasına. Göz devirerek kolumdan tuttu ve beni koridora doğru çekiştirdi.
"Neyin peşindesin sen? Ne yapmaya çalışıyorsun?"
"Kendine birini bulacakmışsın ya, yardımcı oluyorum!"
Derin bir nefes verdi. "Aşkın.." dedi sakin bir ses tonuyla. "Bak sinirlenmek ve kavga etmek istemiyorum. Artık seninle tartışmak da istemiyorum. Eğer bana inanmıyorsan, eyvallah. Elimden bir şey gelmez ama lütfen böyle şeyler yapma."
"Git buradan." dedim gözlerimi kapatarak.
"Cevap verm-"
"Git buradan Yağız!" dedim bastırarak. "İstediğinle ol, istediğinle çık.. Hatta biliyor musun, istediğin kişiyle birlikte ol. İnan, umrumda değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH MAT [tamamlandı.]
Teen Fiction[tamamlandı.] "Bu daha fragmandı Aşkın." Yağız aramızdaki Barış'ı önemsemeden yüzüme bakmaya devam etti. Resmen öfkeden kuduruyordu. "Bu daha hiçbir şeydi. Ağlaya ağlaya göndereceğim seni buradan." Başını salladı tehditkarca. "Senin biletini kestim...