Chasing Fire

12

Gözlerimi Baekhyun'un yatağında açtığımda çıplaktım, kapalı perdeler gün ışığını engelleyemiyordu ve yine yalnızdım. Doğrulup saçlarımı karıştırarak etrafıma bakındım, geçen gece kulağa inandırıcı gelmiyordu hiç. Birlikte dans etmiş, kırmızı şarap içmiş, salonunda sevişmiş ve yatak odasında da kaldığımız yerden devam etmiştik. Hayatım boyunca hiç öyle bir gece geçirmemiş, o kadar uzun sevişmemiştim. Fakat gerçekti işte, çıkıp bağırmak istiyordum, Baekhyun ve ben sevişmiştik.

Baekhyun'un odanın dışında biriyle konuştuğunu duydum, sesini duymak beni anında kendime getirdi. Ev tahmin ettiğim gibi serindi, çıplak ayaklarımı zemine koyar koymaz titredim. Giyinmem gerekiyordu ama giysilerim hatırladığım kadarıyla salondaydı, halının ve kahve masasının üstünde. Odadan çıplak çıkmak istemedim, Baekhyun her kimle konuşuyorsa adam içerideydi çünkü. Giysi dolabını emin olamayarak açıp üstüme giyecek bir şeyler aradım, karşılaştığım renk düzeni ve temiz giysilere imrenerek baktım, her biri düzgün bir şekilde katlanmış ve asılmıştı, sayısız kumaş pantolonu, gömleği, blazer ceketi ve kazağı vardı. Kaşmir kazaklarına parmak uçlarımla dokunurken dolabından gelen parfüm kokusunu içime çektim, o saten pijamalar çekmecesindeydi.

Kapının ardındaki şehvetli kahkahayı duyabiliyordum, bu yüzden merakıma engel olamayıp hızlıca bir eşofman altı seçip giydim, odadan çıkıp yanlarına gittiğimde kaşlarım çatıktı. Adamın biri sigorta kutusunu kontrol ediyordu, Baekhyun da hemen yanında duvara dayanarak duruyordu. Üstünde dün giydiğim kazak vardı, bunu görünce çatılmış kaşlarım anında yumuşadı. Beni fark edince belli belirsiz gülümseyip başını adama geri çevirdi, bu hareketinin üstüne ben de hiçbir şey söylemeyip mutfağa gittim. Demliğe sıcak su koyarken vücudum kaskatı kesilmiş gibiydi, Baekhyun'un adama kur yaptığından başka bir şey düşünemiyordum çünkü.

"Sanırım bugünlerde biraz şanssızım, sürekli bir şeyler bozuluyor."

"Herkesin başına gelebilir, tabii gece yaşanmış olması talihsizlik olmuş. Bir dahakine beni arayabilirsiniz, saati önemli değil."

Baekhyun'un çapkın gülüşünü duyduğumda tüylerim diken diken oldu, adama cevap verirken halinden hoşnuttu. "Teşekkür ederim, bir dahakine öyle yaparım."

"Sizi daha önce görmüş olmalıyım."

"Siktir oradan," diye söylendim, bu kadarı fazlaydı. "Baekhyun?" Sert adımlarla yanlarına vardığımda ikisi birden başını çevirip bana baktı, adam beni fark edince hafifçe geriye çekildi ve beni başıyla selamladı, onları rahatsız etmişim gibi bakıyordu yüzüme. "Oradaki işiniz bitti mi?" diye sordum adama, sesimin imalı çıkmasına engel olamadım.

"Evet, şimdi bitti." Adam sigorta kutusunu kapattıktan sonra Baekhyun cüzdanını karıştırınca adam reddetti. "Bu seferlik ücret almayacağım, pek uğraşmadım nasıl olsa."

Baekhyun adamın bu teklifine itiraz etmedi hiç. "Ah, teşekkürler. Eğer ihtiyacınız olursa kliniğimi ziyaret edebilirsiniz."

Kartvizitini uzattığı için çıldıracak gibi oldum bir an, derin nefesler alırken bunu gizleme ihtiyacı duymuyordum. Birbirlerine dokunmamaları için Baekhyun'un elindeki kartı alıp ben uzattım, bu sırada dış kapıya doğru itekliyordum onu, Baekhyun hiç umurunda olmayarak salona dönmüştü. Adam kartı almak için uzandığı sırada bırakmamak için direndim ve adamla küçük bir münakaşa yaşadık, kartı çekiştirirken birbirimize öldürücü bakışlarla kafa tutuyorduk. Bırakmamaya kararlıydım, kartvizit ortadan ikiye bölündü ve ben alayla gülümsedim.

"İyi çalışmalar," dedim elimi kapıya dayayıp, karın ve kol kaslarımla ona küçük bir şov yaparak gözdağı verdim böylece, adam mağlup olup gittiğinde kapıyı çarpıp derin bir nefes aldım. İçeriye döndüğümde Baekhyun salona saçılmış giysilerimizi toparlıyordu.