2. Bölüm

112K 5.3K 6.6K
                                    


*BERENDEN*

"Allahın gerizekalısı! Beyni uzay boşluğundan bile boş olan davar! lQ seviyesi en büyük rakamı bile geçmeyen orangutan! Terliksi hayvan! Soktuğumun delisi!"

Kendi kendime söylenirken abimin çantamın içine döktüğü naneyi temizlemeye çalışıyordum.

Tabi bunu yaparken; maske, gözlük ve burnuma maşa takmıştım. Ayrıca elimde de eldiven vardı. Resmen laboratuvar ortamında kobay faresi inceliyor gibiyim aq!

Ayrıca şu an nefessizlikten geberme olasılığımda fazlasıyla yüksek. Astımım var lan. Astım! Maske ve burnumdaki maşayla ne kadar da rahat nefes alıyorum öyle (!)

O beyinsiz mahlukat alerjim olduğunu bile bile çantama nane dökmüştü! Ne de olsa beyin denen şey onda çok küçük bir yer kaplıyordu ve o da sınırları fazla zorluyordu.

"Lan ya geberseydim!" diye bağırarak sinirle odamdan çıktım. Aynı zamanda maske ve maşayıda çıkartıyordum. Abimde benimkinin karşındaki odasından sırıtarak çıktı.

"Allahın dızosuna bak hele! Bir de gülüyor! Geberseydim ne olacaktı? Sen mi verecektin hesabını?" sinirle söylediğim şeylerden sonra daha da güldü ve yanıma yaklaştı. Yüzünü yüz hizama getirip alayla konuştu.

"Geberseydin kurtulurdum bebeğim. Odanı da hobi odası yapardım." dedi.

"Ah duygularımız karşılıklı demek." dedim onun gibi alayla. Sırtması yüzünde solar gibi oldu. Ama sonra aklına bir şey gelmiş olacak ki konuştu.

"Akşam aile toplantısı var. Hazır mısın buna?" dedi sırıtması yerine gelirken. Ne? Aile toplantısı mı? Mental olarak bunu kaldırabileceğime emin değilim...

"Ne oldu Beren hanım? Bi sustunuz. Morardınız sanki." dedi alayla. Kaşlarımı çattım.

"Ne moraması be? Saçmalama." dedim.

"Ezik olduğun yüzüne vurulacağını biliyorsun tabi. Ben olsam dayanamazdım. Yazık be sana. Ezik bir aşağılıksın." dedi sinir bozucu bir tonda.

O anın verdiği sinir ve bana daha öncesinde yaptıklarının verdiği bıkmışlıkla suratına okkalı bir tokat geçirdim.

"İstersen abim ol, istersen babam, hatta istersen cumhurbaşkanı ol, kimse beni aşağılayamaz! Beni ezemezsin Cem! Bana ezik derken umarım kendi sefil durumunun farkındasındır! Kendi acizliğinden haberin vardır umarım!" diye sinirle bağırdım.

Bana bu şekilde davranamazdı. Buna hakkı yoktu! Kimsenin bir başkasını ezmeye hakkı yoktu! Bugüne kadar kendimi ezdirmediğim gibi bundan sonra da ezdirmeyecektim.

"Yine ne oluyor burda?" diye soran babam odasından çıktı. Annemde peşinden. Gözlerimi devirdim. Al işte başlıyoruz.

"Ne mi oldu baba? Bu kızın bana tokat attı. Tokat! Şu suratıma bak. Beş parmağının izi çıktı resmen!" dedi babama kendini acındırırken.

Mal.

"Niye vurdun lan abine?" diye sinirle sordu babam. Abin, senin ona vurmanı gerektirecek ne yaptı demek yerine, neden vurdun demesi... Peki baba. Buna da peki.

"Bu da soru mu? Alerjimi bilmesine rağmen çantama nane koymuş! Beni küçümsedi, alayla konuştu! Daha saymamı ister misin?" dedim.

"Benimle düzgün konuş. Şaka yapmış belli ki. Ayrıca o senin abin! İstediğini yapar. İster döver ister sever." dedi. Kaşlarım havaya kalktı.

"Benim üzerimde hakimiyet kurabilecek tek bir kişi var baba. O da kendimim! Kendime sadece ben istediğim şeyi yapabilirim. İster iyi bakar, ister zarar veririm. Bir başkası değil! Annemde olsa, babamda olsa, abimde olsa kimse bana istemediğim bir şeyi yapamaz! Zarar veremez!" dedim hiddetle.

Korhanlar ||tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin