Alarice kendine tamamen geldiğinde büyücü de sonuçları okumaya çalışıyordu.
"Sevgilim, biraz daha iyisin dimi? Su ister misin?"
"İyiyim ve evet lütfen."
Coley, onların konuşmasını duymuş ve ikili rahatsız olmasın diye suyu kendisi getirmişti. Alarice teşekkür etmiş ve suyunu içmişti. Ve kendini gerçekten biraz daha iyi ve güçlü hissediyordu. Aynı şekilde Belinda'nın üstünde ki ağırlıkta azalmıştı.
Büyücü sonunda sonucu okumayı başarabildiğinde korku dolu gözlerle onlara döndü.
"Efendim. Size çok önceden yapılmış bir büyü var. Ama o kadar güçlü ki sadece bir tanrı veya tanrıçanın yaptırabileceği ya da yapabileceği türden. Büyüyü bozmaya çalışırım ama net bir sonuç elde edemeyiz. Bu yüzden bana biraz zaman verin. Hazırlanıp da geleceğim."
"Sen öyle diyorsan öyle olsun. Gidebilirsin ama çabuk ol. Nasıl hazırlanacaksan çabuk hazırlan."
"Tabi ki efendim. İzninizle."
Büyücü selamını verip odadan çıktığında herkes susuyordu. Çünkü herkes düşüncelerinde ve kendi içlerinde sorduğu sorularda boğuluyordu. Kim onlara neden büyü yapardı ki? Özellikle de bir tanrı veya tanrıça neden onlarla uğraşsın ki? Çok önceden yapıldığına göre onlar çocukken mi yapılmıştı? Ama neden?
"Tamam her şey çok saçma olmaya başladı."
"Adolfo sırası değil."
"Ya gerçekler bunlar Dante. Görmüyor musunuz? Her şey çok saçma. Belinda hanımın kaçırılması ve onu kaçıranın tekrar geri getirmesi. Geri getirdiğinde ona olanlar, onu kaçıranın kaçması ve o kaçan kişinin yanında ki kral Duke. Kral Duke'nin sonradan saray kapısına gelmesi veya bırakılması, kaçan kişinin bulunamaması, kral Aaric'in garip sözleri ve davranışları. Ve şuan ki halimiz. Hatta bir artı daha var, büyük kitabın kayıp olması. Zaten onu ben kaçırmıştım Büyükler Kütüphanesinden. Birde üstüne kaybettik. Siz iki salağı hesaba katmıyorum bile. Şuan ki halimizde büyülü. Sanki bir hikayenin içindeyiz. Kafayı yememe ramak kaldı. Bazen olayları yakalamak bile zor oluyor. Neden oluyor bunlar bize?"
"Bunu demek istemezdim ama Adolfo haklı. Sanki biri bizim defterlerimizle oynuyormuş gibi."
(BD: çakma amel defteri arkadaşlar. başlarda var. biz bunları anlattık plss yani hehe)
"Kraliçe Alaina ile konuşmamız lazım. Efendim isterseniz bir toplantı ayarlayabilirim. Büyük defteri de getirir. Ve neler olduğunu görürüz."
"Her şey bu kadar basit değil Coley. Deftere bizler bakamayız. Ayrıca Alaina da onu taşıyamaz. Defter yerinden oynatılmamalı. Bunun defterle bir ilgisi belki olabilir. Ama ben bilmedğimiz birçok şeyin olduğunu düşünüyorum. Ve tamamen gerçekleri bildiğimizi de düşünmüyorum. Eksiklerimiz var."
"Belinda bence artık onlarla da konuşmalıyız. Onların bildiği şeyler olduğuna eminim."
"Haklısın sevgilim. Askerle-"
İçeriye kapıyı bile çalmadan giren asker Belinda'nın lafını kesmişti.
"Efendim, Kral Aaric kaçmış. Ve birçok askeri öldürmüş."
***
Aaric gizli haritadan Alvin'in nerede olduğunu öğrenmişti. Şimdi ise onun yanına planının bir diğer aşamasını gerçekleştirmeye gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[ Le Paradis En Enfer ]
General Fiction"Her şey birbirine zıt iken biz birbirimize bağlıyız." "Ama biz birbirimizi öldürürüz." "Önemli değil. Aşkta ölüm çokta önemli değil." (Kisa bolumler) gxg