11. Bölüm

81K 4.4K 2.9K
                                    


*YAZARDAN*

En az yarım saattir olduğu gibi bu defa da sağ tarafıma döndüm. Gece saat 4 gibi uyumama rağmen sabahın 6' sında uyanmayı başarmıştım. Cidden büyük başarı. Hani bana alkış?

Dün gece onlara Çağrıyı ve çocukluğum ile ilgili üç beş şey anlattıktan sonra uyumak için odama çıkmıştım. Ama saat 4' e kadar da uyuyamamıştım ve şimdi ise bok varmış gibi 2 saat uykuyla güne başlamıştım. Her şey yine ne mükemmel ama!

Dün onlara Çağrıyı anlatırken Esin Hanım ve Ayaz abilerin annesi Yasemin Hanım ağlamışlardı, diğerleri ise bir şey söylememişti ama hepsinin bana olan bakışlarında aynı şey vardı. Hüzün...

Hiç bir şey yolunda gitmiyor. Pardon gidiyor. Ama bok yolunda...

Galiba artık ön yargıyı bir kenara bırakmam gerekiyordu ve önüme bakmam gerekiyordu. En azından deneyebilirdim. Sonuçta bir şey kaybetmezdim. Eğer bazı şeyleri değiştirmezsem hem ben hem de o insanlar için pek iyi şeyler olmazdı.

Derin bir nefes alıp yataktan kalktım. Hemen günlük rutinim olarak ayıcığım 'Dana' ya bir öpücük kondurdum.

Ah ne enerjik, ne mükemmel, ne harika, ne eğlenceli bir güne uyandım ben? Aman Allahım! Şimdiden hissediyorum bugün yine her günüm gibi mükemmel olacak (!)

Saçmalamayı bırakıp hemen banyoya girdim. İşlerimi hızlıca halledip giyinme odasına geçtim. En azından kıyafetler benim tarzımdı. Bunun için onlara teşekkür etmeyi aklımın bir köşesine yazdım.

Altıma siyah yüksek bel bir jean, üstüme de siyah oversize 'metallica' bir tişört giydim. Ayakkabı olarakta ne giyeceğim belliydi zaten.

Converse...

Ceket alma gereksinimi duymadan giyinme odasından çıktım. Havalar daha tam soğumamıştı ama gündüzleri yine de rüzgar oluyordu. Odama geçince çantamı ve telefonumu alıp odadan çıktıp kapıyı çektim.

Evet şimdi ne yapıyoruz? Kahvaltıya daha yaklaşık 1 saat veya 1.5 saat vardı. Üst kata çıkabilirdim ama onların haberi olmadan çıktığım için rahatsız olabilir ve kızabilirlerdi. O yüzden bu seçeneği eliyoruz.

Zaten geriye sadece bir seçenek kalıyordu. Aşağıya inip bir şeyler atıştırabilirdim. Aç değildim ama midemin boş olduğunu hissediyordum.

Yavaş yavaş merdivenleri inmeye başladım. Asansör yarın kullanılır hâle gelir demişlerdi. Asansör... Resmen benim için asansör yaptırıyorlardı. Beni düşünüyorlardı. Bu çok garip bir his...

Sonunda alt kata ulaştığımda alt kattan ne ses geliyordu ne de kimse görünüyordu. Hemen mutfağa girdim. Melek abla ve diğerleri bir şeyler hazırlıyordu.

"Günaydın kızım." dedi en yaşlıları.

"Günaydın." dedim bende. Diğerleri de günaydın diyince masaya oturdum.

"Aç mısın Beren?" diye sordu Melek abla. Kafamla onu onayladım.

"Bir şeyler hazırlayayim mi?" diye sordu. Onlar zaten çalışıyordu. Onlara daha fazla zahmet vermeme gerek yoktu. Zaten benimde elim kolum var.

"Gerek yok ben bir şeyler hazırlarım kendime." dedim. Tam ağzını itiraz etmek için açtığında tekrar konuştum.

"Siz benimle uğraşmayın. Zaten az bir şey atışırsam yeter." dedim ve ayağa kalktım.

Ne yapsam ki? Zaten birazdan kahvaltı yapacaktık. O yüzden tatlı bir şeyler yapabilirdim. Hem dünden beri çikolata da yememiştim.

.
.
.

Korhanlar ||tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin