35: Say Yes.

94 8 2
                                    


Uyarı: Bu bölüm cinsel içeriklidir.

Birkaç saniye duyduğum bilgiyi sindirmek için duraksarken hemen sonrasında istemsizce başımı iki yana sallamaya başladım. ''Hayır, yapmadın.''

''Victoria, sorun değil. Benim seçimimdi.''

''Hayır, hayır, Emma... '' dedim ona sarılırken, gözlerim dolmuştu. Benim için güçlerinden vazgeçmişti, ölümsüzlüğünden. '' Sen şimdi öle-- ya ölü--'' o kelime ağzımdan çıkamıyordu. '' Yeteri kadar yaşadım ve gerçekten yaşlanıp huzurlu bir ölümü isterim.'' Sesi gülümsüyor gibiydi, huzurlu gibi. Bu hiç adil değil! Ondan ayrılarak göz yaşlarımı silmeye uğraştım. Benim için böyle bir fedakarlık yaptığına inanamıyordum ama asıl böyle bir fedakarlık yapmak zorunda kalmasına dayanamadım. 

Üzgünlüğümü öfkeye dönüştürerek hışımla arkamızda kalan Rumple'a doğru ilerledim. Gözlerini kırpmadan beni izliyordu, ne yapacağımın farkındaydı ama kımıldamadı. Hızımı son anda düşürüp suratına güçlü bir yumruk çarptığımda başı sol tarafa düştü. ''Doymadın mı güce ? Aldığın gücü kendin kullanamayacaksın bile! Sırf acı yaratmak için yaptın bunu.'' dedim tükürürcesine konuşurken. Başını düzeltti ancak bakışlarını yerde tuttu ''Cristobal kullanabilir.''

Kin ve nefret bakışlarım arasında derin nefesler alırken dişlerimi ve yumruklarımı sıktım. Hançerle kontrol edildiği bir anda, Lilith'in kontrol ettiği bir anda kardeşinin ölümüne sebep olduğunu ve o zamandan beri onu geri döndürmeye çalıştığını biliyordum ama kardeşini kurtarmaya çalışırken geri kalan her şeyi mahvediyordu, yıkıyordu. ''Git buradan.''

Buz mavisi gözleriyle uzunca gözlerimin ta içine baktı. Onun gözleri perdeliydi ancak benden yayılan enerjiyi algıladığını anlayabiliyordum ve bir an için yüzünün pişmanlıkla dalgalandığını sandım. Sonra ufak bir el hareketiyle karşımda yok oldu. Elimin üstünde hissettiğim el ile kendime geldim. Kemikli ve yumuşacık elleriyle sımsıkı kapattığım parmaklarımı açtığında elimi sıkmaktan avuç içimi kanattığımı fark ettim. Dudaklarını birbirine bastırarak bakışlarını elimden yüzüme çevirdi. Bitik, dağınık bir halde göründüğümden emindim. Halim ona ızdırap veriyor gibiydi. '' Çok, çok özür dilerim.'' dedim. Benim yüzümden kardeşi bunu yapmak zorunda kalmıştı. '' Emma doğru olanı yaptı.''

Kötü hissetmemi engellemeye çalışıyordu ancak o benden daha kötü hissediyordu. ''Seni korumalıydık.'' Bir adım geri çekilerek aramızı açtım '' Siz de sadece insansınız. Hayatı yaşamayı hak ediyorsunuz. Sürekli beni korumaya çalışmanız, sürekli bir savaşın içinde olmanız adil değil.'' Başını olumsuz anlamda sallarken bakışları kararlıydı ''Uğruna yaşadığımız şey sensin, Victoria. Biz hayatımızı yaşadık, şimdi seni yaşatmamız lazım. Hayatını yaşayamayan sensin, bizim yüzümüzden.'' 

Kurtardığım elimi tekrar avucunun içine alıp nazikçe okşadı. '' Güzel bir hayat yaşadığından emin olacağım. Dünyayı gördüğünden..'' diye mırıldanırken başımı eğdim. ''Hak etmiyorum öyle bir hayatı.'' dedim ''Baksana, hala hiçbir şey için hazır değilim. Hala kendim için bile bir şeyler yapamıyorum.'' 

'' Hazır olacaksın ve o zamana kadar ben hep yanında olacağım.''

Üzgün ama minnettar bakışlarımı Leydi Emma'ya, sonra da diğerlerine çevirdim. Bana karşı bu kadar iyi olmaları, beni bu kadar sevmeleri çok ağır geliyordu. Altında eziliyordum. ''Şimdi ne yapacağız?'' 

''Karanlık Olan Lucifer'la ve adamlarıyla ilgilenip kendi sarayına dönmelerini sağlayacak.'' dedi Emma, Rumple'dan bahsetmesi soğuk yellerin esmesine sebep olmuştu. ''Sınırları oluşturan büyü bozulduğuna göre tek yapmamız gereken Lucifer'ın bilemeyeceği bir yere gidip geceyi geçirmek. Sonra da kalıcı bir yer ararız.''

VİCTORİA/h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin