37: Make Me Your Villian.

84 8 2
                                    


*

Terk edilmiş gibi görünen yüksek tavanlı, küflü ve karanlık salonun içerisinde bakışlarımı dolaştırdım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Terk edilmiş gibi görünen yüksek tavanlı, küflü ve karanlık salonun içerisinde bakışlarımı dolaştırdım. Karanlığın içinde kalmış mobilyaların gölgeleri onları sıradan eşyalar olmaktan çıkarıp canavar gibi gösteriyordu. Üstümdeki sütlü kahve tonlarındaki elbiseyi fark ederek incelerken büyük pencerelerden içeri süzülen zayıf gün ışığı dikkatimi başka bir şeye çekti. 

Önümdeydi. Simsiyah kıyafetlerini ilk defa bu kadar süslü ve işlemeli görüyordum. ''Karanlıkta benimle dans et,'' Bana doğru uzanmış olduğu siyah deri eldivenli elinin içine narince dokundum. Hızlı bir hareketle tuttuğu elimi yukarı kaldırırken diğer eliyle belimi kavrayıp iyice kendisine yaklaştırdı. 

Nerden geldiğini bilmediğim bir vals müziği çalmaya başladı. Neşeli değil, daha karanlık ezgilerden oluşan bir ritmi vardı.

Kopkoyu saçlarının yüzüne düşen kısmının altında buz mavisi gözleri sanki ruhumu görüyor gibiydi. Hafifçe kulağıma doğru eğilerek ''Dünyayı değiştireceksin.'' dedi bakışlarındaki hayranlıkla. ''Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun her şeyin yolunda gideceğinden ?''

Beni bedeninden uzaklaştırıp kendim etrafımda dönmemi sağladıktan sonra güçlü kollarıyla tekrar kendisine çektiğinde nefesim hızlanmıştı. ''Öyle olmasını sağlayacağım.'' dedi ''Sana bir şey olmasına asla izin vermem.''

Kollarının arasındaki o kısa anda bu söylediklerinin beni sinirlendirdiğini hissetmeme anlam veremedim ama sonra tekrar etrafıma baktım. Zayıf ışık huzmesi gölgelenerek üzerimize düşüyor, etraftaki tozları gözler önüne seriyordu. Buraya nasıl gelmiştim? Tekrar mavi gözlere döndüm. ''Rumplestiltsin?'' 

''Victoria ?''

''Bu müzik nereden geliyor ?'' 

İyice üzerime doğru yüklenip geriye yatmamı sağladıktan sonra kısa bir an gözleri yüzümün her yerinde dolaştı, sonra güçlü tutuşuyla doğrulmamı sağlayıp kendine yaklaştırdığında gelen farkındalıkla kalakaldım ve birbirine çok yakın olan yüzlerimiz aynı şekilde kalmaya devam etti. Kendime geldiğimde hızla geri adım atarak ondan uzaklaştım. ''Neler oluyor ?!''

Yumuşak bakışları değişti ama bakışlarındaki hayranlık gitmedi. Gözlerindeki parıltının eşliğinde yamuk bir sırıtış verdi ''Güzel. Çabuk anladın.''

Müzik kesildiğinde etrafımı kolaçan etme güdümü bastırmadım. ''Neredeyiz biz ?!'' 

Cevap beklerken ellerini iki yanında kaldırıp teslim oluyormuş gibi bir jest yaptı. ''Rahatla. Rüyadasın.'' Verdiği cevap beni rahatlatmasının aksine daha çok aklımı karıştırmıştı. ''Normal bir rüya değil, benim kontrol ettiğim bir rüya.'' diye devam ettiğinde ağzımın hafifçe aralandığını hissettim. ''N-Nasıl ?''

''Güçlü bir sihir diyelim. Yeni bir dünya kurgulayıp kontrol etmek ve istediğin insanın bilincine ulaşmanın inan insanı yoran, gücünü tüketen bir bedeli var ama seni görmeye değer diye düşündüm.'' Açıklamasının sonunda attığı masum bakışlara kanmamıştım. Tam bağırıp çağıracakken lafa girdi ''Beni görmek istemediğini biliyorum.''

VİCTORİA/h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin