Beni geriye çeken kişiye doğru döndüğümde az önce göz göze geldiğim,zümrüt yeşili gözlere sahip beyefendi olduğunu fark ettim ancak beni böyle çekiştirmesine anlam veremedim.Beni sahneye doğru sürüklediğinde bileğimi ondan kurtarmak için çırpınıyordum''Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?Bırakın beni!''
Herkesin bakışları üzerimize toplanmıştı.''Bırakın beni!''diye kızgınca söylendim tekrardan.
Sahnenin ortasına geldiğimizde duraksadı,bir elini belime yerleştirerek beni kendisine doğru çekti.Orkestraya doğru bir bakış attığında kemanların sesi duyulmaya başladı.Harika melodi kulaklarımdan girerken kendimi müziğe bırakmamak için direndim.Karşımdaki beyefendi aşağıda sarkan elimi alıp omzuna götürdü ve kendi elini tekrardan belime yerleştirdi.Bir kaç adım atarak dansa başladığında ona ayak uydurmak zorunda kaldım.''Bu kadar zarif bir hanım efendinin,böyle davranışlarının olması ne büyük bir üzüntü.''dedi ses tonu sakindi ancak öfkeli olduğunu,kelimeleri çenesini kasarak söylemesinden anlayabilirdiniz.
''Nesi varmış ki davranışlarımın?''diye sordum çirkefçe,dönerek sahneyi turlarken.
''Fazla cesur ve cana yakınsınız.Bu da saygısız olmanıza sebebiyet veriyor.''derken fazlasıyla kibirli ve öfkeli gözüküyordu.Hemen atıldım''Saygısızlık mı ? Bunu söyleyebilecek en son kişi sizsiniz.Beni sürükleyerek sahneden indirdiniz ve zorla sizinle dans etmemi sağladınız.Oysa ben sadece keman çalacağımı bildirecektim.''
''Keman mı ? Çalabiliyor musunuz?''
''Elbette.''
Aramıza sessizlik girdiğinde onun kendi içinde bir şeylerin muhakemesini yaptığını fark ettim.Yemyeşil gözlerinden gözlerinizi almak istemiyordunuz.Yaydığı enerji ise tarif edilemez derecede merak uyandırıcıydı.Biraz yumuşadığını hissetmiştim.''Siyah ve beyazdan başka renk giyilmeyecek denen partiye kırmızı giyerek gelmek yaptığınız saygısızlıkların başında geliyor,hanımefendi.Kraliyette soylulara yaptığınız bir saygısızlık bedelsiz kalmaz bunu biliyorsunuz değil mi ?''dediğinde kendimden emin bir şekilde konuştum.''İnsanlar korkuyla yönetilmez.Yönetilmemeli,biliyorsunuz değil mi ?''
Bu dediklerime şaşırmış görünüyordu çünkü kadınlar böyle konulara karışmaz sadece erkeklere güzel görünmeye çalışır,ev işlerini hallederlerdi,erkeklere karşı gelmez hele devletin yönetimi ile ilgili hiçbir şey söyleyemezlerdi.Ben ise düşüncelerimi söylüyordum.Bu,onu hem sinir etmiş hemde merakını uyandırmış gibi duruyordu.Biraz düşünceli bir şekilde sordu''Benim kim olduğumu biliyor musunuz,Bayan?''
Beni kendisinden uzaklaştırdı sonra beni kendi etrafımda döndürüp onun koluna dolanmamı sağlayarak sırtımın,göğsüne değmesini sağladı.Sonra yeniden ilk dans ettiğimiz halimize geri döndük.Bunu beklemediğim için nefeslerim hızlandı.Herkesin etrafımızda daire olduğunu ve bizi izlediğini fark ettim.''Hayır.Ama maskeli baloların amacı da bu değil mi ? Sıradan dünyaya gizem katmak.'' dedim hafifçe gülümseyerek.O da gülümsediğinde mükemmel gamzeleri gözler önüne serildi.
''Haklısınız.Ama gizemler çözülmek için vardır,öyle değil mi ?''dedi.Cümlesini söylerken bakışlarımı dudaklarından ayıramamıştım.Ağır İngiliz aksanlı boğuk sesi çok güzel geliyordu.İçimden onun bu sözlerine hak verdim.''Siz kimsiniz peki,Leydim? Adınız ne ? ''diye sorduğunda bir an için duraksadım.Adımı söylemeli miydim? Geldiğimden beri kimseye söylememiştim ama zaten ne olabilirdi ki ?
''Alexandrianna Victoria Petrova.''
''Bu baloya neden katıldınız,Victoria ?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİCTORİA/h.s
Fanfiction* ''Bu kadar zarif bir hanımefendinin böyle davranışlarının olması ne büyük üzüntü.'' ''Ne varmış ki davranışlarımda ?'' ''Fazla cesur ve cana yakınsınız.Bu da saygısız olmanıza sebebiyet veriyor.''derken yeşilleri fazlasıyla kibirliydi . * Baz...