8.Bölüm👅

684 50 4
                                    

Sizleri çok sevdiğimden bölümleri erken atmaya çalışıyorum.♥️
Sizde aralarda yorum falan atın yav!
Neyse çok konuştum, gidiyom ben.
Keyifli okumalar size..💃💃

Çok yaratıcı bir benzetmeydi arkadaşım. Cevap beklercesine bana bakarken bir iki adım ona doğru yürüdüm.

Arkasına yaslandığı pahalı arabada, hiç istifini bozmadan öylece bakıyordu. Tabi bir eli kafasındaydı, çünki orayı isabet almışım. Yanlışlıkla.

"Ne diye bağırıyorsun bilerek olmadı. Ayrıca hava atacağım diye dikilmeseydin orda."

"Hava mı? Hah!"

Kollarımı birbirine dolamış onu izlerken yaslandığı yerden doğruldu ve arabaya binip gitti.
Bozulmadım.
Çünkü para değilim ben.

"Vay be." demekten kendini alamadı Mine, arabanın arkasından bakarken.

"Niye dikiliyorsun yolun ortasında!"

"Bana niye kızıyorsun ki şimdi?"

"Kızmıyorum yürü hadi gidelim."

🤺🤺🤺

Bizim mahalleye gelmiş sayılırdık. Mahalle mahalle değil ki korku filmlerindeki hayaletli mekanlar gibiydi anasini satim.

"Bizim Zeyno değil mi o?"

"O gitmiştir çoktan ne Zeyno'su ya?"

"Ee orda baksana!"

Dediği yere bakmamla birlikte bende şarteller atmıştı zaten.
Lan sen kim mandafon!
Bu Serhat zibidisi yok mu, benim kardeşimin kolunu tutmuş bir şeyler geveliyordu ağzında.

"Noluyo burda?"dedim olay yerine gelerek.

"Uzlaşıyoruz arkadaşınla."

"Nasıl uzlaşmaymış bu?"

"Sera, gidin siz ben halledicem."dedi Zeyno araya girerek.

"Gitmiyorum bir yere."

"Borcunu ödemedi hâla, belki sen bir kaç yüzlük ateşlersin ha?"

"Ne yüzlüğünden bahsediyor bu Zeyno? Senin borcun elli lira değil miydi?"

"Ne ellisi be tam 200 lira borç aldı benden."

"Oha kızım naptın o kadar parayı?"

"Lâzımdı."dedi Zeyno çekinerek.

Kafamı sinirle sağa sola sallarken içimden yüze kadar saydım. Ona kadar sayarsam katil olacağım çünki.

"Bana bak Serhat, rahat bırak Zeynep'i, vericez paranı."

"Ne zaman?"

"Lan vericez dedik ya uzatma."

"Zaten siz vermezseniz ben almasını bilirim."

Pis pis baktı.
Lan ben senin varya sülaleni silerim.
Deminden beri sıktığım yumruğumu bıraktım.
Ama onun gözüne.

"Gözünü çıkartırım olm senin!"

Yumruğumu aniden gözünde hissederken ne yapacağını bilemedi.
Acıyla gözünü tutarken, mahalleliden bir kaç kişiyi görünce buradan ayrıldı.

"Kanka e-elin iyi mi?"dedi Mine elime bakarak.

"Sen burda mıydın ya?"

O sırada Zeyno'da yanıma gelerek;

"Ne iyisi kırılmıştır, hastaneye gidiyoruz yürü."dedi.

Lan amma yaptınız hea.
Bunlar varya altın yumruk. Altın!

"Yok bir şeyim abartmayın."

"Ya çocuğun gözü çıktı, sen hâla bir şey yok diyorsun."

"Çocuk deme şuna Mine. Kazık kadar zibidi."

Onlar birbirlerine şaşkın şaşkın bakarken ben titreyen telefonumu farketmemle cebimden çıkardım.

Tuş kilidini açıp bildirim panelinde ~BMM'den mesaj~ yazısına tıkladım.

Rıfat Abi: Saat 9'da burda olun.
Gargara Baran: Tamam abi.
Merkür Fiko: Tamam.
Marslı Fiko: Başüstüne.

Bu ikisini böyle ayırt ediyorum. Çok şey etmeyin.

Zeyno ve Mine'nin çok dikkatini çekmeden ellerimi klavyede gezdirdim.
Onlar ise elimi hâla kullanıyor olmama tuhaf tuhaf baktılar.
Yahu altın yumruk diyorum.

Ben: Ben yoklamadan sonra gelirim.
Yazıp telefonu tekrar cebime attım.

Kızlarla beraber yurda geldik.

Akşam yemeği falan filan derken yoklama alındıktan sonra bizim kızlar uyuyunca arka bahçeden atlayıp çıktım.

Kapşonumu kafama geçirip sanki dışardan birisiymiş gibi yurdun kapısının önünden geçtim.
Yav ne yakalanması!

Mahalle bu akşam sakin gibiydi. Gerçi tüm olay arka taraftaydı ama neyse. Şu an oradan gitmeyi gerektirecek bir durum yoktu.

Caddenin solundan döndüğümde alışveriş merkezinin önünde oluşan büyük kalabalık dikkatimi çekti.
Dükkanların yanıp sönen levhaları gözüme çarparken kalabalığın yanına gittim.

"Atlama sakın!"
"Ay gitti!"
"Öldürecek kendini."

Ne olduğunu anlamaya çalışırken kafamı yukarı kaldırınca binanın tepesine çıkmış kendini atmaya çalışan birini gördüm.

At anasini satim atacaksan ne bekliyon, sende rahatla bizde rahatlayalım.

O anda bacağının tekini demirlerin diğer tarafına çıkardı.
Ana harbiden atlayacak bu!

Vakit kaybetmeden binaya girip merdivenleri çıkmaya başladım.

Binanın tepesine çıkıcanla ellerimi dizlerime koyup soluklanmaya başladım.
Kulağıma bir takım sesler doldu.

"Hiç olmazsa seni severek öleceğim. Git burdan vicdan azabı çek! Kimseyi seveme!"

Ya sen şuna beraber atlayalım desene!

Bu cümleden diğer bir kişinin benden önce burada olduğu aşikardı.

"Beren sakın!"

Bu ses...

Kestik!

Acaba bu ses kime aitti??

Gelecek bölümde sürprizim var.😉😉

Beklemede kalın bakiim.♥️

KRONİK PSİKOPAT (dewamke:)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin