2.Bölüm👅

1.9K 67 3
                                    

Pazartesi sabahı o nacizade güzelliğiyle gülümserken oflayıp puflayarak yataktan kalkmayı başarmıştık.
Gerçi kalkmasakta zorla kaldırırdı Melahat cadısı.

"Kanka ilk ders neydi ya?"diye sordum bizim Zeynep'e.
"Ne biliyim ya en son ne zaman derse girdim onu bile hatırlamıyom ben."

Zeynep'in söylediklerine hep bir ağızdan höykürürken bizimki bir an ciddileşti.

"Lan harbiden ben sürekli asıyom okulu, devamsızlıktan kalırmıyım ki?"
"Kalmazsın kanka, sen doğuştan torpillisin."
"Harbi mi kanka?"
"Lan mal mısın adamlar zaten bizi okuldan atacak yer arıyor, anında bırakırlar seni."
"Doğru söylüyon ya ama sana bir şey olmaz nasılsa derslerin iyi."
"Orası öyle ama yine de biz kendimizi sağlama alalım."

Zeynep yüzünü asarak gömleğinin yakasını düzeltti.
İyi kızdır Zeynep ama okulu,dersleri falan pek önemsemez.

"Mine uyanmadı mı?"diye sordum bizimkine.
"O bizden önce çıktı heralde."
"Ne demek bizden önce çıktı, her zaman beraber gitmiyor muyuz biz?"
"Ne biliyim sabah hazırlanıyordu, uyku haliyle seslenmedim bende."
"Neyse hadi sallanma sende. Geç kalıcaz yoksa."

Merdivenleri inerken aşağıda önümüze Gülçin ve yalakaları geldi.
Hayır anlamadığım daha dün gelmiş bize artislik yapıyor.
Pek akıllanmışa benzemese de biz benzetmesini biliriz.

Onları görmezden gelerek yanlarından geçerken Gülçin bana gözleriyle ölümcül bakışlar fırlattı.
Çok korktum tatlım, bir dahaki müsabakayı dört gözle bekliyorum!

...

"Sera bu yoldan gitmeyelim ya!"
"O niye?" diye sordum etrafıma bakınırken.
"Bilmiyormuş gibi konuşma Serhat şimdi beni görürse rahat bırakmaz,geçen gün borç aldım ya."
"Hakkaten nasıl vercen bunun parasını."
"Haftasonu bir iş bulur, veririm."
"İyi öyle olsun madem."

Yolumuzu değiştirip diğer yoldan ilerlemeye başladık. Bu yol da şaka maka baya sıkıntılı anasını satayım.

"Kanka sakın bakma şu tarafa."
"Noldu lan?"
"İyi ki bakma dedik!"

Ohaa!
Silahlı lan bunlar!
Ama gördük bir kere, kaçsak farkediliriz yürüsek yine anlarlar.

"Zeyno gel şuraya saklanalım iki dakika."

Yıkık dökük olan evin içine girip pencerenin diğer tarafına saklandık.
Bir yandan dışarıyı gözetliyorduk adamlar gidince bizde çıkacaktık aklın sıra ama öyle olmadı sanırım.
Adamlardan biri dövdükleri adamı bıçakladı aslında ben vururlar sanıyordum ama ters köşe yaptılar.
Zeynep adamın bıçaklandığını görünce aniden çığlık attı.
Adamlar bir anda bizim olduğumuz tarafa bakınca içlerinden biriyle göz göze geldim.
Şimdi ayvayı yediğimizin resmidir!

"Zeyno kaç lan kaç, iki dakkada ifşa ettin bizi!"
"Tutamadım kendimi, affet!"

Tabana kuvvet koşarken arkamızdan kimsenin gelmediğini farkedip iki dakika soluklandık.

"Atlattık adamları!"
"Atlattık atlatmasına da ya adam öldüyse!" dedim tedirgin bir ifadeyle.
"İnşAllah ölmemiştir. Ama öyle bir şey olduysa biz bilmiyoz tamam mı?"
"İçlerinden biri gördü beni göz göze geldik. Genç gibiydi."
"Bittik lan biz!"
"Dur bakalım, o kadar kolay değil o."

Biz konuşmayı sürdürürken okula çoktan geldiğimizi farkettim.
Etrafa bakınınca bizim Mine'yi gördüm.
Düşünceli düşünceli oturuyordu kamelyada.

"Şş nolmuş lan buna?"
"Şimdi anlarız."

Yanına doğru yürürken bizi görünce az önceki küçük emrah modundan çıkıp ipana reklamı yapar gibi sırıttı.

"Napiyon burda sabah sabah?"
"Ders var dediler geldik!"

Hep bir ağızdan gülüşürken Avni'nin dersi olduğunu hatırlayıp kapıya doğru adımlarımızı hızlandırdık.
Adam 1 dakika geç kalsak derse almazdı anasını satim!

Zeyno önden yürürken Mine'ye yaklaşıp;

"Hayırdır, noluyo sana?"
"Bir şey olduğu yok be kanka!"
"Emin misin?"
"Mine'yim."

Ben bir kenarda kusarken Mine'de espirisi yüzünden buz kesildi.

"Bugün yeni çocuk gelcekti kanka, çok meral ettim ha!"dedi Mine.
"Aman, kaç haftadır gelecek diyorlar hâla ortalıkta yok!" dedi Zeynep gözlerini devirerek.

Neyseki Avni hoca gelmeden sınıfa girebilmiştik.
Ama yanılmışım burası sınıf değil hayvanat bahçesi lan.

"Günaydın"
"Günaydın hocam"

Napiyim lan ben de böyleyim herkes 'saol'derken ben günaydın diye karşılık veririm genelde.
He serseri serbest işte ondan.

"Zeyno! Mine nereye kayboldu?"
"Ne biliyim telefonu çalınca lavaboya attı kendini."
"Salak mı bu kız Avni almaz şimdi bunu içeri!"

Hoca yoklamayı alırken sıraya kafamı koyup uyku modunu aldım.

Aniden kapı çaldı.
'Gir'dedi Avni hoca ince sesini tok göstermeye çalışarak.
Kapı açılırken herkesin gözü kapıya dikildi.
Bizimkiler böyledir işte şu kapı her çalışında sanki danıld tramp içeriye girecekmiş gibi dikkat kesiliyor millet!

"Geç kaldın evladım!"

Eh be Mine!
Eh be kız-

"Se-Sen!"

Bi sonraki bölümde buluşalım❤️

KRONİK PSİKOPAT (dewamke:)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin