26.Bölüm👅

361 22 0
                                    

Bugün maç nedeniyle öğle sonu tatildi isteyen kendini istediği yere şutlayabilirdi. Biz Selin'le maça gidelim dedik. Daha doğrusu ben Batu'ya sözüm olduğu için yarım saat izleyip bizim kızlara gidecektim.

Tribünlerde destek güzeldi. Bizde ortalardan bir yere kurulduk. İki üç artist tip havalı havalı bir şeyler yapmaya çalışıyor, tribünleri coşturuyordu.

Derken gözlerim Batu' ya ilişti. O da beni görünce her şey yolunda işareti yaptı.

Sonra maç başladı, bende pek heyecan yoktu okulu benimsemediğim için. Ama bizim okul 4 sayı öndeydi.

Yanımdaki kızlar Batu'yu gösterip kıkırdıyor, hayran hayran bakıyorlardı.

Hatta Batu sayı yaptığında "Kaptan sen bizim her şeyimizsin!" diye bağırdılar.

"Geçen sene Ayaz Ayaz diye bağıran tayfa üzgün."

"Ama yine de şu salondakilerin hiçbiri bi Ayaz Diner edemez kanka."

Az önce duyduklarıma ben kulak misafiri olmadım zaten bağırarak konuşuyorlardı.

Ayaz ile resmen yer değiştirmiş olmamız..

Selin'e döndüm.

"Ayaz Diner'i tanıyor musun?"

"Kim tanımaz ki onu bu okulda?"

"Yaaani Selin?"

"Geçen sene takımda kaptandı. Sonra ne olduysa oldu babası şutladı okuldan. Batu ile bir şeyler olmuş falan diye dedikodular dolandı ama hayatta inanmam yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi onların."

Tribünler bi anda coşunca daldığımı farkedip bakışlarımı sahaya çevirdim.

"Aa sana göz mü kırptı o, ben mi yanlış gördüm?"dedi yanımdaki kız.

Batu'yu kastediyordu. 2.periyodun son sayısını atmış sevinçle bana bakıp göz kırpmıştı. Çilekli puding potanın içinden geçmişti adeta.

O sırada bi kaç kişi de tribünlerde Batu'nun baktığı yeri tarıyordu. Yani beni. Olabilir yani niye bu kadar abarttılar ki anlamadım. Epey fanları vardı sanırım.

Neyse saatime bi bakıp hafiften ayaklandım. Selin, maç heyecanlı gidiyor diye salonda kaldı.

...

Süpriz olsun diye, okul kapısının önünde beklemeye koyuldum onları. Beş dakikaya zil çalacaktı. Bahçede beden dersinde olan bi sınıf vardı. Anılarım gözümde canlanmış olmalı ki kendimi bahçede yürürken buldum bi anda. Oouuv bir de kimi göreyim.

Tunç yanında bir kızla kamelyaya kurulmuş, kız kafasını bunun omzuna yaslamış, oturuyorlardı.

İşte görün bunları aga, görün ki bunların üç kuruşluk sevgisine kanmayın. Bu konuda da beni örnek alabilirsiniz. Sinema biletini yırtmaktan başlayın xjxxbdj

Tunç beni farketti galiba birden doğruldu. Yanındaki kıza bir şeyler açıklıyor gibi bi hali vardı. Sonra kalkıp bana doğru gelmeye başladı. Ya git kız arkadaşının yanına ayıp değil mi ama niye geliyorsun ki şimdi.

"Sera, gerçeksin!"

Müdahale etmesem sarılıyordu az kalsın.

"Lan olm kendine gel napıyosun?"

"Çok özledim seni, şu okulda senden sonra bir sürü kızla sevgili oldum. Hiçbiri senin gibi değil."

Ulan öyle bi anlatıyo ki duyan da biz sevgili olduk zanneder.

"Yaaani Tunç?"

"Sen başkasın."

