48. Bölüm

30.1K 2.7K 2.4K
                                    

:)

 Kötü, can sıkıcı ve dramlı sahneler yazmak istemediğim için anneanneleri postaladım. Aslında aklımda kaos planları vardı ama bence abiler ve Yankıyla eğlenceli şeyler okumak daha iyi. Zaten final de yaklaştı.

*Yazgı Beren*

Yutkunup göz ucuyla yanımda oturan Yankıya bakmaya çalıştım. Ama o da bana baktığı için göz göze gelince hızla kafamı önüme çevirdim.

Ay n'oluyor n'oluyor?

"Ne yapacağız şimdi?" dedim uzun süredir konuşmadığım için çatallaşan sesimle. 

Ben şarkıyı açtıktan sonra bir süre bir şey dememişti. Ben tam bu uzun sessizlikten sıkıldığım için eve gideceğim sırada da beni belimden çekip sıkıca sarılmıştı.

Artık ayakta durmaktan yorulana kadar o şekilde durmuştuk. Benim 'biraz daha ayakta durmaya devam edersek, bacaklarım kendi bağımsızlıklarını ilan edecekler' demem üzerine de ayrılmıştık ve birlikte kaldırıma oturmuştuk. 

Arada bir birbirimize olan kaçak bakışlarımız ve sokağın sessizliğinde yankılanan kuş sesleri dışında da herhangi bir şey olmamıştı. Konuşmamıştık bile.

"Ne yapmak istersin?" dedi o da kısık ve boğuk çıkan sesiyle. 

Harika ikimiz de topu birbirimize atıyoruz.

Ne söyleyeceğimi veya ne yapmam gerektiğine dair en ufak bir fikrim bile yoktu. Derin bir nefes alıp ona döndüm. Yine bana bakıyordu.

"Saatte epey geç olmuş ya. Bence uyumalıyız." dedim gülümsemeye çalışarak.

Kaşları havaya kalkınca ne dediğimi anlayıp içimden kendime üç beş küfür fırlattım. 

Harika!

"Yani evlere dağılalım. Herkes kendi evinde uyusun. Yarın sakin sakin konuşuruz." dedim hızla.

Sakin sakin? Ben? Umarım yani.

"Peki sen öyle diyorsan." dedi ve ayağa kalktı. Sonra da kalkmam için bana elini uzattı.

Gülümseyip elini tuttum. O da beni çekince, doğrulup üstümü başımı çırptım ve ona döndüm.

Şu an çok romantikli bir ortam vardı ve nedense içimden bir ses bu romantikliliğin sadece bu geceye mahsus olduğunu söylüyordu...

Zaten bir süre daha böyle giderse ben kusmaktan önümü göremezdim. Bana tersti bu işler.

"İyi geceler o zaman." dedim gülümserken. 

Gülüp ensesini kaşıdı. "Senin kadar güzel geceler..." 

.
.
.

"Ne oldu bu kıza? Ne yaptınız lan?"

"Ne yapmışız soktuğumun pezevengi?"

"Lan kız çökmüş!"

"Ağzına sıçacağım puşt herif! Düzgün konuş!"

Başıma saplanan ağrı, duyduğum seslerle iki katına çıkarken yüzümü buruşturdum. 

Eve saat 6 civarında gelmiştim ve zaten bir süre olanları düşünmekten uyuyamamıştım. Şu an ise uykusuzluktan geberiyordum. 

"Hasta falan değil, değil mi?" diyen kişinin sesiyle kaşlarım istemsizce çatıldı. Lan!

"Değil. Ama anneannemler bu sabah gitti ve 5 gün boyunca onların ceremesini çekti kız." dedi bir başka ses. Bu kesinlikle Yağız abimdi.

"Çok büyük bir olay çıkmadı değil mi?" dedi bir başkası. 

Korhanlar ||tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin