36. Bölüm

44.1K 3.1K 2.3K
                                    


*YAZGI BERENDEN*

Elimdeki poşetleri yatağımın altına itekleyip aynadan kendime baktım. Üstümde 'l am yıkık' yazan bir pijama takımı ve ayağımda da patatesli panduflarım vardı.

Yine mükemmeliz çok şükür.

Yatağımın üstünden telefonumu alıp odamdan çıktım ve hemen asansöre bindim. Bugün Yamaç abimin doğum günüydü...

Neden söylemedikleri veya kutlamadığı hakkında bir bilgim yoktu. Bende Ayaz abiyle atışırlarken öğrenmiştim.

Adar abiye sorduğumda abimin sevmediğini filan söylemişti. Kalabalık ortamları sevmiyor demişti. Aile arasında kutluyorlarmış onunkini.

Yaklaşık 1 saat önce dönmüştük alışveriş merkezinden. Ve ikisine de çok güzel şeyler almıştım. Daha doğrusu ben beğenmiştim ve umarım onlarda beğenirdi.

Asansörden inip direkt mutfağa geçtim. Annemler daha gelmemişti ve abimlerde en üst katta playstation oynuyordu. Yani meydan bana kalmıştı, kıppss.

"Selamkee!" diyerek Melek ablanın yanına gittim. Anında bakışları bana döndü üçününde.

"Selam tatlım. Nasıl oldun?" dedi Melek abla. Gülümseyip buzdolabını açtım.

"İyiyim iyi. Şimdi seninle çok önemli ve çok gizli bir işimiz var." dedim dolapta ki malzemelere göz gezdirirken.

"Neymiş işimiz?" dedi Melek abla. Gülümsedim.

"Abime pasta yapacağız. Ama ben tek kollu bir aşçı olduğum için bana yardım etmen gerekiyor. Eder misin?" dedim. Güldü.

"Zaten pasta alırlar. Boşuna yorma kendini." dedi oturan teyzelerden birisi.

"Abime kendi ellerimle yapmak istiyorum." dedim. Onunla olacağımız ilk doğum günüydü. Bazı şeyler özel olmalıydı bence.

"Abin çok sevinecek." dedi Melek abla.

"Umarım." dedim ve dolabı kapattım.

Bekle beni mAsTıRşEf Junior!

.
.
.

"Beren!" adımın Ayaz abi tarafindan haykırılmasıyla hemen mutfaktan çıkıp, kapısını çektim. Pastanın süpriz olması gerekiyordu.

"Ne var?" diye bağırdım yukarı doğru. Merdivenden patırtı sesleri geliyordu. Galiba bir alt kata iniyorlardı.

"Odandan vazo alabilir miyim?" diye bağırdı. Ne?

"Napacaksın?" diye bağırdım. Şu an neden 8. yüzyılda şehirden şehire haberleşir gibi böğürerek konuştuğumuzu bilmiyordum.

"Adarın götüne sokucaz!" diye bağırdı.

Ne? Lan!

"Ne?!" diye bağırdım. Yukardan gülme sesleri geldi.

"Bremses hanım help meeeğ!" diye bağıran Adar abinin sesi kulaklarıma dolunca hemen asansöre binip 3. kata bastım.

Napıyorlardı lan çocuğuma?

Asansör durunca direkt indim, tahmin ettiğim gibi buradaydılar. Ve gördüğüm manzara karşısında ağzım açık kaldı.

Adar abi yerde yüz üstü yatıyordu. Yalın abim beline oturmuş arkadan ellerini tutuyordu. Yamaç abim bir ayağını, Ayaz abiyse diğer ayağını tutuyordu. Yağız abim de kafasını tutmuş bir şey yapmaya çalışıyordu.

Bu nasıl bir tablo?

"Napıyorsunuz?" dedim şaşkınca ve gülmeye başladım. Bakışları bana döndü. Adar abinin yanağı şişikti.

Korhanlar ||tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin