9

4.8K 554 540
                                    

Baekhyun'un odasına varmam yalnızca birkaç merdiven sürüyor olsa da oraya gitmeye karar vermem neredeyse yarım saatimi aldı, kapının önünde dikilip içeriye girmem ise bir yarım saatimi daha. Derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım, sesini duyduğumda içeriye girmeden önce duruşumu dikleştirdim. Geçen gece olanları bir türlü aklımdan çıkaramıyordum ve sırf bu yüzden yüzüne bakacak cesaretim yoktu.

"Geciktin," dedi beni görür görmez. "Yine."

"Üzgünüm."

"Son zamanlarda bana ve üstlerine karşı davranışların çizgiyi aşmaya başladı, Memur Park." Memur Park. Kaşlarımı çatarak kapıyı kapattım ve masasının önündeki sandalyelerden birine oturdum, birdenbire bu kadar sert çıkışabileceğini hayal etmemiştim hiç. "Ekip amirlerinden fevri hareketlerinle alakalı uyarılar aldım."

"Elimden geleni yapıyorum." İfademi olabildiğince düz tutmaya çalışsam da moralim iyice bozulmuştu. Gece karşısında küçük düştüğüm yetmezmiş gibi şimdi de üzerimde otoritesini kullanıyordu.

"Seninle bu şekilde mi konuşmamı istiyorsun? Psikoloğun olarak."

"Hayır."

"Öyleyse beni görmezden gelme, ben de bu durumdan hoşnut değilim."

"Alışmaya çalışıyorum," diye yükseldim birden, sesimin yükselmesine o da şaşırdı. "Her şey çok hızlı gelişiyor, bana biraz zaman vermen gerek."

Sandalyesinden kalkıp yanıma geldi, karşı koltuğa oturmak yerine masasına dayanıp başımda durdu. Gözlüklerini şöyle bir düzeltirken aklından ne geçiyordu kim bilir. "Fazla ileriye gittim, değil mi?" diye sordu daha sakin bir şekilde, kendi kendine konuşmaya devam etti. "Çizgiyi aştım, bunun bize zarar vereceğini düşünemedim. Şimdi tuhaf hissediyorsun yanımdayken, üstelik iş arkadaşıyız."

"Tuhaf değil, beni rahatsız etmiyorsun."

"O zaman?"

"Dün için üzgünüm," dedim.

Neyden bahsettiğimi anlayana kadar sessiz kaldı. "Dediğim gibi, bunun için özür dileme. Dünyada bunu yaşamış ilk ve tek erkek değilsin."

İç çektim, beni anlamıyordu. Sorun bunu onun karşısında yaşamış olmamdı, sorun bizi yalnızca ev arkadaşı görmek istemiyor olmamdı. Hayallerimdeki adamla sevişirken erken boşalmıştım, herhangi biriyle değil.

"Seni rahatsız eden şey bu muydu?" diye sordu. Her şeye rağmen kelimelerini düzgün seçtiği ve erken boşaldığımı vurgulamadığı için memnundum.

"Sence bu basit bir şey mi?"

"Pek hoş değil tabii, fakat bunun üzerine fazla düşünmezdim. Senin elinde değildi." Ellerini saçıma uzatıp parmaklarıyla geriye doğru taradı, bana yukarıdan bakarken her dediğine uymak zorunda hissettim, üstelik söylediklerini anlamlandırabiliyordum. "Dünü unutacağım, istediğin buysa."

"Evet, bu." Masaya dayanırken gülümsedi, sonra kalkıp kapıya doğru yürüdü. Ne yaptığını kilit sesini duyduktan sonra anlayabildim, döndüğünde yüzünde daha ciddi bir ifade vardı. Gidip döner sandalyesine oturdu, arkasına yaslanıp beni gözleriyle süzdü, çenesini ovuşturuyordu bunu yaparken.

"Yine de pijamamın karşılığını vermen gerek."

"Yenisini alabilirim."

"Ben sende olan bir şeyi istiyorum."

Baekhyun benim neyimi isteyebilirdi ki? Kıyafetlerim onunkilerle karşılaştırılırsa oldukça demodeydi, hiçbirine elini sürmezdi eminim. Ben neyden bahsettiğini anlamaya çalışırken dudaklarındaki o alaycı kıvrılma tüylerimi diken diken etti, kapı kilitliydi. Yalnızdık odada.

Chasing FireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin