25.Bölüm 👅

360 24 0
                                    


"Seraa! amma uyudun be kızım! Okula gecikeceksin kalksan iyi olur."

Oda arkilerimden birinin sesiyle gözlerimi açtım. Diğerleri de hem hazırlanıyor hem de gülüşüyorlardı.

Uzun zamandır böyle rahat yatakta uyumayınca vücut alışkın değil tabi ayıkamadı.

Çarşafı üstümden yavaşça çekerken gözlerim bizim kızları aradı odada. Mine iki saat saçlarıyla uğraşır, Zeyno'da kitaplarını ordan burdan toplardı. Gözümde tüttüler, bugün onları görmeye gitsem iyi olacak.

Hazırlanıp çıktım. Selin mesaj atmıştı onu beklemeye koyuldum. O sırada Batu'yu gördüm okula gidiyordu.

"Günaydın, naber?"

"Günaydın."

"Ne dicem sana, bugün final maçımız var. Bizim okulda oynancak gelirsin demi?"

"Ne maçı bu?"

"Basketbol."

"Hm bakarız bakarız."

"Bakarız yok, bak stokları da yeniledim. Maçtan sonra gömeriz."

"Ooo şimdi oldu işte."

"İyi hadi kaçtım ben, sen gelmeyecek gibisin."

"Selin'i bekliyorum ben ya git sen."

Batu gidince 3 tane kız geldi yanıma. İkisi koluma girdi, biri de yanımızda yurdun arka bahçesine gidiyoruz sanırım.

Tabi ki hiçbir şey yapmadım, onların ne yapacağını daha doğrusu ne yapabileceklerini merak ettiğimden.

İkisi kolumu bıraktı. Önümde dizildiler. Bi tehdit havası aldım ama hadi hayırlısı. Yine de bayağı komik duruyorlar.

"Batu'yla ne alakan var senin?"

"Sümsük gibi yapışmıştır çocuğa ne alakası olacak kanka?"

Ben- sümsük- bana
Yazdım 1.

"Cevap versene?"

"Hımm, tamam vereyim. 'Sanane' nasıl iyi mi?"

"Yedircem şimdi o sananeyi sana."

Güldüm.
Yazdım 2.

Birazdan eğlence var, takın kemerleri.

"Ya kanka Batu buna bakmaz zaten boşver."

"Sana son kez soruyorum. Batu'yla ne alakan var senin?"

Şunların biraz sinirleriyle oynayım dedim ve gülerek cevap verdim.

"Tatlımm, ama bu seni gerçekten alakadar etmez."

Tahmin ettiğim gibi sinir olarak direk saçıma yapışmaya yeltendi. Ama ben o eli naparım kırarım. Şaka şaka o kadar yükselmeye gerek yok, tuttum sadece. Bileğinden kavradığım gibi havada kaptım.

Hal böyle olunca arkadaşları da bana bi yaklaştı.

Ama bendeki altın kural nedir bilir misiniz? Önce ben vurmam, karşıdaki bi fiske atar, ben kendimi savunurum.

Bileğini hâla tutuyorum bu arada, biraz acıtarak.

"Bırak bileğimi."

"Uslu duracaksa bırakayım."

"Kızlar bir şey yapsanıza ne dikiliyonuz öyle!"

"Arkadaşınız haklı kızlar, bir şey yapmalısınız. Nacizane tavsiyem, gidebilirsiniz mesela."

Ama gitmediler. Kızların ikisi de sağlı sollu omzuma vurup hırpalamaya başladılar beni. Kızın bileğini çoktan bıraktım. Noluyo lan üçü birden üstüme çullandı. Arkadaşlar dayak yiyorum galiba.

Saçmalamayın olmadı tabi ki öyle bir şey, cesareti olan beni pistte yere serer. Sıkıyorsa.

Bileğini tuttuğum kız bu kezde boğazıma yapıştı. Kilit noktalara kilit hamlelerim vardı. Ama onun sadece karnına bir tane indirmekle yetindim.

Normalde kızlarla kavga etmek pek tarzım değil. Rakip benim için pistte rakiptir. Ama bunlara da çok sabrettim. Bi dersi hakettiler.

Püskürtme hamlelerim başarılı olmuştu. Yüzlerine dokunmadım. Ama biri karnını, biri kolunu, biri de bacağını tutarak uzaklaştılar.
Giderken de "sen göreceksin" dedi boğazıma yapışan kız. Arkalarından el salladım. Hadi canım hadi.

Selin arıyordu.

"Nerdesin, beklemedin mi yoksa."

"Geliyorum."

Selin ile beraber okulun yolunu tuttuk.

Derslerim biraz yoğundu bu ara, Wpad'le pek ilgilenemedim. Bu bölümü kısa tuttum ama sonraki bölüm bomba gibi geliyoruuuğgm!🤺🤺

KRONİK PSİKOPAT (dewamke:)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin