Selam, kitabı unutmamışsınızdır umarım. Henüz dinlenemedim ama son bölümün üstünden uzun zaman geçtiği için daha fazla bekletmek de istemedim, bu yüzden ufak tefek hatalar olabilir. Sizi yeniden görmek çok güzel, iyi okumalar. 💖
"Komiser Choi, ihbar geldi. Samcheong-dong'da yangın var, apartmanın tümü alev almış, komşular yangını apartman sakinlerinden birinin çıkardığını iddia ediyor."
"Bunu biz alıyoruz, olay yerine iki birim yönlendiriyorum."
"Anlaşıldı, komiserim."
"Chanyeol ve Sehun, ihbarı duydunuz, derhal araçlarınıza. Jongin ve Junmyeon, siz de gidiyorsunuz, yanınıza çaylaklarınızı alın."
"Emredersiniz!"
Aceleyle ceketlerimizi giyerken göreve yeni başlayan Memur Lee'ye hazırlanmasını söyledim, Sehun'la koşar adımlarla bürodan ayrılırken karşıma Baekhyun çıktı ama ona selam bile verecek vaktim yoktu. Emniyetten apar topar ayrılıp araçlarımıza bindik. Emniyet kemerimi takar takmaz aracı ihbarın geldiği adrese sürdüm, siren sesleriyle öğlen trafiği ortadan ikiye yarıldı. İlerlemeye devam ederken telsizlerimizden ihbarla alakalı ayrıntılar almaya devam ettik. İtfaiye olay yerine ulaştı, yangın yan apartmana sıçradığı için apartman boşaltılıyor.
Mahalle kaos halindeydi, bir apartmanın tümü yanarken yan apartmanın da aynı şekilde heba olmaması için bir itfaiye daha çağrıldı. Apartman sakinleri ağlıyor, bir kısmı içeride evcil hayvanları kaldığı için gözyaşlarıyla içeriye girmeye çalışıyordu. Merkezden iki birim daha talep ettik ve görgü tanıklarıyla konuşup ifade için emniyete gönderdik.
Uzun süren çabaların sonunda yangın durdurulduğunda işlerin düşündüğümüzden daha karmaşık olduğu anlaşıldı. Yardımcı ekipler üçüncü kattaki ikinci kapı, yani daire 302'de bir ceset buldular. Elli yaşlarında bir kadındı, cesedi kendi gözlerimle görmemiştim fakat öğle yemeğimi henüz sindiremediğim için görmeye de hazır değildim çünkü ceset yanmıştı. Fakat bu yangının da cesedin de çeşitli sebepleri olabilirdi. Yanmadan önce dumandan zehirlenmiş olabilirdi, dahası komşular yangını bu dairede yaşayan gencin çıkarabileceğini iddia ediyordu. Ölen kadının oğlu olan on yedi yaşındaki genci bulup annesinin ölümünü bildirdiğimizde ise tek kelime bile etmedi.
Öğleden sonra saat dört buçuğu gösterirken emniyetin küçük sorgu odasında şüpheli oğlanla karşılıklı oturuyorduk. Sessizdi, gözlerimin içine bakmıyordu. Kırk beş dakikadır konuşmaya çalıştığım halde bir sonuca varamamıştım. İçgüdülerime dayanarak yangını onun çıkardığını söyleyebilirdim.
Pes edip sorgu odasından çıktığımda Komiser Choi'yi Baekhyun'la konuşurken buldum. "Gelişme var mı, komiserim?"
"İtfaiyeden haber geldi, gaz kaçağı yokmuş, kundaklama olduğunu düşünüyorlar. Tanrı bilir otopsi ve parmak izi sonuçlarını ne zaman alacağız." Elleri belinde önce bana sonra Baekhyun'a baktı. "Psikolog Byun'u çocukla konuşturmayı deneyelim, şüpheli görünüyor."
"Konuşacak gibi görünmüyor, çok inatçı," dedim sıkıntılı bir iç çekip. Birlikte sorgu odasına doğru yürüyüp içeriye girdik, bu odayı camdan bir bölme ayırıyordu. Ona oğlanı gösterdim. "Hwang Siwoo, on sekiz yaşında, yanan apartmanda annesi ölü bulundu, komşuları yangından önce şiddetli bir şekilde kavga ettiklerini duymuş."
Komiser Choi elindeki acı kahvesini içip ekledi. "Siwoo baş şüphelimiz, yani onu konuşturursanız bizim için çok iyi olur, Bay Byun."
Araya girdim. "Henüz kanıtımız yok, saldırganlık belirtileri de göstermiyor bu yüzden elleri kelepçeli değil. İçeriye girdiğinde senden dikkatli olmanı istiyorum, ona herhangi bir şekilde temas edemezsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chasing Fire
FanfictionByun Baekhyun, emniyet merkezinin tek psikoloğuydu ve aramızda birkaç bakışma ve tatsız tartışma dışında bir şey geçmemişti. O ufacık boyu, cılız vücuduyla tüm emniyeti çileden çıkarabilecek kabiliyete sahipti kendisi. Ancak hepsi buydu, benden iki...