*BERENDEN*Yürüyordum. O sokakta. Ama tek bir farkla. Tek başıma...
Sokak bomboştu. Havanın ise rengi siyaha yakın bir griydi. Korkunç bir o kadar da huzursuz bir havaydı.
Ağlıyordum.
Hemde deli gibi...
Çok fazla rüya görmüştüm bu yaşıma kadar. Rüya ve gerçeği ayırabilecek kadar çok... Şu an rüya gördüğümü de biliyordum ama yine de o hissi atamıyordum içimden. Huzursuzluk hissini...
Birden yanımda bir şey belirdi. Daha doğrusu o. Gülümsüyordu. Hemde çok güzel ve içten. Güven vermek istercesine.
Sonra gülüşü birden soldu. Benim ağlamam artarken o fısıldadı.
"Ağlaman canımı yakıyor keçi."
Ben o istedi diye kendimi susturmaya çalışırken ani bir fren sesi kulaklarımızı tırmaladı.
Ve yine aynı şeyler yaşandı.
O bir defa daha öldü...
Ben bir defa daha bittim...
Biz bir defa daha ayrıldık...
Ve ben nefes nefese uyandım...
Bu rüyanın aynısından 2 defa daha görmüştüm. Bu üçüncü oluyordu. Çağrıyı gittikten sonra sadece 3 defa görebilmiştim. Ve hepsinin sonunda da yine gitmişti...
Ağzımdan çıkan hıçkırıkla ağladığımı hissettim. Kalbim sıkışır gibi oluyordu. Onu her düşündüğümde oluyordu bu. Her aklıma gelişinde...
Neden onu bunca yıl sonra gördüm ki? Her gece dua ediyordum onu görmek için. Ama neden şimdi? Durduk yere? Neden ağlamamamı istedi yine? Neden?
"Seni seviyorum Çağrı... Lütfen yine gel. Lütfen..." diye fısıldadım göz yaşlarımın arasından.
Ağır geliyordu bazı şeyler. Hemde çok ağır...
Kapının tıklatılmasıyla yerimde sıçradım. Gelmeyin lütfen... Lütfen...
Bir şey demedim. Gelin veya gidin. Ağlıyordum ve sesime yansıdığını biliyordum. Kendi sesime bile tahammül edecek halim yoktu.
Kapı birden açıldı ve içeriye Murat Bey ve Esin Hanım girdi. Gözlerinde endişe vardı. Hemen yanıma geldiler.
"Annecim ne oldu? Neden ağlıyorsun?" dedi Esin Hanım talaşla.
"Bir yerin mi ağrıyor? Bir şey mi oldu?" diye de devam etti Murat Bey. İnsanların önünde ağlamayı sevmezdim. Daha doğrusu ağlamayı hiç sevmezdim. Ağlamazdım da kolay kolay.
Elimi kalbime koydum. Göz yaşlarım akıyordu hâlâ.
"K-kalbim a-ağrıyor. T-taşıyamıyorum." dedim zar zor. İçimde tutmaktan da bıkmıştım artık.
Esin Hanım yatağa oturdu. Yüzündr buruk bir gülümseme vardı. Güç vermek istiyordu sanki. Onun oturmasıyla bende yerimde dikleştim yavaşça.
"Ne olduğunu anlatmak ister misin?" diye sordu anlayışlı bir sesle. Kafamı kucağımda duran elime eğdim.
"O-onu gördüm. Bu ü-üçüncüydü. Yine g-gitti." dedim. Gözyaşlarım durmuyordu ama durması gerekiyordu artık. Esin Hanımın da gözleri dolmuştu.
Murat Beyde oturdu yatağa. Gözlerinden belli oluyordu benim için üzüldükleri. Beni anlayabildiklerini de sözleriyle belli ediyorlardı...
"Bak şimdi..." dedi ve derin bir nefes aldı Murat Bey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korhanlar ||tamamlandı
ChickLitUfak bir hata... Sadece minicik bir hata benim çocukluğumun katili oldu. Doğduğum gün yapılan o hata, benim 16 yılımı elimden aldı... - |13.03.21|-|20.11.21| - -Her şey şahsıma aittir. Alıntı veya isim vermeden kullanılma durumunda gereği yapılacakt...