Alvin, Belinda'yı boynundan zincir ile bağlamıştı. Ardından kucağına almış ve odadan çıkıp karanlık koridorda yürüdü. Cehennemin en sıcak olduğu yer. En derin yeri. Unutulmuşların evi. Ve burada sadece iki şeytan ve bir melez melek vardı.
Alvin kolları arasında ki Belinda ile birlikte başka bir odaya girdi. Elleri, boynu, ayakları ve beli. Her yerinden zincirle duvara sabitlenmiş ve güçleri büyü ile yok edilme seviyesine getirilmiş bir kral. Eski kral. Şeytanların eski kralı. Duke.
Duke buraya gönderilmişti çünkü mühürlü olan eşine ihanet etmişti. Eş ölse de mühür varsa, hayatta kalan mühürlü eş tekrardan bir başka canlı ile birlikte olamazdı. Ama Duke sahte mühür bir yana dursun üstüne çocuk bile yapmıştı.
Alvin, yasak aşkın zehri. Yasak elmanın tatlı tadı. Ama yasak elmanın bedeli ağırdır. Alvin şeytan kralın ikinci çocuğu olması ile birlikte eski hava tanrıçasının da çocuğuydu. Hava tanrıçası arsız ve bencil biriydi. Adem onun bu yönünü fark edememişti. Ama fark ettiklerinde ölmüştü zaten tanrıça ve onun yerine başka bir tanrı getirilmişti.
Tanrıça çok eski zamanlardan beri aşıktı Duke'a. Ama biliyordu ki o gerçek ruh eşi değildi onun. Duke'un ruh eşi ona çok yakın biriydi. Sevgili kardeşi Camella. Sevdiği adamı onun elinden alan pis cadı. Yani o öyle düşünüyordu. Ama Camella öldükten sonra Bronte* sonunda sevdiği adamı kendine bağlayabilirdi.
(BD: Bronte gök gürültüsü demek ve eski yunanca. bir isme aşık oldum hadi eyw)
Ama Duke hiç sevmedi onu. Sadece fazla sinir ve şarap onu sarhoş etmişti. Zaten Bronte cehennemin derinlerinin verdiği acıya dayanamamış ve Alvin'i doğurduktan 2 asır sonra ölmüştü.
Alvin burada büyümüştü. Cehennemin en derininde. Acılar ve çığlıklar içinde. Duke ise 10 asır önce bağlanmıştı duvara. Alvin o bağlandıktan sonra daha da güçlenmişti. O korkudan, çığlıklardan ve acılardan güç alan olmuştu. Alarice ile kapıştığında onu yenemezdi belki ama Alarice'te onu yenemezdi.
Duke, Belinda'ya baktı. Neler olacağını biliyordu. İstemiyordu aslında. O küçük kız zaten talihsiz bir hayat yaşamıştı.
"Alvin, bırak onu gitsin. Hâlâ vakit varken bırak gitsin."
"Hayır baba. Seni buradan çıkaracağım. Belinda ile bir evlat sahibi olacağız. Ve en sonunda bütün gezegen ikimizin olacak. Kızın için mi üzülüyorsun? Hadi ama. Senin yaşadığından bile haberi olmayan biri için üzülmeye gerek yok. Şimdi şu altın kanlardan biraz şişeye akıttım. Biliyorsun cehennemde pek bir etkisi yok bu kanın. Bu yüzden en azından zincirlerden kurtulmanı sağlayacak."
Şişeyi ona doğru fırlatmıştı. Elleri arasına aldığı şişenin mantar tıpasını açtı. Parlayan sıvı artık boğazından aşağıya aktı.
Zincirler bir anda kırıldı. Alvin onu tek eli ile kaldırdı ve arkasından sürükledi. Bir kolu-eli ile Belinda'yı taşırken diğer eli ile babasının elini tutmuş cehennemden çıkmak için koşuyordu.
***
Alarice babasını sağ salim görünce şaşkınlık içinde kalmıştı. Belinda cehennemden çıkması ile içinde ki gücün çıkması aynı zamanda gerçekleşmişti.
Bir anda gözleri altın rengine geçiş yapmış, kanatları bütün herkesin kanatlarından daha büyük bir şekilde açılmış ve havalanmıştı. İçtiği şey her neyse onu sadece 1 saat kadar hafifletmişti.
Alvin planın bozulmuş olmasını şok içinde izliyordu. Babası onu uyarmıştı. Çok geç kalmışlardı. Ama bu sandıkları şey değildi. Yanılıyorlardı. Ve bunu bilen üç kişi vardı. Biri kendinde değildi. Biri kaderi ve geleceği açıklaması yasak olan kişiydi. Biri ise onu dinlemelerini bekleyen kişiydi.
______________________________________
Selammmm ben geldim 😺
İki hafta sonra iki haftalık sınav maratonu başlıyor. 😺🔫
Ders çalışacağım ama gece yazıp sabah atmayı planlıyorum. Size bölüm atabilmek için yazara uyku yok✊🏻✊🏻
Bu arada 3 k olmuşuz 🎉🎉🎉 çok teşekkür ederim 😺
Bu arada yeni bir kitap yayımladım. Lütfen gidip oy vererek yorum yapar mısınız?? Bu aralar gerçekten çok yoğunum ve emek verdiğim şeylerin sizler tarafından beğenilmesi benim yorgunluğumu alıp götürüyor 😻😻
OY VERMEYİ VE YORUMLAR YAPMAYI UNUTMAYINIZ 🦋 TEŞEKKÜRLERR 😻
↘️⬇️↙️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[ Le Paradis En Enfer ]
General Fiction"Her şey birbirine zıt iken biz birbirimize bağlıyız." "Ama biz birbirimizi öldürürüz." "Önemli değil. Aşkta ölüm çokta önemli değil." (Kisa bolumler) gxg