41.Bölüm👅

161 6 5
                                    

Bi duraksadım. O kadar olsun yani. Sonra Ayaz'ın gözlerinin içine baktım. O da bana bakıyo ama biraz daha ciddili. Böyle derine derine biraz daha baktımm Sonra dedim ki;

"Tüm planlarına dahil oldum, seninle olmak için."

İnandı galiba, bi sarsıldı.
Sarsarım.

Kaşlarını hafif çattı, gülümsedi. Güzel gülüyor şimdi yalan yok.
Bende gülümsedim.
Gülümserim xjdnddjnd

Sonra hunharca gülmeye başladım. Niye bilmiyorum içimden çok fena gülmek geldi.

"Ne gülüyosun kızım."

"Bilmiyorum, komik geldi."

"Komik olan ne Sera hanım?"

Biraz toparlandım.

"Aramızdaki diyalog.. komik ve garipti biraz."

"Şaka yaptım ben."

"Bende şaka yaptım."

"Benimki daha komikti bu kadar güldüğüne göre."

"Shahahaa aynen öyleydi."

"Neyse işimize bakalım hadi."

Ayaz'a bakmaya başladım.
Fenayım başa belayım biliyorum.

"Tamam Sera abartma."

Amaan bununla da uğraşılmıyor ya. Tekrar motora binip kaskları kafamıza geçirirken aklıma bir şey takıldı.

"Sen dün bi düğümden bahsediyordun, yavaş yavaş çözülen. Bana da anlatacak mısın?"

"Anlatıcam. Şu dağ evine bi gidelim."

...

Şu dağ evine gelmiştik. Etrafında büyük çam ağaçları, girişe yakın bi yerde de kalın kalın odunlar vardı.

"Daha önce geldin mi buraya"

"Hayır, hatta böyle bi evin varlığından iki üç gün önce haberim oldu."

"Nasıl yani?"

Cebinden bi anahtar çıkarıp kapıyı açtı. O uzun süredir girilmeyen ev kokusu geldi burnuma. Evet böyle bi koku var arkadaşlar.

İçeriye girdik. Adım başı elimizi havaya sallama gereği duyuyorduk çünkü örümcek ağlarıyla doluydu her yer. Ve neredeyse hiç eşya yoktu. İki oda vardı ilkine girdik; iki üç yastık, tekli koltuk, iki sandalye masa falan vardı.

"Anlaşılan buradan bir şey çıkmayacak."

Diye söylendi Ayaz.

Diğer odaya girdik, burada bir iki kitap ve kitabın yanında gözlük vardı. Ayaz gözlüğü alıp evirip çevirmeye başladı. Bende kitaplardan birini aldım, Anna Karanina. Burası Kemal'in eviyse ve kitap zevki beni biraz şaşırtmıştı ne yalan söyleyim.

Üstündeki tozu üfleyip sayfalarını çevirdim. Bir anda çok feci hapşırık tuttu. Lavantaya alerjim vardı ve kitabın arasına lavanta konmuştu.

Aralıksız hapşırıyordum, kalbim durmadan kendimi salona attım.

"Sera, iyi misin?"

"Lavanta..alerjim var."

Ayaz bi duraksadı. Sonra bana su getirdi.

"Noldu, neden bu kadar şaşırdın?"

"Lavanta alerjisi çok sık görülen bir şey değil. Ve annemin de lavanta alerjisi var."

Daha sonra elindeki gözlüğü gösterdi.

"Babamın gözlüğü bu."

"Burası da babanın evi Ayaz unuttun mu?"

"Terkedilmiş bir ev ve buraya bi kere bile geldiğimi hatırlamıyorum."

"Bu ikinci soruşum, nasıl haberin oldu peki?"

"Notlar.."

"Ayaz! Anlatacak mısın artık?"

"Anlatıcam, şurdan bi çıkalım."

Etrafa biraz daha bakındık. Pek bir şey yok gibiydi. O sırada ayağımın altında sert bir şey hissettim. Beyaz bir tablet(ilaç).

"Ayaz!"

Hızlıca geldi.

"Bir şey mi buldun?"

Elimdeki ilacı gösterdim.

Biraz inceledikten sonra, bi kağıda sarıp cebine attı.

"Bunu bi incelettircem."

Sabahtan beri bi gizemli havalae, deşifreli konuşmalar. Hayır gelmişiz burda Sherlock ve Dr.Watson gibi araştırma yapıyoruz, iki ortağız ama nedense bana hiçbir şey söylenmiyor.

"O kafanın içinde dönenleri bir saat içinde öğrenmezsem, benden buraya kadar."

"Tamam gidelim buradan, gelirken yol üstünde bi yer görmüştüm. Orada yemek yerken anlatırım."

...

"İki tost, Biri açık iki çay kardeşim."

"Kaşarlı ve bol sucuklu, çay da imamın abdest suyu gibi olursa sevinirim kardeşim." diye ekleme gereği duydum.

Ayas gözlerini devirirken onu tınlamayıp, internetimi açınca gelen bildirim yağmuruna bakmaya başladım.

Merkür Fiko: Seraa
Akşam maçım var
Geliyosun
Konu kapanmıştır.

Keşke benim de fikrimi sorsaydın üstad ya.

Zeyno: Haftasonu buluşalım diyoruz kanka

Batu: Daha iyi misin

Hepsini okuyup, cevap vermeden telefonu masanın üstüne koydum. Evet bende o şerefiszlerdenim xjdndndns Ama şu an önceliğim yemek yemek o yüzden. Ayrıca bana sormadan karar alanlar da onlar. Neyse görüyorsunuz anlatmaya gerek yok.

Tostlar geldi, Ayaz bi iki ısırık alıp konuşmaya başladı.

"Bu aralar çok değişik şeyler oluyor Sera."

"Farkındayım."

"Değilsin bence."

"Anlatıcan mı?"

"Anlatıyorum işte."

"Tost yerken keyfimi kaçırmak istemiyorum, bitirince başla."

"Tamam."

...

Hellö:)






KRONİK PSİKOPAT (dewamke:)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin