(Victoria'nın bakış açısı)
Faytonun önündeki basamağa basıp eteklerimden tutarak dikkatle aşağıya indiğimde büyülenmiş gibi olduğum yerde kalakaldım.Kısa mermer basamakların uzandığı geniş bir avlunun üzerinde kocaman kristal avizeler,işlemeli kolonlar...Daha önce böylesine büyük ve görkemli bir yapıt görmemiştim.
Yeni yeni kararmaya başlayan havayla birlikte mumlar yakılmış,her yer ışıl ışıldı.Derin bir nefes aldım ve giriş kapısında iki tane nöbetçinin beklediği yere doğru adımladım.
Çimenlerin arasından uzanan yolun sonu merdivenlerle buluşuyordu.Etrafımı inceleyerek adımlarken sonunda kapıya geldiğimi fark ettim.Elimdeki altın rengindeki işlemeli maskeyi yüzüme geçirdim ve bukleli,uzun saçlarımı düzelttim.Önümdeki kabarık ve şaşalı,beyaz elbiseli kadın ve kavalyesi içeri girdiğinde bende bir adım attım ancak nöbetçilerden biri elini kaldırarak yolumu kesti.''Burada ne arıyorsunuz Leydim?''diye sorduğunda bir an duraksadım.
Alt sınıftan olduğumu mu anlamıştı? Bu mümkün değildi,Kırmızı saten elbisem oldukça kaliteliydi.İşlemeli olmasa da kalitesini belli ediyordu.Annemden yadigar kalan tek değerli elbiseydi.''Bir sorun mu var Bayım?''diye sordum en kibar şekilde.Bir soylu gibi davranarak.Beni şüpheli bir tavırla süzdü,ne oluyordu?
''Benimle gelmelisiniz.''dediğinde 'hayır'diyerek geri çekilmek istedim ama bir leydi bunu asla yapmazdı.''Pekala,ancak bana sorunun ne olduğunu söylemelisiniz.''dedim onun yanında yürürken.Beni binanın arkasına doğru götürüyordu.En ufak bir hareketinde kaçacaktım.''Kıyafetiniz...''diye mırıldandı''Davetli olmadığınızı düşünüyorum.Bu yüzden Styles ailesine sizi içeri alıp almamam gerektiğini sormak zorundayım.Lütfen mazur görün.''
Kovulacaktım.
''Ah,tabii ki.Sorun...''diye mırıldandım zorla gülümsemeye çalışarak.
Yenilmişlikle omuzlarımı düşürdüm ve duyacağım hakaret,aşağılama sözlerini düşündüm.Bu baloya girip onlara 'alt sınıf-üst sınıf' ayrımının saçmalığını gösterecektim ama görünen o ki bunu yapamayacağım.İşlemeli bir kapının önünde durduğumuzda önümden giden nöbetçi,oradaki iki nöbetçiden birine Styles ailesinin çağrılmasını istediğini söyledi ve beni diğer nöbetçiyle birlikte bırakarak içeriye girdi.
Karşımdaki nöbetçi yere bakıyor ve hareketsiz duruyordu.Bunun için para aldıklarına inanamıyordum.
Çok geçmeden içeriden sesler duyulmaya başladı.''Dediğim gibi efendim.Elbisesi kırmızıydı,davetiye almadığı için böyle gelmiş olmalı ya da isyankarlık yapmak için.''Beni buraya getiren nöbetçinin sesini duyduğumda gözlerimi kapattım ve tepkilere hazırlandım.Güçlü ve tok bir ses konuştu''Davetiyeyi almadıysa istenmiyor demektir,niyeti isyankarlık yapmaksa da sonuç aynıdır.Kovun.''
''Babacım,bana kalırsa onu kovmayalım.Niyetinin isyan çıkarmak olduğunu sanmıyorum,bir soylu partisine elini kolunu sallayarak girebileceğini düşünen alt sınıf bir kızdır.Biraz eğleniriz.''Nazik ve ince bir ses duydum.Bu bir kız sesiydi.Styles ailesini daha önce hiç görmemiştim ancak onlarla ilgili bir kaç şey biliyordum.Üç kardeştiler.İkisi erkek biri kız.Annelerini kaybetmişler.Babası ise ülkenin en zenginleri arasında yer almakta.
''Nasıl olur ? Maskeler arasında onu tanıyamayız,ya düşmanlarımızdansa?''
''Maskeli baloların amacı da bu değil mi ? Tanımayalım,kız başına bir sorun çıkartamaz.''dedi bir erkek sesi.İçeride sessizlik oldu.''Sen ne düşünüyorsun,Harry?''diye sordu güçlü ses.''Açıkçası o kız umrumda değil baba.''
Hakkımda verilecek olan kararı merakla beklerken başka ses duymadım.Nöbetçi dışarıya çıktığında merakla ona baktım.O ise tek kelime söylemeden beni girişe doğru yönlendirdi.Kapının önüne geldiğimizde''Styles ailesi girmende bir sakınca olmayacağını söyledi.''dedi ve görevini yapmak için kapının önünde dikilmeye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİCTORİA/h.s
Fanfiction* ''Bu kadar zarif bir hanımefendinin böyle davranışlarının olması ne büyük üzüntü.'' ''Ne varmış ki davranışlarımda ?'' ''Fazla cesur ve cana yakınsınız.Bu da saygısız olmanıza sebebiyet veriyor.''derken yeşilleri fazlasıyla kibirliydi . * Baz...