41- bel

73 15 0
                                    

Belki de bizler sevgi de çok benciliz. Ya da ömrümüz birine onu sevdiğimizi söylemek için çok kısadır. Yarın yaşayacağına dair garanti verenler aslında korkarlar. Şüphecilerdir içten içe. Ama bugünü sanki son günüymüş gibi yaşayanlar, onlar sevgiyi söylemekten ve göstermekten çekinmez, sakınmazlar.

Belki de Coley de sevgisini saklamamalıydı. Çok sevmek bir işe yaramazdı. Söylenmediği zaman miktarı pekte önemli değildi sonuçta kimsenin haberi olmazdı.

Coley, belki de kırılmaktan korkmuştu. Acizdi birçok şeyden. Sevgisini göstermekten korkması bundandı belki de.

Belinda tam Alarice'in yanına varmışken arkasına döndü. Coley yerde yatıyordu. Hareketsiz. Burada ki ilk arkadaşıydı. Alarice'in ona kibar davranma sebebiydi Coley. Coley, esmer şeker.

Yerde kıvranmaya başladı. Dante ona yakın bir yerde değildi ama olanları görmüştü. Belinda ise onunda fark ettiğini ve Alvin'e doğru koştuğunu gördüğünde şişeyi alamadan Dante'yi durdurmak için uçtu.

"Aklını mı kaçırdın? Sakın yaklaşma. Onu oradan alacağım."

Dante mecbur orada beklemek zorundaydı. O an gerçekten yaptığı şeyi düşünememişti. Ama şimdi düşününce Belinda'nın karşılık veremediği o canavara kendisi mi karşılık verecekti? Ama Coley, Coley orada duruyordu. Belinda onu almak için oraya gittiğinde Alvin yavaş yavaş kendini toparlamıştı.

"Şu esmer seni çok önemsiyor galiba. Harem kurma gibi bir düşüncen varsa beni de al. Emin ol onlardan daha iyi hissettirebilirim."

"Aynen aynen."

Alvin tamamen kendine gelmeden Coley'i Dante'nin yanına götürmüş ardından şişeyi almak istemişti. Alvin'in de onunla birlikte şişeye doğru içtiğini, görmesi ile hızlandı. Daha hızlı.

Şişeyi Alarice'in elinden alırken diğer kolu ile Alarice'İn belinden tutmuş, Alvin'in ona çarpmasını engellemişti.

"Doğruyu söyle böyle bir anda bile belime aşıksın dimi?"

"Her zerrene."

Onu ağaçların sıklaştığı yere saklamış ve elinde ki şişeyi kafasına dikmişti. Sıvı boğazında ki ince duvarlardan aktı. Kanına karıştığı an itibariyle gözleri altın rengine döndü. Şimdi ise her şey ona bağlıydı. Güçleri vardı. Onları kontrol ederek kullanması lazımdı. Alvin yanına ulaştığında gülümsedi.

"Çok bir şey hissettirmek istiyorsan gel de bana galibiyeti hissettir."

"Mağlubiyet olmasın o."

"Gel de gör."

"Hadi ama beni güldür-"

Rüzgar sertçe estiğinde Alvin'in kanatları direnemedi. Alvin yere düştüğünde şoka uğradı. Güçlü olacağına emindi. Ama bu kadar güçlü olacağını tahmin edememişti. Onun güçleri, o kullandıkça kendisine geçmesi gerekirdi. Ama büyü bozulmuşken nasıl olacaktı ki?

"Sen, sen nasıl oldu da... şişe. Şişe de ki neydi?!"

Belinda zafer için gülse de artık karşısında sadece Alvin değil babası da vardı. Babası büyünün bozulduğunu anlamıştı. Ve şimdi tek başına halletmesi gerekti. Önemli olan kızı değil karısıydı.

Aaric tüm gücü ile kızına saldırmaya hazırlandığında, Belinda artık babası için hiçbir şey ifade etmediğini anladı. Onu sadece etkisiz hale getirecek ardından bu saçmalıkların nedenini soracaktı.

( BD: AAAAA çok gerildim kfsfdkbnsf.)

Alarice onları uzaktan izlemek istemiyordu. Belinda'ya yardım etmeliydi. Sonuçta bir kişinin babası ile savaşması benliği ile savaşması gibi zordur. Aileden biri, sevdiği ve değer verdiği biri ile savaşmak zordu.

Alarice sevgilisine yardım etmek için her şeyi yapardı.

__________________
Asklaarrr ben geldimmm🥰

Öncelikle ramazan bayramınız mübarek olsun 🍬🍭

Ve son olarak artik kaos bitecek ve son son guzel bolumler okuyacaksınız. Yok adaş ben kaos seviyorum diyorsanız diğer hikayeme beklerim. Sayfama girerek ulaşabilirsiniz.👉🏻👈🏻

Bu arada gerçekten oy sayısı düştü lütfen oy vermeye devam edin canlarım size ihtiyacım var...

LÜTFEN OY VERMEDEN VE YORUM YAPMADAN GİTME ASKOM MUAH ÇÜNKÜ OYLARINIZA İHTİYACIM VAR 🥺🥺❤️❤️

↘️⬇️↙️

[ Le Paradis En Enfer ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin