Cafeden çıkar çıkmaz bir taksiye atlayıp hastaneye geldim. Bahçede karşıladı Ayaz beni. Biraz solgun göründü gözüme, canı sıkkın gibiydi.
Hiçbir şey konuşmadan bahçedeki banklardan birine oturduk. Bahçe çok kalabalık sayılmazdı, bazı hastalar dolaştırılmaya çıkarılmıştı.
Umarım Ayaz bir iki kelime ederdi artık çünkü uzun süren sessizliklere katlanamıyordum ben.
"Sera."
"Efendim."
"Seni buraya neden çağırdığımı sormayacak mısın?"
"Senin söylemeni bekliyorum."
"Annem... O gün seni buraya getirdiğim günden beri çok hırçınlaşmış. Hemşirelere zorluk çıkarıyormuş. Hiç böyle değildir normalde. Bugün hastaneden aradılar beni. Gördüm annemi, sürekli "o kız" diye sayıklayıp durdu."Biraz duraksadı devam etti.
"Yani senden bahsediyor diye düşündüm. Belkii... Seni görmek istiyordur diye çağırdım seni. Ama söylemeliydim, özür dilerim. Yani eğer annemle görüşmek iste-
Onun konuşmakta zorlandığını farkedince devreye girdim.
"Ya benim için sorun değil ama geçen sefer annen beni görünce biraz fenalaşmıştı."
"Evet, onu da düşündüm ama..."
Çaresiz bir şekilde kafasını ellerinin arasına aldı.
"Ya bilmiyorum ben ne yapacağımı."
"Tamam gidip görelim hadi."
Ayaz'ın mahcup bakışları yüzümde gezinirken kolundan tutup kaldırdım.
Kasvetli havayı biraz dağıtmak adına;
"Bu kolu kaç yumrukta yenerim sence?"
Zoraki gülümsedi.
"Şu an tek yumrukta bile devrilirim emin ol."
...
Hastanenin kasvetli koridorlarında ilerledikçe ruhum daralıyordu. Ayaz'ın annesinin kaldığı odanın önüne gelince bir an kalbim sıkıştı.
"İyi misin?"
"İ-iyiyim."Ayaz kapıyı açtı, o önden girdi içeri bende arkasından.
Annesine gülümsedi, kadın tepki vermedi. Beni görünce yüzünde hafif şaşkın bir ifade belirdi.
"Sakinleştirici yapmışlardı, geçen seferki gibi olmayacak merak etme."
Yatağın başucundaki koltuklardan birine oturdum, diğerine de Ayaz oturmuştu.
"Merhaba."
Bakışlarını yüzümden ayırmıyordu kadın.
Dudağı kıpırdıyor bir şeyler söyleyecek gibi oluyordu."Mek.."
Duymak için yüzümü ona doğru yaklaştırdım.
"Mek.. Mek-tup"
Ayaz'a dönüp onun bir şey demesini umdum.
"Anlatırım çıkınca."
"Bebeğim..onu aldılar benden."
"Bebe.. ğim" derken hafifçe gözlerini kapatıp uykuya daldı.
Ayaz annesinin saçlarını okşayıp, öptü. Sonra odadan ayrıldık.
Tekrar bahçeye çıktığımızda derin bir nefes aldım. Ayaz'ın annesi için gerçekten üzülmüştüm.
Ayaz bahçenin arka tarafına parkettiği motorunu çıkış kapısına getirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRONİK PSİKOPAT (dewamke:)
Ficção AdolescenteHeyecan arama, heyecan seni bulur.Şimdi bu oyunu bizim tarzımızla oynayalım!