E bana bildiğim şeyler anlatılınca dinleyesim gelmiyor aga.
Neyse Tunç'un şu anda ihtiyacı olan delikanlılığı üstlenip gerekeni yaptım.

"Bak Tunç, orda kız seni bekliyor sen gelmiş burda bana neler anlatıyosun. Ayıp değil mi lan? Git şimdi sevgilinin yanına, bu sen başkasın masallarını ona anlat tamam mı koçum? Hadi bakim."

Tunç uzun uzun baktıktan sonra ağır ağır gitti. Ama kız da çantasını alıp gitmişti. Tiyatro ihtiyacımın giderildiğini hissettim.
Sonra zil çaldı ve bizim kızlar geldi.

Mine beni görür görmez koşarak boynuma atladı. Ama Zeyno'dan sarılmak şöyle dursun dayak yedim adeta. Haklı.

Kızlardan bi ton fırça yedikten sonra bizim çiğköfteci Hayrettin abiye gittik.
İkişer dürüm söyledik.

Zeyno ayranını yudumlarken bi yandan da bana soru yağdırıyordu.

"Ee nasıl gidiyo yeni okulunda?"

"Gitmiyoda sürüklüyoz."

"Belli belli hemen unuttun bizi." dedi Mine.

"Lan olm demeyin öyle şeyler bi ton şey oldu doğru düzgün konuşamadık."

"Ee anlatmayacak mısın?"

Kopya meselesinden ve üstü kapalı olarak da hastaneden bahsettim. Babam olayına girmedim bu benim meselemdi ve kimsenin başını derde sokmak istemiyordum. Hele bu kardeşim bildiğim iki kızın asla. Kardeşim biliyordum evet çünkü beraber büyüdük.

Kızlarla biraz daha takıldıktan sonra onlardan ayrıldım ve yeni çöplüğümün yoluna koyuldum. Tam sokağın köşesini dönmüştüm ki Ayaz'ı gördüm, bi çocuğun elinden tutmuş karşıdan karşıya geçiyorlardı. Çocuğun diğer elinde mendiller vardı ve bu soğuk havada üstünde adam akıllı bi ceketi bile yoktu.

Markete götürüyordu sanırım. Ayaz ile paylaşmam gereken kozlar olduğundan bi köşeye durdum ve çıkmalarını bekledim.

Onlar çıkar çıkmaz yanlarına hararetle bi adam gelip çocuğun kolunu yakalayıp kendine çekti.

Ayaz adamın üstüne doğru yürüyünce adam buna bi yumruk salladı. Sonra Ayaz'da patlattı bir tane derken kavga çıktı.

Dayanamadım bende gittim. O sırada bir kaç tane daha çocuk kenarda dizilmiş ellerinde mendiller ve iki tane de adam gelmişti. Adamların hepsi birden Ayaz'a yükleniyordu.
Ayaz bir yandan bu heriflerle başa çıkmaya çalışıyor bir yandan da söyleniyordu.

"Şerefsizler sizi, utanmadan bir de çocukları dilendiriyorlar."

Geldiğimi görmemişti ama hemen soldaki adama iki yumruk da ben sallayarak destek attım. Adamlar beni görünce alaycı alaycı güldüler sonra bende onlara güldüm.

Ayaz hayatını her seferinde kurtarmış olmama alışmış olacak ki şaşırmadı bile. Resmen herosu oldum çocuğun:/

Sağ sol kroşelerimin tadına bi güzel baktılar. Ortadaki adam iyi dayanmıştı onunla hâla uğraşıyordum ama diğeri yerde iki seksen.

Ben sağ, Ayaz sol son parçayı da yere serdik sanıyordum ki Ayaz birden avazı çıktığı kadar bağırdı.

Seraaa!!

Son gördüğüm şey suratıma suratıma gelmekte olan koca bir taş parçası.

Bu dünyadan bi Sera geçti.

Sera Çetin.

İyi ki varsınız kankileriimm<3

Hadi kaçtım ben🤺

KRONİK PSİKOPAT (dewamke:)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin