49. Bölüm

30.1K 2.5K 1.5K
                                    

:)

*Yazgı Beren*

Uzun süredir nefes almadığımı fark edince titrek bir nefes aldım. Ya da almaya çalıştım.

Nefes nasıl alınıyordu anasını satayım? 

Götümden?

Bana beklentiyle bakan Yankının gözlerinden çektim gözlerimi.

Vay canına çimler ne kadar sağlıklıymış. Hem boyları bile birebir aynı. Demek ki bahçıvan amca işini hakkıyla yapıyor. Kral işte!

Hem biz neden bahçenin bu tarafına hiç gelmiyoruz ki? Ön bahçeden kat be kat güzelmiş burası.

Bi de şu an bir Adana gömmemiz yok mu ya? Karnım artık isyan çığlıklarını en içten dilekleriyle bana iletmeye başlamıştı çünkü.

"Yazgı? Bir şey demeyecek misin?" diyen Yankının sesiyle kafamı bahçeden ayırıp, tekrar onun gözlerine sabitledim.

Kalbim deli gibi atarken gülümsemeye çalıştım. Ne demem gerekiyordu?

Galiba uzatmaya gerek yoktu.

Derin bir nefes aldım ve Yankının elini tuttum. O ellerimize bakıp yutkunurken, ben onun elini kaldırıp tam kalbimin üstüne koydum.

"Baksana hızlandı aptal şey." dedim ve kıkırdadım. Yüzünde minik bir gülümseme oluştu.

Hâlâ bir cevap vermemi beklediğini anladığımdaysa, elini kalbime daha da bastırıp biraz ona doğru eğildim.

"Yankı... Şey, ben de seni s-"

Lafımı tamamlamamı engelleyen şey, birisinin adeta haykırması oldu. "Beren!"

Kafamı hızla kapıdan tarafa çevirdiğimde bize çatık kaşlarıyla bakan Yalın abimi görmek, beklediğim son şey bile değildi.

"Abi?" dedim ben de onun gibi.

Sonra Yankının elinin hâlâ kalbimin üzerinde olduğu aklıma gelince, elini hızla itip biraz geriye kaydım.

"Ne oluyor burada?" dedi ve bize doğru adımlamaya başladı. Yüz ifadesine bakarsak, şu an önüne 10 kasa sprite koysak da umursamayacak gibiydi.

Yani o kadar ciddiydi. Gerisini siz düşünün...

"Abi burada ne işin var?" dedim gülümsemeye çalışarak.

Abim kaşlarını çatıp kolumdan tuttu ve beni yerden kaldırıp yanına çekti.

"Hiç kimse sana mesaj attıktan sonra birden bire ortadan kaybolman, buraya gelmemi sağlamış olabilir mi acaba?" dedi ve sinirle Yankıya döndü.

"Ne işin var lan senin burada? Ayrıca elinin, Berenin üstünde ne işi var?" dedi. İkinci cümleyi büyük bir öfkeyle söylemişti.

Yankı yavaşça ayağa kalktı. "Abi iki dakika durursan Yazgı bir şey söyleyecek. Sonra sıçarsın ağzıma." dedi ve bana döndü.

"Tamamlasana kızım lafını. Hadi." dedi hem heyecan hem de telaşla.

Ulan mal mı bu?

Abimin yanında ona 'yiaa seni seviyorum Mö Adam. Hadi gel önce evlenelim, sonra da 11 tane çocuk yapalım.' dememi mi bekliyordu?

Kusura bakma Yankıcığım ama ben o neon sarı tabuta girmek istediğimden pek emin değilim.

"Ne diyeceksin Beren?" dedi abim bana dönerken. Şu an ikisi de bana bakarken, stresle dişlerimi birbirine bastırıp gülümsedim.

Korhanlar ||tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin