Başımı dikleştirip gururlu bakışlarımı takındım '' İzniniz olursa Leydi Emma'yı kontrol etmek istiyorum.''
Bakışları uzun süre üzerimde oyalandı ama en sonunda eliyle bir jest yaparak gitmeme izin verdiğini belirtti. Kontrollü hareketlerle sandalyeyi geri iterek kalktım, normal bir hızda çıkışa doğru yürürken Kralın bakışlarını üstümde hissediyordum.
Kapının önünde peşime takılacak nöbetçi kalmamıştı. Demek Emma beni de düşünerek birkaç tanesini haklamıştı, diye düşünerek yüzümde umut gülümsemesi oluşmasına izin verdim. Boş görünen koridorda ilerleyin sola saptığımda yemek salonundan gelen gürültüler iyice azaldı. Aceleci adımlarımı geçidin olduğu yere doğru yönlendirdim. Koridorda dolanan herhangi bir nöbetçiye denk gelmemek için hızlı davranmalıydım.
Sonunda tahtaya iki defa tıklattım. İçerideki hizmetçiler de Emma ve Lexi ile çıkmışlardı ve Kralın bu boşalmadan bir şeyler anlaması mümkündü.
Kapı açılmayınca gerginlikle etrafımı kolaçan ederek tekrar iki defa tıklattım. ''Belinda ?'' diye fısıldadım. Tekrar tıklattım ama hiç ses yoktu. Vuruşlarım biraz daha sertleştiğinde daha fazla çabalamamam gerektiğini fark etmek zorunda kaldım.
Beni burada bırakmıştı! Beni beklememişti!
Plan şimdiye kadar tıkırında işlediği için oldukça sakindim ancak şimdi raydan çıkmama ramak kalmıştı. Tekrar etrafıma bakınırken bulunduğum koridora bir nöbetçi girdiğinde yüzümdeki endişeli görüntüyü kontrol etmeye çalışarak duvardan uzaklaştım ama karşımdaki genç ama yapılı ve sert görünümlü adam bir şeyler döndüğünü anlamış gibiydi. ''Kral Lucifer beni sizi bulmam için gönderdi.''
'' Tam da Leydi Emma'ya bakmaya gidiyordum. Kral izin verdi bana.''
Donuk bakışlarıyla iki adımda yanıma gelip sıkıca kolumu tuttu ve beni tekrar yemek salonuna sürüklemeye başladı. '' Hiç merak etmeyin. Biz Leydi Emma'ya baktık ama boş bir odayla karşılaştık.'' Zihnine hükmedip beni bırakmasını sağlamak ve tekrar geçide koşup şansımı denemek istedim ancak bunun boşa bir hamle olacağını biliyordum. Üstüne üslük eğer ne yaptığımı hissederse, onların bilmediği bu gücümü öğrenmelerini sağlayıp avantajımı kaybedecektim. Bu yüzden beni sürüklemesine kendim karşı koymaya çalıştım ancak normal bir insana göre çok daha güçlüydüler.
''Bırak beni!'' diye kıpırdandığımda Kralın önüne itercesine bıraktı. Yemek masasında kahkahalar kesilmiş herkes ayaklanmıştı. Karşımda duran on üç erkeğe tedbirle baktım. Kaçmaya çalıştığımız açığa çıktığından dolayı az önceki kibar tavırlarla karşılaşmayacağımın bilincindeydim ve sayıca bu kadar fazlalarken hepsine birden karşı koyamazdım.
Kral beni baştan sona süzerken bakışlarımı arkasında kalan masanın üstüne bir noktaya sabitleyip içimden korkmamam gerektiğini tekrarladım. Korkmamalıydım, korkmamalıydım...
'' Biraz hayal kırıklığına uğradım, Victoria. İyi anlaştık sanıyordum.''
Ona bakmamayı sürdürdüm. ''Görüyorsun ya normalde gayet mantıklı bir adamımdır. Nazik, anlayışlı... Ama beni kandırmaya çalışırsan bunu cezasız bırakamam.'' dedi ses tonu sakin olmasına rağmen insanın kanını donduruyordu. Az önceki kibar, konuksever tavrının gittiğini hemen anlayabilirdiniz. '' Anlarsın ya otoritem bozulur aksi halde.''
Ağır adımlarla bana doğru yaklaşırken titrediğimi fark ettim. Harry'e ihtiyacım vardı ama beni bırakıp gitmesi için onu ikna etmiştim. Kendimi rahatlatmak için, en azından Hayley emin ellerde, diye düşündüm. Hiçbir şeyden haberi olmayan suçsuz insanlar iyi ellerde, ama bu düşünce sadece içimin bir parçasını rahatlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİCTORİA/h.s
Fanfiction* ''Bu kadar zarif bir hanımefendinin böyle davranışlarının olması ne büyük üzüntü.'' ''Ne varmış ki davranışlarımda ?'' ''Fazla cesur ve cana yakınsınız.Bu da saygısız olmanıza sebebiyet veriyor.''derken yeşilleri fazlasıyla kibirliydi . * Baz...