33: I Don't Make A Deal With The Devil.

104 9 2
                                    


'' Victoria, belki de bunu yapmamalıyız.'' 

Lexi parmağındaki yüzükle gergince oynayarak bir sağa bir sola yürüyordu. ''Kandırıldıklarını öğrendiklerinde ne kadar kızacaklarını düşün.''

''Onlar fark ettiklerinde biz gitmiş olacağız.'' diye yanıtladım onu. Planın başarılı olması için hepimizin sakin kalması gerekiyordu. ''Ya işe yaramazsa? Ya sana inanmazsa ? Her şey kabusa döner.'' 

Korkusunu anlayabiliyordum. Hiçbir özel gücü olmadığı için tüm bu doğaüstülüğün içinde kendini yetersiz hissediyordu. Benim de böyle hissettiğim zamanlar olmuştu ama şimdi içimde öylesine bir güç vardı ki, tüm hayatı kontrol edebilirmişim gibi hissetmekten kendimi alamıyordum.  Leydi Emma beyaz örtülü yatağımdan doğrulup konuştu '' Ne düşündüğünü biliyorum, Lexi ama korkmamalısın. Odaya girdiğinde de çıktığında da beraber olacağız. ''

Lexi'nin Kral ve adamlarından ne kadar korktuğunu gözlerinden görebiliyordum, tek isteği buradan kaçarcasına sıvışmaktı, buna cesareti vardı ancak onlarla aynı yerde olma ve buradan çıkamama düşüncesi gözünü döndürüyordu. Korkusunu öfkeye dönüştürüp yanlış kişiye yöneltti ''Bu sözleri söylüyorsun ama insanların seni hedef olarak belirlemesinin nasıl bir şey olduğu ve bundan kurtulmak için gücün olmadığını hissetmek hakkında hiçbir fikrin yok.''

Leydi Emma'nın genelde güler yüzlü hali hiç görmediğim kadar ciddileşti, böylesine bir çıkışı beklemiyordu. ''Nasıl olduğunu kesinlikle biliyorum.'' dedi '' Ben 8 yaşındayken Lucifer'ın askerleri Kont Kamarası'na baskın yaptı. Hiçbir gücüm yokken ve her şeyden habersizken Harry'nin nişanlısı Karen'in öldürülmesi olayını engellemeye çalışmam beni de hedef yaptı.''

'' 8 yaşında mı ?'' diye döküldü sözcükler ağzımdan. Bu hikayeyi bilmiyordum. ''Onlar çocuklara bile acımazlar. Yıllarca rehin tutuldum. Seçilmişliğimi bastırmaya çalıştılar, beni ailemden uzak tuttular. Koridorlarda gezip kendileriyle olmamı isterlerdi.'' Anlattıkları yıkıcı olsa da sesinde titreme yoktu. '' Kahkahalarını duyuyordum. O pis kahkahalarını. '' 

'' Sonra ne oldu ?'' diye soran Lexi'ydi tüm pişmanlığıyla. '' Bir gün kahkahalar durdu. Sessizlik oluştu. Sonra dışarı adımımı attım, gün ışığına, cesetlerin üzerinden geçtim ve babam kollarını açarak beni karşıladı.'' dedi. '' Hiçbir şey olmadan kurtuldum. Siz de öyle kurtulacaksınız buradan.'' Bakışları ikimiz arasında gidip geldi ve bende durdu ''Kimse Kral'ın seni almasına izin vermeyecek. Herkesin güvenliğini sağladıktan sonra senin için döneceğiz.'' Bana doğru bir adım attı ve elimi anlayışla kavradı '' Başkalarını düşünerek orada kalman çok onurluca, Victoria.'' 

'' Onurlu olmak için yapmıyorum, doğru olan bu olduğu için yapıyorum.'' dedim, anlattığı hikayeden gözlerim dolmuştu. Karen'in böyle bir baskın sonucu ölmüş olması da dikkatimden kaçmamıştı. Yaşanan kaosu hayal bile edemiyordum, etmek de istemiyordum.

Lexi'ye döndü. '' Kontrolü ele geçirmelisin Lexi, yoksa sonu hepimiz için kötü olur. ''

Odamın kapısı kırılırcasına açıldığında üçümüz de oraya döndük. Elinde kılıç olan iki yapılı, kaba saba adam içeri daldı. '' Ziyafet bir saat sonra ana yemek salonunda olacak. En güzel kıyafetlerinizi giyin.'' 

Sözlerinin ardından iğrenç gülümsemelerini verdikten hemen sonra gittiler ancak bu içimizdeki iğrenme hissini bastıramamıştı. '' Ziyafete gitmeden önce gizli kapının arkasında beklemesi için birini koymalıyız. Babam, Hector ve Harry gardiyanları atlatmanın bir yolunu bulup kapıya gittiklerinde kapıyı onlar için açacak biri, sonra da bizim için. ''

VİCTORİA/h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin