Nefes almayı unutmuştum.
Kaskatı kesilmiş hiç hareket etmeden ona bakıyordum.Gözlerinin her yeri kararmıştı,yeşil gördüğüm kısım,beyaz gördüğüm kısım,her yeri.O kadar derin bir karanlıktı ki...
''Dilini mi yuttun ?''dedi en ciddi ifadesiyle,tepkilerimi ölçüyor gibi dikkatliydi.Yutkundum.Tek kelime etmeden onun ve ağaç arasından çıktım ve malikanenin içerisine girdim.Onun ne olduğunu sormaya ölesiye korkuyordum.Diğer çalışanlarla birlikte kaldığım odanın bulunduğu koridora yönelecekken arkamdan ayak sesleri duymamla irkildim ve birisinin beni omuzlarımdan yakaladığını geç de olsa fark ettim.''Victoria iyi misin ? Ne oldu ?''diyen endişeli gözlere baktığımda karşımda beni sarsan kişinin Lord Hector olduğunu gördüm ve ancak o zaman titrediğimin ve ağladığımın farkına vardım.
Ağzım kurumuştu.''Tanrı aşkına,sana ne oldu diyorum??''dedi ses tonunu arttırarak.''H-Harry..''diye kekelediğimde çatık kaşları bir saniyeliğine gevşedi ancak sonra bir öncekinden daha fazla çatıldı.''Ne yaptı ?''
Yaşadıklarımın hepsi bir anda aklıma hücüm etti.O gizemli adam,garip olaylar,Harry'nin dedikleri ve gözleri..''Bırak beni!''diye karşı geldim kollarının arasında çırpınarak.''Gitmek istiyorum bu lanetli yerden bırak beni!''
''Victoria! Dur!''
Gözyaşlarım da çırpınmalarım da şiddetlenmişti ancak onun tutuşu da sıkılaşmıştı.''Bırak beni.''diye sayıklarken güçsüz düşmüştüm ve görüş açım bulanıklaşmaya başlamıştı,derin derin nefesler aldım ama çok geçmeden kendimi Lord Hector'un kucağında buldum.
*
Uyandığımda kendimi tahtadan oyma çok görkemli bir yatak başlığının ucunda buldum,oldukça rahat olan ve bembeyaz örtülü yatağın üzerinde yatıyordum.Ayak ucumda Hector'un oturduğunu görmem yaşadığım her şeyi yeniden hatırlamamı sağladı.Yeniden telaşlanmaya başlayacağım sırada elimi kavradı ve şefkatle konuştu.
''Victoria,cevapları almazsan bununla baş edemezsin.''
''Sen biliyordun..''diye mırıldandım.Bununla yüzleşmeye hazır mıydım buna emin değildim ama yapmam gereken buydu ve cesur davranmalıydım.''Hep bildiğimizi sandığımız dünya her zaman tahmin ettiğimiz gibi olmayabilir.''dedi.''Hayat..süprizlerle doludur.''
Bir şeyler söylememi bekliyor gibiydi ama ben sadece dinlemekle yetindim.''Tanrılara,şeytanlara inanır mısın ?''diye sordu.Elbette ki inanıyordum.Mutlaka hepimizin üstünde güçler olmalıydı bu dünyayı kontrol edebilmek için.Başımla onu onayladım.''Güzel.''dedi.''Çünkü onlar gerçek.''Derin bir nefes aldım.''Tarih öncesi zamanlardan bu yana Tanrılar ve Şeytanlar savaş halindeydi.Bu savaşı dünyaya ve hatta insanlara bile bulaştırdılar.Dünyada istediği gibi gezinen ve insanların aklını çelerek onları isyanlara teşfik eden Şeytanlara karşı önlem olarak dünyaya kendi temsilcilerini koymak isteyen Tanrılar,bazı insanları seçti.''
Söyledikleri sanki bir masalmış gibi geliyordu.''Styles ailesi o seçilmişlerden biri.''
Ailesi mi ? Bir tek Harry--aman tanrım yoksa hepsi mi onun gibi ? Gözlerim açıldığında dudaklarını birbirine bastırdı,aklımı okumuş gibi ''Evet,hepimiz.''dedi.''Seçildiğimiz Tanrılar tarafından bazı insanüstü özelliklerimiz oluyor.İnsanlığı korumak ve Şeytanlarla savaşmak için.''dedi.''Babam Hephaestus tarafından seçildi.Kendisi ateşin ve demirin tanrısı olarak bilinir bu yüzden babam da..ateşi kontrol edebilme yeteneğine sahip.''
Tepkimi ölçmek ister gibi durdu.''Nasıl yani ?''diye sordum.''Ateşi bir el hareketiyle söndürebilir,yakabilir ya da büyütebilir mesela.''diye açıkladı.Bana hala masal gibi geliyordu.''Peki sen ? Kardeşlerin ? Harry ?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİCTORİA/h.s
Fanfiction* ''Bu kadar zarif bir hanımefendinin böyle davranışlarının olması ne büyük üzüntü.'' ''Ne varmış ki davranışlarımda ?'' ''Fazla cesur ve cana yakınsınız.Bu da saygısız olmanıza sebebiyet veriyor.''derken yeşilleri fazlasıyla kibirliydi . * Baz...