Bir Hafta Sonra
Hiçbir özelliği olmayan,dümdüz inen uzun ve kalitesiz kumaştan yapılma elbiseme bakarak derin bir nefes aldım.Beyaz elbisemin üzerine oldukça eskimiş olan koyu kırmızı pelerinimi geçirdim ve şapkasını da taktım.Sol tarafında ince bir çatlak olan aynadan kendime bakarken bir hafta önce yaşadıklarımı hatırladım.
O geceyi tanımlayamıyordum,balo oldukça güzel ve eğlenceliydi ancak sonrası tam bir kabustu.Hala daha bana ne olduğunu bilmiyordum,bayıltıcı ilaç olduğunu kendime söyleyip duruyordum ancak içten içe onun zehir olduğunu da biliyordum.Bayıltıcı ilaç insanın beynini uyuşturmaz,değil mi?
Bu saldırının Styles ailesiyle olan bağlantısı neydi peki? Her şeyin Lord Styles'la dans etmemle alakası olduğunu düşünüyordum,Lord Harry Styles ile.Peki onun sırrı neydi ? Niye düşmanları vardı bu kadar,ve neden beni öldürmek istemişlerdi? Aklımda o kadar çok soru vardı ki ancak hiçbirini ona yönlendirmeye cesaret edememiştim.İkimizde atların üzerinde konuşmadan ilerlemiştik,bana en son dediği şey korkmamam gerektiğiydi.''Seni öldü biliyorlar,bu yüzden bir daha peşine düşmezler.Korkmana gerek yok.''
''Biliyorlar,düşmezler...Onlar dediklerin kim?''dediğimde gözlerime derince baktı.Sanki aklımı okumaya çalışıyormuş gibi uzun süre gözlerime baktı,rahatsız olsamda gözlerimi kaçırmadım ve kaşlarımı kaldırarak soruma vurgu yaptım.
''Bilmemen gereken,tehlikeli kişiler.''
''Abla,haydi çıkmıyor muyuz?''
Hayley'nin sesiyle kendime geldim ve düşüncelerimden ayrıldım.Fazla büyük olmayan koliyi kucağıma aldım ve kapının önünde sabırsızca beni bekleyen kardeşimin yanına adımladım.''Az önce bir at arabası geçti,kaçırdık!''diye isyan etti.
''At arabasına binmeyeceğiz zaten.''dediğimde gözlerini açarak bana baktı.''Neden?''
''Çarşı uzakta değil zaten,yürüyebiliriz.Alacağımız parayı faytona mı verelim?''dediğimde gözlerini devirdi.Hafta boyunca evde kalma yasağım vardı,eve gelmediğim için teyzem ceza vermişti,eniştem eve gelmediğimin farkına bile varmamış sızmıştı ancak teyzem gerçekten kızmış ve meraklandığını söylemişti.Enişten eve gelmediğimi duysaydı kıyamet kopardı.Ama hepsinden önemlisi aslında başıma gelenleri duysalardı,olacakları tahmin bile edemiyordum.Zehirlendiğimi tabii ki söylememiştim,düştüğümü,başımı yere çarptığımı Lord Styles'ın da nezaketen ben bayılınca beni evine getirdiğini söylemiştim.''Lord'un sana vermek istediği atı ne diye reddettin ki.''
Kaşlarım hafifçe çatıldı''Ondan bir şey almaya ihtiyacımız yoktu.''dedim patikada ilerlerken.Bu ağaçlık alanı geçtiğimizde şehre inmiş oluyorduk.''İhtiyacımız yok mu ? Gerçekten mi ? Çünkü şu an üç kuruş kazanabilmek için evde yaptığımız kanaviçeleri satmaya gidiyoruz.Altımızda bir at olsaydı hiç fena olmazdı.''dediğinde derin bir nefes aldım,sakin ol Victoria.
Lord Harry benim üzerinde geldiğim atın bende kalmasını teklif etmişti beni getirdiğinde-bu arada evlerimiz birbirine uzak değildi-bende tabii ki reddetmiştim.Onun atına neden ihtiyacım olsundu ki? ''Şimdi başı boş bir atı nasıl geri götüreceğim,sende kalsın işte.''dediğinde ''Bunu kabul edemem.''diyerek reddetmiştim.Belki yararlı olabilirdi ama neden tanımadığım birinden hediye alayım ki?
Yanımızdan süslü bir at arabası geçtiğinde bunun bir soyluya ait olduğunu anlamam uzun sürmedi.Oldukça yavaş ilerleyen at arabasının içindekileri görebilme fırsatım olmuştu.Mavi,çok kaliteli bir kıyafet giymiş,sarı saçlarını kıvırcık topuz yapmış ve inci tokalarla süslemişti.Göz göze geldiğizde yüzünde bir tiksinti ifadesi oluştu ve başını çevirdi.Onun bu ifadesiyle adımlarımı durdurdum ve geçip giden at arabasının arkasından baktım.Ağzımdan istemsizce'Hah'nidası çıktı.Bu ne küstahlıktı.Resmen bizi küçümsemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİCTORİA/h.s
Fanfiction* ''Bu kadar zarif bir hanımefendinin böyle davranışlarının olması ne büyük üzüntü.'' ''Ne varmış ki davranışlarımda ?'' ''Fazla cesur ve cana yakınsınız.Bu da saygısız olmanıza sebebiyet veriyor.''derken yeşilleri fazlasıyla kibirliydi . * Baz...